Page 66 - İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi - Temmuz - Ağustos 2012

66
19
65
B R Ü K S E L ’ D E N B A K I N C A
Avrupa’da yaşayan Türkleri değil, Türkiye’de yaşayan Türkle-
ri de ilgilendiren bir alanda, AB ülkelerine girişte Türk vatan-
daşlarına uygulanmakta olan ve yaygın şikâyetlere yol açan
vize konusunda, lehimize bir karar almıştır.
Yine hukuki detaylara girmeden anlatayım: Bu dava,
üye ülkelere kısaca “Ortaklık Anlaşması uyarınca, bazı Türk
vatandaşlarına vize uygulaman hukuki değildir, bu durumu
düzelt” demiştir. Üye ülkelerin tepkileri istediğimiz netlikte
olmamıştır ama böylelikle bu konu birçok kurum ve kurulu-
şumuzun ilgi alanına girmiş, kazanma ihtimali yüksek ben-
zer davalar açılması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu çabala-
rın yoğun ve hedefe yönelik ciddi gayret ve mücadeleye dö-
nüşmesi temennimizdir.
Bu noktada bir küçük parantez açıp, bir kısmının için-
de bizzat yer aldığım bu çalışmalar esnasında öğrendiğim il-
ginç bir detayı sizlerle paylaşmak isterim. AB’de yaşayan in-
sanlarımızın hukuki sorunlarda ilk başvuru noktasının, muh-
temelen Türk kökenlilerin nispeten toplu halde yaşadıkları
bölgelerde yerleşik Türk kökenli hukukçular olacağı ve onla-
rı ortaklık hukuku hakkında bilgilendirmenin yararlı olaca-
ğı düşüncesiyle, Türk kökenli hukukçularla temas kurmak ve
onlar için seminerler düzenlemek üzere TOBB’un katkılarıyla
bir çalışma başlattık. Çok kısa bir zamanda, Türk Kökenli Hu-
kukçular Birliği adı etrafında örgütlenmiş, AB ülkeleri baro-
larına kayıtlı Türk kökenli 1.500 hukukçuya ulaşmak, bizle-
ri hem şaşırttı hem de mutlu etti. Muhtemelen gerçek sayı
1.500’
ün hayli üzerindedir. Neyse, parantezi burada kapatıp
konuya döneyim.
AB hukuk sisteminde ABAD kararları bizim alışık oldu-
ğumuz milli mahkeme kararlarından farklıdır. Kararlar doğ-
rudan icra edilmez. Üye ülkeler, çoğu zaman milli mevzuat-
larını değiştirmek suretiyle kararın gereğini yerine getiriler.
Karar yoruma açıksa, bu “yerine getirme”de ona göre olur.
Farklı ülkeler, farklı zamanlamalarla, birbirinden farklı uygu-
lamalara gidebilir. Bu defa da öyle oldu. Ülkeler farklı farklı
uygulamalara gittiler. Karar kapsamında yer alan ülkelerden
Almanya, dar bir kesim için“vizesiz seyahat”hakkı tanıdığını
bildirdi ama bunun için Alman elçilik veya konsoloslukların-
dan “vizesiz seyahat etmeye hakkı olduğuna ilişkin” bir bel-
ge alınması gerekiyordu. Çok kısa sürede, bu belgeyi alma-
nın vize almak kadar güç olduğu ve Almanya’nın mahkeme
kararına uyuyorum adı altında başlattığı uygulamanın pra-
tikte hiç bir kolaylık getirmediği anlaşıldı.
Şimdi Hollanda da benzer bir uygulama başlatıyor.
Hollandalı diplomatların açıklamasına göre yeni uygulama
15
Ağustos’ta başlayacak ve “Belçika’da iş kurmak isteyen iş
insanlarımız” veya “onların görevlendirdiği kişiler” belli ev-
rakları Hollanda Konsolosluklarına teslim ettikleri takdir-
de kendilerine “vizesiz giriş belgesi” verilecek. Arzu edenle-
rin, Konsolosluktan bu belgeyi almadan, istenen evrakı yan-
larında bulundurarak doğrudan Hollanda’ya girmeye çalışa-
bilecekleri de belirtiliyor. Bu durumda, nihai giriş kararı sınır
kapısındaki yetkili tarafından verilecek ama Konsolosluk yet-
kilileri bu yola başvurmaktansa, daha garantili olması için,
kendilerinden belge alınmasını“tavsiye ediyorlar”(!)
Bu durum, özellikle kendilerini uygulama kapsamın-
da gören iş insanlarımız arasında sevinç yaratmış olmalı ama
sonucun Almanya’daki gibi olmasından korkarım. İki nokta-
da uyarı yapmak gerek. Birincisi,
Konsolosluklardan vizesiz
giriş belgesi almadan Hollanda’ya gitmek, özellikle uygulama
oturmadan, ciddi bir risk içermektedir.
En azından başlangıç-
ta, sınır kapısındaki görevlilerin keyfi davranışları söz konu-
su olabilir. Şu an için elimizde bulunan resmi olmayan bilgi-
lere göre vizesiz giriş belgesi için Konsolosluklarca talep edi-
len belgeler vize için istenen belgelerle kıyaslanmayacak de-
rece az olacaktır. Duyumlarımıza göre, Konsolosluklara baş-
vurulurken:
Ticaret Odası’ndan Ticaret Sicil Belgesinin aslı ve ter-
cümesi,
Kalınacak her gün başına 50 Avro nakit para (girişte
yanında bulundurmak üzere),
Dönüş bileti,
Hollanda’da yapacakları görüşmelerin dökümünün ib-
razı gerekecektir.
Eğer öyleyse, uygulama belgeler açısından basitleşti-
rilmiş olacaktır. Ancak yukarıdaki listenin sadece ön duyum
olduğu, resmi bir nitelik taşımadığı unutulmamalıdır. Gerçek
durum ancak 15 Ağustos’tan sonra ortaya çıkacaktır. Uygu-
lama tatmin edici olmazsa şikâyetler sürecek, yeni davalar
açılması söz konusu olacaktır.
Uygulamayla ilgili asıl kritik husus “giriş hakkının” sa-
dece Hollanda ile sınırlı olmasıdır. Eğer bu yolla Hollanda’ya
giren kişi, başka bir AB ülkesine (ki Şengen ülkelerine kolay-
ca ve hiç bir sınır kontrolüne tabi olmadan gidebilir) geçer
ise, “suçlu” durumuna düşecektir. Eğer durum bir şekilde o
ülkenin resmi makamları tarafından tespit edilirse, ilgili şa-
hıs“yasal olmayan şekilde ülkeye girmek”suçunu işlemiş ka-
bul edilecektir. Bu uygulamadan yararlanmayı düşünen de-
ğerli iş dünyası mensuplarımız: Aman dikkat!!!
Şunu da unutmamalıyız, yukarıda anılan davaları ka-
zanmamız ve Avrupa’da Türk nüfusunun giderek artıyor ol-
ması gerçeği, kendi başına vatandaşlarımızın vizesiz seya-
hat, oturma ve çalışma izinlerine getirilen tüm kısıtlamala-
rın mutlaka “hukuka aykırı” olduğu anlamına gelmemekte-
dir. Vatandaşlarımızın önüne çıkarılan bu tür engellerin kal-
dırılması için sadece hukuki alanda değil, siyasi alanda da
mücadele sürdürülmelidir.
Nihai başarı, ancak AB’de bu kısıt-
lamaların sadece hukuki açıdan değil ekonomik, siyasi ve in-
sani açıdan da sürdürülemez olduğunun anlaşıldığı noktada
sağlanacaktır.