41
kaya gazının tek başına AB’yi kendine yeter hale getiremeye-
ceği gerçeği: En iyimser senaryoda bile AB’nin ithal doğal gaz
bağımlılığı ortalama yüzde 60 civarında olacak.
NEDEN KAYA GAZI?
Kaya gazının doğal gaz fiyatlarının düşmesi ve ithal
doğal gaza olan bağımlılığın azalması konusundaki olası
olumlu etkilerine rağmen, AB içerisinde tartışma konusu ha-
line gelmesinin sebeplerinin başında iklim değişikliği ve çev-
re üzerindeki etkileri geliyor. Nitekim Avrupa Komisyonu’nun
İklim Eyleminden Sorumlu Genel Müdürlüğü tarafından ha-
zırlatılan bir rapora göre, mevcut teknoloji ve kaya gazı çıkar-
ma yöntemleri dikkate alındığında, Avrupa’da kaya gazından
üretilen elektriğin birim başına sera gazı salımı, boru hattın-
daki konvansiyonel doğal gazdan yüzde 4 ile 8 oranında daha
fazla olacak. Ancak konvansiyonel boru hattı gazının AB’nin
dışından (Rusya ya da Cezayir gibi) gelmesi halinde bu ora-
nın, kaya gazından üretilen elektriğin birim başına sera gazı
salımından yüzde 7 ile 10 daha yüksek olacağı bildiriliyor. Kö-
mürden elektrik üretimiyle kaya gazından elektrik üretimi kı-
yaslandığında ise kaya gazından üretilen elektriğin birim ba-
şına sera gazı salımının yüzde 41 ile 49 oranında düşük ola-
cağı öngörülüyor
3
. Kısaca, kaya gazının sera gazı emisyonları
temel alındığında, kömüre ve ithal konvansiyonel gaza oran-
la daha az zarar vermesi bekleniyor.
Diğer yandan, kaya gazının özellikle hidrolik kırılma
yöntemiyle çıkarılmasının yüzey ve yer altı sularının kirlen-
mesine neden olabileceği, hidrolik kırılma işlemi sırasında
yüksek oranda su kullanılmasının su kaynaklarında sebep
olacağı azalma, gürültü kirliliği, biyoçeşitliliğin zarar gör-
mesi, zemin yapısının bozulması sonucu küçük çaplı da olsa
toprak kayması ve depremlerin oluşma riski gibi endişeler de
AB’deki çevreci örgütler tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Do-
layısıyla, tüm bu risklerin asgari düzeye indirilmesini, müm-
kün olan en güvenli ve çevreye en az zarar verecek şekilde
kaya gazının çıkarılması için gerekli yasal altyapının da ta-
mamlanması gerekiyor
4
. Hâlihazırda İngiltere, Polonya, Al-
manya, Hollanda, İspanya, Romanya, Litvanya, Danimarka,
İsveç ve Macaristan’ın kaya gazı çıkarılmasıyla ilgili çalışma-
lara başladığını veya başlamaya niyeti olduğunu dikkate alır-
sak, önümüzdeki dönemde bu konuda yeni AB düzenleme-
lerinin hazırlanmasının şaşırtıcı olmayacağını söyleyebiliriz.
TÜRKİYE’DE KAYA GAZI
İthal doğal gaza bağımlılığı yaklaşık yüzde 98 olan,
bu gazın neredeyse yarısını tek bir kaynak ülkeden (Rus-
ya) temin eden Türkiye’nin, kaya gazı potansiyelini araştır-
mak için çalışmalar başlattığı bu yılın başında açıklanmıştı.
Halen dört sahada çalışmalar sürerken, Haziran ayının ba-
şında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Trakya
ve Güneydoğu’daki iki sahada kaya gazı bulunduğunu açık-
laması, ardından yabancı enerji şirketlerinin konuyla yakın-
dan ilgilendikleri ve rezerv arama çalışmalarını başlattıkları-
nın duyulması, basında“
Türkiye’nin enerji alanında yeni umu-
du
” olarak yansımasını buldu. Tahmin edilen miktar olan 20
tmk doğal gaz rezervi, Türkiye’deki üretim ve ekonomiye ol-
duğu kadar fiyatların düşmesi halinde tüketicilere de olum-
lu yansıyacaktır. Ancak çevre ve iklim değişikliğiyle ilgili kay-
gılar göz ardı edilmeden kaya gazının çıkarılması, başta ABD
olmak üzere Kuzey Amerika örneğinin bu konuyla ilgili ya-
sal düzenlemeler, güvenlik kriterleri, kullanılan teknoloji gibi
alanlarda dikkatle incelenmesi, tüm bunların yanında ülke-
mizin enerji stratejisinde olası değişikliklerin değerlendiril-
mesi de gerekiyor. Örneğin, umulan kaya gazı rezervine eri-
şilmesi halinde, 2023 yılında doğal gazdan elektrik üretimi-
nin yüzde 30 oranına indirilmesi hedefi geçerliliğini koruya-
cak mıdır? Görünen o ki, kaya gazı ülkemize sadece enerji-
de yeni bir umut değil, aynı zamanda yeni soruları da bera-
berinde getiriyor.
“Tahmin edilen miktar olan 20 tmk doğal
gaz rezervi, Türkiye’deki üretim ve ekonomiye
olduğu kadar fiyatların düşmesi halinde
tüketicilere de olumlu yansıyacaktır. Ancak
çevre ve iklim değişikliğiyle ilgili kaygılar
göz ardı edilmeden kaya gazının çıkarılması,
başta ABD olmak üzere Kuzey Amerika
örneğinin bu konuyla ilgili yasal düzenlemeler,
güvenlik kriterleri, kullanılan teknoloji gibi
alanlarda dikkatle incelenmesi, tüm bunların
yanında ülkemizin enerji stratejisinde olası
değişikliklerin değerlendirilmesi de gerekiyor.”
3
policies/eccp/docs/120815_
final_report_en.pdf, Kasım 2012.
4
environment/integration/energy/
pdf/fracking%20study.pdf,
Kasım 2012.