

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
78
BRÜKSEL’DEN BAKINCA
direndi, bombalandı ama o -siya-
seten- kutsal mekânı terk etmedi.
Ancak tüm bu olumlu noktalar şu
gerçeği görmemizi engellememeli:
Toplum olarak ölümcül bir deneyim,
büyük bir travma yaşadık. Bunun top-
lumsal psikoloji üzerindeki etkisinin
düzelmesi yıllar sürecektir. Şunu özel-
likle belirtmeliyim, toplum olarak bir
anlamda 15 Temmuz akşamına takılıp
kaldık. Oysa bir an önce sabahı getir-
memiz, çok hızlı ve akıllıca planlanmış
bir “normalleşme” sürecine girmemiz
lazım. Bunun ilk şartı da bir an önce “o
geceden” çıkmak, ertesi günün sabahı-
na ulaşmış olmak.
Normalleşme
“Normalleşme” telaffuzu kolay, ha-
yata geçirilmesi zor bir kavram. Sadece
darbeci çetenin devlet mekanizmasından
temizlenmesi değil, bunun çok daha öte-
tereddüt etmeden müthiş bir
refleks gösterdi. Dolayısıyla da
demokrasi yolundaki yürüyüşün-
de bugün eskisine oranla ken-
disine çok daha fazla güveniyor.
• Ordunun çok geniş bir kesimi darbe-
ye hiçbir şekilde katılmadı. Ciddi bir
bölümü canları pahasına darbecile-
re karşı koydu; birçok kritik noktada
onları durdurdu. Darbeciler arasın-
daki üst düzey subayların çokluğuna
rağmen, ordunun en üst yönetim ka-
demesi darbenin içinde yer almadı.
• Darbeciler sadece ordunun tama-
mından değil toplumun hiçbir ke-
siminden destek bulamadılar. Daha
önceki darbelerde gördüğümüz
“destekçi sivil kesimler” bu defa orta-
da yoktu; varsa da hiç görünmediler.
• En güzeli de “destekçi siyasi kesim”
diye bir şey yoktu. Parlamento-
muz darbe girişimine sonuna dek
Türkiye’nin Doğu ile Batı
arasındaki “köprü”, İslam’la
“diyalog”, Orta Doğu ile
“tampon”, göçmen akımına
karşı “sınır güvenliği
sağlayıcısı” ve AB ülkelerinde
yaşayan milyonlarca Türk
kökenli nedeniyle “komşu”
fonksiyonlarının göz ardı
edilmesi mümkün değil.