45
noktasına gelmiş olan katılım müzakerelerini yeniden baş-
latmayı ve Batı Balkan ülkelerinin AB ile bütünleşme süreci-
ni ilerletmeyi amaçlıyor.
İrlanda Dönem Başkanlığı, ayrıca üçüncü ülkelerle ti-
cari ilişkilerin geliştirilmesi ve yeni pazarlar bulunması yo-
luyla Avrupalı şirketler için daha çok fırsat yaratılması ile bü-
yümenin ve istihdamın artırılması için çalışacak. ABD, Ja-
ponya, Singapur ve Kanada ile imzalayacağı serbest ticaret
anlaşmalarının AB’deki büyümeyi yüzde 2 oranında artıra-
cağı öngörülüyor.
İrlanda Dönem Başkanlığı ile ilgili güncel bilgiye
adresli resmi İnternet sayfasından
ulaşılabilir.
TÜRKİYE’NİN AB’YE ÜYELİK SÜRECİ
VE İRLANDA DÖNEM BAŞKANLIĞI
Ankara, Dublin’in AB Dönem Başkanlığı’ndan bir hay-
li umutlu. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gü-
ney Kıbrıs RumYönetimi’nin (GKRY) AB Dönem Başkanlığı’nı
tek yanlı olarak üstlenmesinden on gün kadar sonra İrlan-
dalı mevkidaşı Lucinda Creighton’ı ağırlamış ve İrlanda Dö-
nem Başkanlığı için hazırlıklara başladıklarını belirterek,
Türkiye’nin İrlanda Dönem Başkanlığı’na atfettiği önemi yi-
nelemişti. Bazı gelişmeler, İrlanda Dönem Başkanlığı’nda
Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakerelerdeki kısır döngü-
nün kırılabileceğine işaret ediyor.
İrlandalı yetkililer, dönem başkanlığı süresince Türki-
ye ile en az bir başlığın müzakereye açılmasını hedefledikle-
rini sıklıkla dile getiriyorlar. AB Dönem Başkanlığı’nı tek yan-
lı olarak üstlenen GKRY’nin Dönem Başkanlığının sona er-
mesi ve İrlanda gibi genişleme yanlısı bir ülkenin AB Dönem
Başkanlığı’nı devralması, Türkiye’nin durma noktasına ge-
len AB üyelik müzakereleri bakımından önemli fırsatlar su-
nuyor. Hatırlanacağı gibi Türkiye, 1 Temmuz 2012-31 Aralık
2012 döneminde GKRY’nin tek yanlı olarak üstlendiği AB Dö-
nem Başkanlığı’nı tanımadığını belirterek, dönem başkan-
lığı ile ilişki kurmayı reddetmişti. Hiçbir yeni başlığın mü-
zakereye açılmadığı bu dönemde, AB Üye Devletleri ve dö-
nem başkanlığı dışındaki AB kurumları ile ilişkilerin sürme-
sine ve Avrupa Komisyonu tarafından başlatılan Pozitif Gün-
dem kapsamındaki çalışmaların devam etmesine rağmen,
GKRY’nin Dönem Başkanlığının etkisi, Türkiye’ye ilişkin bazı
AB dokümanların dilinde kendini hissettirmiş ve Türkiye-AB
ilişkileri gerilmişti. Bu bağlamda, GKRY Dönem Başkanlığı-
nın sona ermesiyle Türkiye-AB ilişkileri bir rahatlama süreci-
ne girecek. Buna ek olarak, İrlanda gibi Türkiye dostu ve ge-
nişleme yanlısı bir ülkenin dönem başkanlığını üstlenmesi,
son beş dönem başkanlığı süresince durma noktasına gelen
Türkiye’nin AB katılım müzakerelerindeki kısır döngünün kı-
rılabileceğine işaret ediyor.
Fransa’daki cumhurbaşkanlığı değişikliği de bu ba-
kımdan büyük bir fırsat sunuyor. Bilindiği üzere, Türkiye’nin
AB ile yürüttüğü müzakerelerde bugüne dek 13 başlık mü-
zakereye açıldı ve yalnızca bir başlık geçici olarak kapatıldı.
Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakerelerde son olarak 30
Haziran 2010 tarihinde, İspanya Dönem Başkanlığı’nın son
gününde, Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı başlığı
müzakereye açılmıştı. Bir diğer deyişle, geçen iki buçuk yıl-
lık sürede, yani 5 AB Dönem Başkanlığı boyunca hiçbir yeni
başlık müzakereye açılmadı. 35 müzakere başlığının yarıdan
fazlası limanlar meselesi nedeniyle AB Konseyi tarafından
askıya alınmış veya Fransa ile GKRY gibi Üye Devletlerin tek
yanlı vetoları nedeniyle bloke edilmiş durumda. Blokaj altın-
da olmayan üç başlık bulunuyor: Kamu Alımları, Sosyal Poli-
tika ve İstihdam ile Rekabet. Ancak bu başlıklar oldukça ma-
liyetli olduğu için AB’ye üye olmayı bekleyen ülkelerin mü-
zakerelerde en sona bıraktıkları başlıklar arasında bulunu-
yor. Nitekim Türk yetkililer de bu etapta bu üç başlığın açıl-
masını tercih etmiyorlar.
Fransa’daki iktidar değişikliği ile Sarkozy’nin yeri-
ne Cumhurbaşkanı olan François Hollande’ın, Fransa’nın
Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı döneminde “üyelikle doğru-
dan ilişkili olduğu” iddiasıyla bloke ettiği beş başlık (Tarım,
Ekonomik ve Parasal Birlik, Bölgesel Politika ve Yapısal Araç-
ların Koordinasyonu, Mali ve Bütçesel Hükümler ve Kurum-
lar) üzerindeki blokajını kaldırması öngörülüyor.
Fransa’da 6 Mayıs 2012 tarihindeki seçimleri kazana-
rak göreve gelen François Hollande, halefi Sarkozy ile kar-
şılaştırıldığında Türkiye’nin AB üyeliğine olumlu yaklaşımıy-
la dikkat çekiyor. Türkiye’nin AB üyeliğini kimliksel neden-
lerle reddeden, bunun yerine “imtiyazlı ortaklık” gibi üye-
lik içermeyen bir modeli destekleyen ve Türkiye karşıtlığını
bir iç politika malzemesi olarak kullanan Sarkozy’nin tersi-
ne Hollande, Türkiye’nin Birliğe üyeliğinin AB tarafından su-
nulan kriterleri yerine getirmesine bağlı olduğu kanısında.
Hollande’ın göreve gelmesiyle Türkiye-Fransa ilişkilerinde
bir rahatlama ve yakınlaşma süreci yaşanıyor. Hollande’ın
Fransa’nın beş başlık üzerindeki blokajını kaldırmasıyla, bu
başlıklardan AB Konseyi’nin limanlar meselesi nedeniyle as-
kıya aldığı Tarım başlığı haricindeki dört başlık serbest kala-
cak. Böylelikle, İrlanda Dönem Başkanlığı’nda bazı başlıkla-
rın müzakereye açılması da mümkün olabilecek.
İrlanda Dönem Başkanlığı sırasında, vize muafiyetine
yönelik diyaloğun başlatılması için önemli adımlar atılması
bekleniyor. Hatırlanacağı gibi, Pozitif Gündem kapsamında
AB Konseyi, 21 Haziran 2012 tarihinde Avrupa Komisyonu’nu
Türkiye ile vize muafiyetine yönelik müzakerelere başlama-
sı için yetkilendirmiş ve AB’ye yasadışı yollardan giriş yapan
üçüncü ülke vatandaşlarının ülkelerine gönderilmek üze-
re geri kabulüne yönelik anlaşma, Türkiye ve AB temsilcile-
ri tarafından parafe edilmişti. Vize muafiyetine yönelik so-
mut adımlar atılmasıyla, kamuoyunun AB’ye yönelik desteği
de artabilir. Bilindiği üzere AB’nin üyelik perspektifi bulun-
mayan ülkelere dahi vize muafiyeti sunarken, 1999 yılından
bu yana aday ülke konumunda bulunan Türkiye’ye uyguladı-
ğı kısıtlayıcı politika, kamuoyunun gözünde AB’ninTürkiye’yi
dışladığı şeklinde yorumlanarak hayal kırıklığına yol açıyor
ve AB Genişleme Politikası’nın güvenilirliğini zedeliyor.
1...,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44 46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,...76