Table of Contents Table of Contents
Previous Page  19 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 19 / 84 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

17

yıllardır herkesin “bu kez çözülecek”

gözüyle baktığı ancak çözümü zor bir

mesele. Ancak eğer ki bu sorun çözü-

lürse GKRY’nin bize bloke edeceğini

açıkladığı fasılları ve AB’nin GKRY’yi

tanımadığımız için açmayacağını be-

yan ettiği fasılları açtırmak için önü-

müze önemli bir fırsat doğar.

“Lobi faaliyetleri yapılmalı

temaslar sıklaştırılmalı”

Kapanması gereken 35 fasıldan

henüz sadece en kolay fasıl olarak gö-

rülen “Bilim ve Araştırma” faslı kapa-

tılabildi. Üstelik birçok faslın bloke

edildiğini de unutmamalıyız. Kısaca

önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu

süreci hızlandırmak zor. Zaten bizim

AB ile ilişkimiz, “şartların belirlen-

mesi, yerine getirilmesi ve yine yeni

şartlar deklare edilmesi” şeklinde sü-

regiden kısır bir döngü niteliğinde. Bu

garip döngünün bize en büyük faydası,

yapısal reformları gerçekleştirmemize

yardımcı olmasıdır.

Bu nedenle en son noktadan ziyade

önümüzdeki adımı hedeflememizin

faydalı olacağını düşünüyorum. Ör-

neğin, her şeyden evvel sürecin ivme

kazanması için blokajların kalkması

yönünde lobi faaliyetleri yapmalıyız,

diplomatik temasları sıklaştırmalı ve

müzakereye açık fasıllarda kararlı bir

şekilde ilerleme kaydetmeye çalışma-

lıyız.

etkisiz eleman olması. Yani AB ülke-

leriyle ikili ticaret anlaşması yapmış

herhangi bir ülke Gümrük Birliği kap-

samında Türkiye pazarına girebiliyor.

Oysa biz, o ülke pazarına aynı anlaşma

kapsamında ulaşamıyoruz. Gümrük

Birliği kapsamına tarımın dâhil edil-

diğini düşünün… Bu durumda tam bir

facia yaşarız. Herhangi bir AB ülkesiyle

ikili anlaşma yapmış, herhangi bir ülke

gelip istediği tarım ürününü Türkiye

pazarına sunacak. Ülkemiz için en stra-

tejik sektörün çöküşü demektir bu…

Ayrıca Türk kamyon ve tırlarına

yönelik uygulanan kotaların kaldırıl-

ması ele alınması gereken bir mesele.

Ancak öncelik, dediğim gibi gıda ve

tarım meselesinde. Bu yıl bu konuya

odaklanmalı ve çok dikkatli olmalıyız.

“Yeni bulunan enerji kaynak-

ları çözümü güçleştirecek”

Öncelikle şunu belirtmekte fayda

var: Kıbrıs yüzyıllardır bir Türk ada-

sıdır. Nüfusunun çok önemli bir kısmı

Türk’tür. İkinci olarak Türkiye Kıbrıs’ın

garantör ülkelerinden biridir. Türkiye,

İngiltere ve Yunanistan, 1959’da im-

zalanan anlaşmayla garantördürler.

Kıbrıs sorunu, 20’inci yüzyılın “kang-

ren” diplomatik sorunlardan biridir...

Bu nedenle çözümü için tarih vermek

kolay değil. Özellikle Ada açıklarında

bulunan yeni enerji kaynakları çözümü

daha da güçleştirecek nitelikte… Bu,

çözümü yolunda uzun bir mücadele

yaşandı. Sonunda Türkiye, 16 Aralık

2013’te yasa dışı göçmen denetimini

öngören ve 2017’de yürürlüğe gire-

cek Geri Kabul Anlaşması’nı imzaladı.

Türkiye ile Schengen Alanı’na yönelik

vize serbestliği için yol haritası belgesi

de zaten kabul edilmişti.

AB ile Türkiye arasındaki ilişkile-

rin durgun bir döneminde başlayan

göçmen sorunu AB’nin panikleyerek

eski uygulamaları yeniymiş gibi pa-

zarlık malzemesi yapmasına yol açtı.

Türk vatandaşlarının AB sınırları

içinde vizesiz yolculuk yapabilmesi

için, ilgili anlaşmalarca belirlenmiş

ve tamamlamamız gereken birtakım

kıstaslar var. Türkiye olarak biz, pasa-

port ve kimlik belgelerinin güvenliği,

sınır kontrollerinin yasa dışı geçişleri

engelleyecek şekilde güçlendirilmesi

ve AB standartlarına uygun bir göç

yönetimi gibi çalışmaları tamamlayıp

2017 yılında uygulamaya geçersek

üzerimize düşeni yapmış olacağız. Ben

bu adımların atılacağına inanıyorum.

Ama tüm bu adımların atılmasından

sonra serbest dolaşım hakkını elde

edebilir miyiz derseniz, “belki” derim.

Çünkü daha önce de yapıldığı gibi, yeni

şartlar öne sürülebilir. Ayrıca, vize

serbestisi öncesinde yine de AB’ye üye

ülkelerin onayının gerektiği konuşul-

makta ki bu da o dönemin siyasi den-

gelerine bağlı. “Göçmen sorunu” yakıcı

olmaktan çıkarsa ne olur? Gümrük

Birliği revizyonunda sorunlar yaşar-

sak ne tepki verirler? Tüm bu sorula-

rın muhtemel cevapları konuyu belir-

sizleştiriyor. Belki de en iyisi, öncelikle

işadamları için bir serbest dolaşım

hakkının elde edilmesini zorlamaktır.

“İkili anlaşmalarda

Türkiye etkisiz eleman”

Bilindiği üzere Türkiye, AB’nin

üçüncü ülkelerle yürüttüğü ticaret

anlaşmaları müzakere sürecinde yer

almıyor. Bu meselenin kati suretle hal-

ledilmesi gerekmektedir. En önemli

sorun, ikili anlaşmalarda Türkiye’nin