

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
1
Türkiye 2.8 milyon mülteciye
ev sahipliği yaparak, dünyanın en
fazla mülteci barındıran ülkesi ko-
numuna geldi. Suriye’deki savaşın
5 yıldır devam etmesi ve giderek
kötüleşmesi Suriyeli mültecilerin
geri dönme umutlarını bitirirken,
daha iyi hayat şartları arayışı için-
de AB ülkelerine yönelmelerine
neden oldu. Önce 160 bin mül-
teciyi kabul etmeyi kararlaştıran
AB, bugüne kadar bu rakamın 40
binini dahi alamadı. AB içinde
bazı Üye Devletler mülteci alımına
karşı çıkınca, tüm umutlar Türki-
ye’ye bağlandı ve 16 Aralık 2013
tarihinde imzalanan AB-Türkiye
Geri Kabul Anlaşması’nın bir an
önce uygulamaya koyulması en
acil çözüm arayışlarının odağına
yerleşti.
29 Kasım 2015 Zirvesinde
Türkiye ve AB’nin üzerinde uz-
laştığı Ortak Eylem Planı’na göre,
Türkiye’den beklentiler şu şekilde
sıralandı: Türkiye’nin AB ile Geri
Kabul Anlaşması’nı Haziran 2016
itibariyle uygulamaya başlayarak
Türkiye üzerinden geçiş yaptığı
belgelenen göçmenleri geri kabul
etmesi, Vize Serbestliği Yol Hari-
tası koşullarını yerine getirmesi,
Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı-
ların entegrasyonu için gerekli
adımları atması, Türkiye’den Yu-
nanistan’a göçmen kaçakçılığını
engellemesi ve göç yönetiminde
AB ile etkin işbirliği. Bunun kar-
şılığında, AB tarafı, Türkiye’deki
Suriyeli sığınmacıların ihtiyaçla-
rının karşılanmasına yönelik ola-
rak 2016 ve 2017 için 3 milyar
avro vermeyi üstlenirken, bunun
yanında, Türkiye’nin AB üyelik
müzakereleri sürecinin canlandı-
rılması, enerji, ekonomi, dış ve gü-
venlik politikası gibi alanlarda Üst
Düzey Diyalog süreçlerinin başla-
tılması, göç yönetimi konusunda
Türkiye’ye destek ve Türkiye’nin
İKV’den
Sayın Okuyucularımız,
İKV Dergisi’nin Ocak-Şubat sa-
yısında yeni yılla birlikte yoğunlu-
ğu artan AB gündemini ve Türki-
ye’nin AB rotasındaki gelişmeleri
bulacaksınız. AB gündemi mülteci
krizine kilitlenmiş durumda. Geçti-
ğimiz yıl Türkiye üzerinden AB’ye
giriş yapan göçmen ve sığınmacı
sayısı 2011’e göre yaklaşık 15 kat
artarak 885 bine ulaştı. Bu göç-
menlerin hiçbir güvenlik önlemi
alınmayan teknelerle Ege Denizi’ni
geçerek yaşamlarını riske atmaları,
sınırları geçmek için son derece
zor koşullarda beklemeleri, mül-
teciler için yapılmış kamplardaki
durumları büyük bir insani kriz
ortaya çıkardı.
,
den