G Ö R Ü Ş
18
19
65
Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras
YUNANİSTAN’IN DURUMU
Avro Alanı’nda yaşanan borç krizinin başrol oyuncu-
su Yunanistan’da AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası üçlüsü-
nün sağladığı mali yardım karşılığında uygulaması öngörü-
len sert tasarruf tedbirleri meclisten geçti ancak halkın tep-
kileri nedeniyle oluşan hükümet krizi sonucu geçtiğimiz Ma-
yıs ve Haziran aylarında iki kez erken genel seçim gerçekleş-
ti. Yunanistan, 2010 yılında AB ve IMF’den 110 milyar Avro
tutarında ve 2012’de de 130 milyar Avro tutarında mali yar-
dım aldı.
Avro Alanı’nda yaşanan borç krizi karşısında AB’nin al-
dığı önlemlere baktığımızda, üye ülkelerin kamu açıkları ve
kamu borçlarında endişe verici yükselişler, AB’de mali kont-
rol mekanizmasının güçlendirilmesi ve krizlere karşı sürekli
bir mekanizmanın kurulması ihtiyacını ortaya çıkardı. 2011
Mayıs’ta 2013 yılına kadar uygulanacak iki destek meka-
nizması oluşturuldu, kurtarma fonlarının süresinin 2013’te
sona ermesinden sonra geçici fonlar yerine, acil durumlarda
krizin bütün AB’ye yayılmasını önlemek üzere devreye gire-
cek kalıcı bir mali destek mekanizmasının kurulması üzerin-
de anlaşmaya varıldı.
Mali destek, ilk planda krizdeki ekonomileri su üstün-
de tutacak bir can simidi gibi borçlarının çevrilebilmesine
katkı sağlarken, bu borçların oluşmasının altındaki asıl se-
beplere çözüm aranması ve bunun Ekonomik ve Parasal Bir-
liğin güçlendirilmesi önem taşıyor. Üye ülkelerinmali yapıla-
rının gözetimini sağlayan İstikrar ve Büyüme Paktı çerçevesi-
nin güçlendirilmesi ve bu amaçla üye ülkelerce uygulanacak
maliye politikalarının da AB ölçeğinde çok daha sıkı kuralla-
ra tabi tutulması, diğer yandan Avro Alanı ülkeleri arasında-
ki ekonomik yakınsamanın artırılması krizin başından itiba-
ren atılması gereken adımların başında geliyor. Bu kapsam-
da ekonomi politikalarının uyumlaştırılması ve ekonomik
yönetişimin güçlendirilmesi için ilk olarak 2010 yılında orta-
ya koyulan ekonomik yönetişim paketinin devamında geç-
tiğimiz yıl Aralık ayında ekonomik yönetişimle ilgili önemli
kararlar alındı. Sıkı bütçe kuralları ve daha güçlü parasal po-
litikalar uygulanması ve bunun antlaşmada değişiklik ya da
yeni bir antlaşma ile hukuki düzenlemesinin yapılması üze-
rinde uzlaşıldı. İstikrar ve Büyüme Paktı’nın güçlendirilmesi
amacıyla geçtiğimiz yıl Aralık ayında yürürlüğe girenmevzu-
at paketi sürekli olarak kamu açığı ve kamu borcu sınırlarını
aşan ve ekonomik tavsiyelere uymayan AB ülkeleri için daha
güçlü ve daha katı kurallar getiriyor.
Önceleri, Almanya ve Fransa’nın başını çektiği birta-
kımüye ülkeler krizi aşmak için yüksek vergiler getirilmesi ve
harcamaların azaltılması için kemer sıkma önlemlerinin sıkı
bir şekilde yerine getirmesini savundular. Ancak, harcama-
ların azaltılması büyümenin de düşmesi, gelirlerin azalma-
sı ve borçların artması gibi ters bir etki de yaratmakta. Bu kı-
sır döngüden çıkış için makul bütçe önlemeleri ve yapısal re-
formlar karmasının yanı sıra büyümeyi artırıcı politikalar iz-
lenmesi de oldukça önem taşıyor. Fransa’da 6 Mayıs’ta ger-
çekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başa geçen sosya-
list lider François Hollande, sıkı tasarruf politikalarını savu-
nan Merkel – Sarkozy ittifakını bozdu ve Avrupa yapılanma-
sının ekonomik büyüme, istihdam ve refahtan geçtiğine vur-
gu yaptı.
AB KRİZE KARŞI SON DÖNEMDE
NELER YAPIYOR
Geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşen AB zirvesin-
de, AB’nin ekonomi stratejisinin uygulanması ana gündem
maddesi oldu. AB liderleri, mali disiplin ve aynı zamanda
büyüme ve istihdamın artırılmasını öngören stratejinin ger-
çekleştirilmesi için yüksek kamu açıkları ve aşırı kamu borç-
larıyla mücadele edilmesi konusunda görüş birliğine vardı-
lar. Zirvede, 25 AB üyesi ülke tarafından “Bütçe Paktı” veya
“
Mali Sözleşme”olarak da bilinen,“Ekonomik ve Parasal Bir-
lik İstikrar, İşbirliği ve Yönetişim Antlaşması”imzalandı. Büt-
çe Paktı, bütçe disiplinini güçlendirerek üye ülkelerin kanun-
larında ya da anayasalarında bunun altın kural olarak yer al-
masını amaçlıyor. Bütçe Paktı’na üye ülkelerin kamu maliye-
lerini dengede tutmaları veya bütçe fazlası vermeleri gereki-
yor. Paktın üye ülkeler tarafından onaylanmasıyla 2013’den
itibaren uygulamaya girmesi öngörülüyor.
Haziran’daki AB liderler zirvesinde ise borçlu ülkele-
rin bankalarının doğrudan sermayelendirilmesinin yolu açıl-
dı. Böylelikle, Avrupa İstikrar Mekanizması’nın borçlu ülkeler
yerine doğrudan ilgili üye ülkelerin bankalarına kredi vere-