Page 24 - İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi

D O S Y A

24

19

65

me oranları ve AB’nin içinde bulunduğu şartlar, Türkiye’nin

adaylık arzusunu bir miktar kaybetmesine yol açtı. Kendine

güvenini yeniden kazanan Türkiye, üyelik konusunda eskisi

kadar hevesli görünmüyor.

Ayrıca sadece idari seviyede değil, kamuoyu/sivil top-

lum düzeyinde de AB sürecine olan destek, güç kaybediyor.

Kuşkusuz bunda, Türk halkının AB üyeliğine olan inancını yi-

tirmesi de etkili oldu. Sözgelimi bizimle aynı dönemde mü-

zakerelere başlayan Hırvatistan, önümüzdeki yıl AB üye-

si olacak. Tek başına bu örnek bile hayal kırıklığının artma-

sı için yeterlidir. Sivil toplumun desteğini arkasında göreme-

yen siyasi iradenin sürece ivme kazandırmakta zorluk yaşa-

ması ise gayet normal karşılanmalı. Kuşkusuz bazı Avrupa-

lı liderlerin Türkiye’nin adaylığıyla ilgili olumsuz açıklamaları

da kamuoyunda motivasyonun düşmesine yol açtı.

İTO Başkanı olarak, Türkiye-AB ilişkilerini ticari açıdan

da değerlendirmek isterim: Biliyorsunuz AB ülkeleri, sene-

lerdir Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olmuştu. Küresel fi-

nans kriz ertesinde de, AB Türkiye’nin ticari ortakları sırala-

masında birinci sıradaki yerini korusa da, bu ülkelerle yapı-

lan ticaretin toplam ticaret hacmi içerisindeki oranında dü-

şüş yaşanmaya başladı.

Türkiye, 2011 yılında gerçekleştirdiği 135 milyar do-

larlık ihracatın 62 milyar dolarını, yani yüzde 46’lık bölü-

münü 27 AB üyesi ülkeye yaptı. Aynı yıl, 240 milyar dolar-

lık yaptığı ithalatın yüzde 40’a yakın bir bölümünü de AB ül-

kelerinden gerçekleştirdi.TÜİK verilerine göre 2012’nin ilk 10

ayında Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu 126 milyar dolar-

lık ihracatın 48 milyar doları, yani yüzde 38’lik bir bölümü

AB ülkelerinden yapıldı. İthalatta ise bu oran yüzde 36 oldu.

Hâlbuki 2005 yılında bu oranlar sırasıyla yüzde 56 ve yüzde

44 seviyelerindeydi.

Krizin AB ekonomisini derinden etkilemesi ve AB’de

talebin düşmesi ticaretimizi etkiledi. Bu durum Türkiye’nin

başta Orta Doğu ve Afrika olmak üzere yeni pazarlara açıl-

masına yol açtı.

Bu durumda Schengen ülkelerinin uyguladığı vize

prosedürlerinden rahatsız olan iş insanlarımızın, daha iyi

muamele gördükleri ülkelerde iş yapmak istemelerinin de

Page 24 - İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi - Ocak 2013