9
Duvarlar… Yüzyıllar boyunca dünya siyasetinin
belki de en çarpıcı simgeleri…
Daha MÖ 400’lü yıllarda, kuzeyden gelen Türk sal-
dırılarına karşı ülkeyi savunmak amacıyla Çin’in inşa
etmeye başladığı Çin Seddi ile başlayan bir gelene-
ğin, 2000’li yıllara kadar gelen yansıması. Çinliler, MS
17’nci yüzyıla kadar duvarı uzatmaya devam ederken,
örülen yeni duvarlar dünyanın farklı coğrafyalarında
yükselmeye başladı.
Örneğin Berlin Duvarı: “Modern manada bir Çin
Seddi nasıl olur?” sorusuna en güzel cevap. Batı’da yıl-
larca“Utanç Duvarı”olarak anılan, 13 Ağustos 1961 ta-
rihinde yapımına başlanan, 46 kilometre uzunluğun-
daki sınır; 28 yıl boyunca özgürlük ve esaret arasında-
ki engelin sembolü…
İsrail’in, Batı Şeria’daki Filistinli intihar bomba-
cılarına karşı önlem olarak 2004 yılında inşa etmeye
başladığı “Güvenlik Bariyeri”; Filistinlilerinse “Utanç
Duvarı” olarak adlandırdığı, 8 metre yüksekliğindeki
760 kilometrelik dev duvar…
Amerika-Meksika sınırında yer alan, yapımına
2006 yılında başlanan ve Meksika’dan gelen kaçak
göçmenleri engellemeye yönelik inşa edilen 1.050 ki-
lometrelik dev metal duvar…
Yunanistan’ın, kaçak göçmenleri engellemek için
4 milyar dolar harcayıp Türkiye ile Yunanistan kara sı-
nırının 12,5 kilometrelik bölümüne kurmaya çalıştığı
tel örgü…
Duvarlar…
Acaba her duvar betondan, taştan, metalden mi
olmak zorunda? Yoksa etrafımız, görünmez başka tür
duvarlarla da çevrili mi?
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13’üncü Mad-
desi şöyle der:
“Herkesin bir devletin toprakları üzerinde ser-
bestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.”
“Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, her-
hangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dön-
mek hakkına sahiptir.”
Kaçımız bu hakka sahibiz? Kaçımız bu hakkımızı
özgür bir şekilde kullanabiliyoruz?
Bugün, çoğunluğu Asya, Afrika, Güney Amerika ve
Okyanusya’da olmak üzere yaklaşık 120 farklı ülkenin
vatandaşı, Schengen Alanı’na girip Avrupa’da yasal tek
bir dakika geçirebilmek için bile vizeye ihtiyaç duymu-
yor mu?
Milyonlar, sadece vize başvurusunda bulunmak
için bile, milyon saatini Konsolosluk önlerindeki kuy-
ruklarda geçirmiyor mu? Yine aynı milyonlar, milyon-
larca parayı vize başvuruları sırasında Konsoloslukla-
ra ödemiyor mu?
Vize kolaylaştırma adına kimi ülkelere paketler
sunulurken, kolaylaştırma sonrasında bile vize baş-
vurusu sırasında benzer sıkıntılar yaşanmaya devam
etmiyor mu?
Balkan nüfusunun toplam nüfusun yüzde 91’i vi-
zesiz bir şekilde AB topraklarına girip çıkarken, yüzde
9’u ayrımcılığa maruz kalmıyor mu?
Veya bizler; Türk vatandaşları…Dünyanın en pa-
halı pasaportunu kullanmıyor muyuz yıllardır? Yurt-
dışına her çıkışımızda harç ödemiyor muyuz?
Hâlbuki sınırlardan geçebilmek gerekir: Özgür bir
şekilde... Sınırlardan geçebilmek, bizi bağlayan diğer
sınırları, etrafımızı ören diğer duvarları aşabilmek
için elzemdir. Sınırlar geçilebildiği sürece, kişiyi, ki-
şinin içinde bulunduğu toplumu ve beraberinde tüm
insanlığı bağlayan kördüğümleri çözebilecek fırsatla-
rı doğurur.
Nihayetinde ülkeleri çevreleyen duvarlar, tüm
aşılmazlıklarıyla varlıklarını sürdürmeye devam et-
mekte. Beton duvarlara, metal duvarlara, taş duvar-
lara inat, bir de kâğıt duvarlar örülmekte; insanların
ve toplumların arasına… Kâğıtların ördüğü bu du-
varlardaki kapılar, kimilerine açıkken, kimilerine zor-
lukla açılır ya da tamamen kapalı kalır.
İşte bu yazı dizisi, kâğıt duvarları aşabilen beş
Batı Balkan ülkesinin hikâyesi. Birçoklarına göre de,
Avrupa’nın dış politika alanında yarattığı bir “başarı
hikâyesi.”
Eskiden duvarı olmayan, sonra bir anda taş ve di-
kenli tel duvarların çevrelediği beş Batı Balkan ülke-
sinin vatandaşlarının, vize duvarını nasıl aştığının an-
latımı…Ama aynı zamanda kimilerine duvar kalkar-
ken, kimilerine de duvarın daha sağlamlaştırıldığının
kanıtı.
Arnavutluk, Bosna-Hersek, Makedonya, Kara-
dağ ve Sırbistan için vize serbestliğine giden yol-
da atılan siyasi, bürokratik ve teknik adımların öze-
ti; Kosova’nın ise maruz kaldığı ayrımcılığın ispatı…
Ama bu yazı dizisinin göstermeye çalıştığı:
Duvarların arkasından konuşulamayacağı; du-
varları aşmak gerektiği…
1,2,3,4,5,6,7,8 10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,...76