Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  101 / 108 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 101 / 108 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

99

gelişmeler yaşandı. Bu konu-

da sizin görüşlerinizi alabilir

miyiz? İngiltere’nin Kıbrıs so-

rununun çözülmesinde nasıl

bir rol oynayacağını düşünü-

yorsunuz?

Şahsi görüşüm, Annan Planı’na

“hayır” diyen GKRY’nin AB’ye katılımı-

nın Kıbrıs sorununun çözümü için de-

ğerli zamanın kaybına yok açan vahim

bir hata olduğu yönünde. Bildiğiniz

üzere, Kıbrıslı Rumlar bu fırsatı red-

dederken, Kıbrıslı Türkler “evet” oyu

kullanmıştı. Tabii bunlar, ekonomik

kriz GKRY ekonomisinin kırılganlığını

ortaya çıkarmadan önceydi. İngilte-

re’nin tarihi suçluluk payını taşıdığını

düşünüyorum, 1974’te Türkiye’nin

Kıbrıs’a müdahale etmesine sebep

olan olaylar zincirinde olumlu bir rol

oynama noktasındaki yetersizliği ya

da isteksizliği de buna dâhil. İngiltere,

1959 ve 1960 anlaşmalarının imzacı-

ları arasındaydı. Böylece, Yunan, Türk

ve İngiliz hükümetleri Kıbrıs’ta yaşa-

yan iki toplumun durumunu garan-

ti ediyorlardı. İngiltere resmen Türk

Hükümeti tarafından müdahale için

çağrılmış ve garantör ülke hükümlü-

lüklerini ihlal ederek üzerine düşeni

yapmamıştı. İngiltere’nin artık Kıbrıs

meselesine ilişkin daha proaktif ve

yapıcı bir rol oynamak istediği doğ-

rultusunda göstergeler var; ancak,

yine de bu konuda yorum yapmak için

çok erken.

İngiltere’nin AB üyeliği ise son

dönemlerde gündemde yer

alan önemli diğer bir konuyu

oluşturuyor. Bilindiği üzere,

Brexit

” (İngiltere’nin AB’den

çıkışı) ihtimali ve senaryoları

hakkında tartışmalar çoktan

başladı. Bu konuda sizin görüş-

lerinizi alabilir miyiz?

Referandum esasen Muhafazakâr

Parti tarafından yürütülen siyasi bir

hareketti. Bağımsızlık Partisi (UKIP)

gibi sağ görüşlü popülist partilerin yol

açması muhtemel kayıpların önüne

geçmek için ortaya konuldu. Konu,

yalnızca göç odaklı iken bir şekilde AB

üyeliği ve ulusal egemenlik konusu ile

bağdaştırıldı. Tıpkı İskoçya’da Ulusal

Parti’nin (SNP) yükselişi gibi bu, yeni

bir İngiliz milliyetçiliğini teşvik etti,

ülkenin seçim haritasını böldü ve İşçi

Partisi’ni marjinalleştirdi. Bununla

birlikte, AB üyeliği tartışması farklı

aşamalardan geçiyor ve tartışmanın

parametreleri değişkenlik gösteriyor.

Örneğin, sağcı partilerin AB tarafından

ulusal egemenliğin kabul edilemez

şekilde kısıtlandığı yönündeki eleşti-

rileri, genellikle İngiltere’yi daha az

rekabetçi hale getirdiğini savunduk-

ları sosyal konular (örneğin; asgari

ücrete ilişkin iş kanunları, sendikal

haklar vb.) üzerinde yoğunlaşıyor.

Siyasi sol ise AB’ye daha sosyal de-

mokrat bir perspektiften bakıyor. Yu-

nanistan krizinin yönetilememesiyle

işler değişti. Geleneksel olarak AB’ye

olumlu yaklaşan kesimler bile artık

AB’nin eşitlik ve dayanışma temelin-

de yükseldiğini düşünmüyor; AB’yi

Almanya liderliğinde adeta Hobbes’un

ortaya koyduğu

leviathan

kavramıyla

özdeşleştiriyor. Buna rağmen, İngilte-

re tartışmasının abartılmış olduğunu

düşünüyorum. İngiltere’nin kendini

Parasal Birliğin dışında tuttuğu için

haklı çıktığı söylenebilir. Ama refe-

randumun AB ve İngiltere ilişkilerinde

ciddi bir değişikliğe yol açacağını dü-

şünmüyorum