

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
13
tırımlara ve dış ticarete önemli katkı sağlamasını bekliyoruz.
Ekonomi Bakanlığımız ve Avrupa Komisyonu tarafından
yaptırılan araştırmalar özellikle yıllık bazda GSYH’da ve ihra-
catta öngörülen artışı ortaya koyuyor. Avrupa Komisyonunca
yapılan etki analizinde, GSYH’nın reel olarak yüzde 1,44’lük
(12.5 milyar avro) artışa yol açması bekleniyor. Ekonomi
Bakanlığımızca hazırlatılan çalışmada ise 2030 itibarıyla, GS-
YH’da yüzde 1,9 oranında, AB’ye yapılan ihracatta yüzde 24,4
oranında artışa yol açacağı tahmin edilmiştir.”
“AB ile birlikte STA’ların artırıl ası
beklenen faydaları sağlayacak”
İKV Başkanı etki analizleri ile varılan tahminlerin, Gümrük
Birliği’nin derinleştirilmesi ve Türkiye’nin üçüncü ülkeler ile
AB’nin imzaladığı STA’lara dahil olması halinde geçerli olaca-
ğını vurguladı:
“Yapılan etki analizlerinde farklı senaryolardan yola çı-
karak hesaplamalar yapılıyor. Gümrük Birliği’nin olduğu
gibi kalması, yerini kapsamlı bir STA’ya bırakması gibi farklı
senaryolar arasında iki taraf için de en karlı olması beklenen
senaryo Gümrük Birliği’nin derinleştirilmesi alternatifi. Buna
göre Gümrük Birliği’nin işleyişi iyileştirilecek, yani uyuşmaz-
lıkların çözümü mekanizmaları güçlendirilecek, Türkiye’nin
AB’nin imzaladığı STA’lardan faydalanması sağlanacak. Aynı
zamanda, Gümrük Birliği’ne hizmet ticareti, kamu alımları
piyasaları ve tarım ürünleri de eklenecek. Bu şekilde karşı-
lıklı olarak pazarların daha açık hale gelmesi ve Türkiye’nin
üçüncü ülkeler ile imzalanan STA’lar ile ilgili olarak yaşadığı
dezavantajların ortadan kaldırılması AB düzenlemelerine
uyum düzeyini artıracak ve ekonominin genelinde önemli bir
canlanma sağlayacak.”
Güncelleme iç piyasada rekabeti artıracak
Başkan Zeytinoğlu son olarak, Gümrük Birliği’nin güncel-
lenmesinin sektörel etkilerine de değindi:
“Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci iç piyasada reka-
beti artıracaktır. Bunun başlangıçta zorlayıcı etkileri olsa da,
orta ve uzun vadede, sanayide üçüncü ülkeler ile imzalanacak
STA’lar ile pazar payının artmasının yanında çeşitli tarım
ürünleri gruplarında ve hizmet sektörlerinde verimliliği ve
üretkenliği tetikleyecektir. Motorlu taşıtlar, elektrikli aletler,
tekstil ve ayakkabı gibi sanayi ürünleri, gıda sektörü, taze
meyve ve sebze, kabuklu yemişler gibi tarımürünleri ve inşaat,
ulaştırma, mali hizmetler, rekreasyonel hizmetler gibi alanlar-
da ihracatı arttırması beklenmektedir. Sanayi dışında, tarım
ve hizmet sektörlerine daha fazla yabancı yatırım çekilecek
ve yeni iş alanları yaratılacaktır. Söz konusu sürecin, mevzuat
düzeyinde AB’ye uyumu da artıracağı gibi, şeffaflık, hesap ve-
rebilirlik, öngörülebilirlik, hukuki denetim gibi iyi yönetişim
ilkelerinin yerleşmesinde ön ayak olacağını umuyoruz.”
■
4 Kasım 2016 tarihinde yürür-
lüğe giren Paris Anlaşması ve yeni
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri,
küresel iklim değişikliği ve kalkınma
politikalarının çatısı niteliği taşıyor.
Ancak mevcut politikalarla Paris An-
laşması’nın uygulanmasının mümkün
olmadığı BM tarafından da açıklandı.
AB’nin resmi ajansı olan Avrupa
Çevre Ajansı’nın verilerine göre, AB
halihazırda 2020 hedeflerine ulaşma eğilimini sürdürmekte
olup, Paris Anlaşması ve Enerji Birliği önceliğinde 2030 yılı
ve sonrasına yönelik ek tedbirleri hayata geçirmeye başladı.
Bu bağlamda, AB Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS) sektör-
leri dışında kalan tarım, atık, binalar ve ulaştırma sektör-
lerinin yanı sıra arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği
ve ormancılık sektörlerini kapsayan kapsamlı paketini tem-
muz ayında sunarak, düşük karbonlu ekonomiye geçişte
sektörel hedeflerini gündeme aldı.
Türkiye’de ise düşük karbonlu ekonomiye geçiş çalışmala-
rında özellikle İklim Değişikliği Eylem Planı (İDEP), temel me-
tin olarak kullanılıyor. 2011-2023 dönemini kapsayan İDEP
çerçevesinde, AB ETS ve bu sistem dışında kalan sektörler
üzerinden hedeflere ulaşmak için çalışmalara devam ediliyor.
Türkiye’de Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönet-
melik, tamamen AB ETS’ye uyum çalışması olarak hazırlandı
ve AB’nin bu sistemi dahilinde olan sektörlere yönelik emis-
yonların raporlanması, izlenmesi ve doğrulanması (MRV)
sürecini içeriyor. Bu noktada, söz konusu mevzuatın sadece
emisyonların raporlanmasına yönelik olduğunu belirtmek ge-
rekiyor. Emisyonların 1990-2014 döneminde yüzde 125 artı-
ğı Türkiye’de, emisyonların azaltılmasına yönelik çalışmaların
hızlanması gerektiği Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Ra-
poru’nun yanı sıra uluslararası raporlarda da yerini aldı.
İKV Uzmanı İlge Kıvılcım tarafından hazırlanan “Düşük
Karbonlu Ekonomiye Geçiş: Temel Sektörler” başlıklı İKV
Yayını (No: 292) ile küresel politikaların yönü, emisyon-
lardaki son durumun yanı sıra AB ve Türkiye’deki sektörle
değişimlere genel bir bakış sunuluyor. Çalışmanın, çevre ko-
ruma ve iklim değişikliği çalışmalarına gönül vermiş genç
araştırmacıların çalışmalarına ve iklim değişikliği gibi son
derece güncel bir konuda farkındalığın artırılmasına katkı
sağlaması temennisiyle İKV bu çalışmayı tüm okuyucuları-
nın dikkatine sunuyor.
■
İKV’den Yeni Yayın:
“Düşük
Karbonlu Ekonomiye Geçiş:
Temel Sektörler”
19
65
İKTİSADİKALKINMAVAKFIYAYINLARI
YayınNo:292
1995
2017
DÜ
û
ÜKKARBONLU
EKONOM
ú
YEGEÇ
úû
:
TEMEL SEKTÖRLER