

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
75
ma (
Solidarność
) Hareketi için bir dönüm
noktası olacak ve Polonya’da komünist
rejimin yıkılmasına zemin hazırlayacak
sosyal bir devrim başlatacaktı. Dayanış-
ma Hareketi’ne katılan Tusk, Bağımsız
Öğrenci Birliği’nin (NZS) kurulmasında
önemli görev üstlendi. Tusk, Dayanışma
yanlısı basın yayın organlarında yazarlık
ve gazetecilik yapmaya başladı.
Aralık 1981’de Polonya’da sıkıyöne-
tim ilan edilmesinin ardından 24 yaşın-
daki Tusk, komünizm karşıtı faaliyetleri
nedeniyle kara listeye alınmıştı. Bu dö-
nemde kamuda iş bulamayan Tusk, ben-
zer görüşlü kişilerin kurduğu “
Swietlik
”
isimli kooperatifte 7 yıl süreyle işçi olarak
çalıştı, siyaset yazarlığı faaliyetlerini ise
yer altında yürüttü.
Hakkında Az Bilinenler
• Donald Tusk’un AB Konseyi Başkanlığı’na seçilmesi, Karol Wojtyla’nın
Papa İkinci Jean Paul olarak papalık görevine gelmesinden bu yana bir
Polonyalı’nın üstlendiği en prestijli görev.
• Popüler kültürü seven Tusk; Quentin Tarantino filmlerinden, Yüzüklerin
Efendisi’nden ve futboldan hoşlanıyor.
• Donald Tusk’un
Swietlik
kooperatifinde çalıştığı dönemde baca temizleyi-
ciliği yaptığı biliniyor.
• Donald Tusk ile üniversite yıllarında tanışarak evlendiği eşi Małgorzata
Tusk’un 1982 doğumlu Michał ve 1987 doğumlu Katarzyna isimli iki ço-
cukları var.
• Komisyon Başkanı Juncker’den sonra AB hiyerarşisindeki ikinci en yüksek
ücreti alan Tusk’un yıllık maaşı ise 298 bin 495 avro.
1980’lerin sonuna gelindiğinde, Po-
lonya’da komünist rejim sarsılmaya baş-
lamıştı. Bu durumdan istifade eden Tusk
ve benzer görüşlü arkadaşları, Aralık
1988’de liberal kongreyi toplayacak ve
demokratik Polonya vizyonunu ortaya
koyacaklardı.
Demir Perdeden Sonra
1989’da Demir Perde yıkıldığında,
Tusk, Polonya siyasetinde aktif şekilde
yer almayı sürdürecekti. Tusk, 1990 yı-
lında Polonya’daki ilk Avrupa yanlısı parti
olan Liberal Demokratik Kongre’yi (KLD)
kurdu. KLD, serbest piyasa ekonomisi ve
özelleştirme ile Polonya’nın en kısa süre-
de AB’ye üye olması görüşünü savunmak-
taydı. 1991 yılında parlamentoya giren
Tusk, KLD’ye 1994’te Demokratik Birlik
partisi ile birleşmesine kadar başkanlık
etti
1
. Daha sonra Özgürlük Birliği (UW)
adını alan bu yeni oluşumun başkan yar-
dımcılığını üstlenen Donald Tusk, 1997
yılında Senato’ya seçildi.
Tusk, 2001 yılında UW’den ayrılarak
merkez sağ görüşlü Yurttaş Platformu
Partisi’nin (PO) kurucuları arasında yer
aldı. 2001 yılı seçimlerinde PO parlamen-
toya girerek, en güçlü muhalefet partisi
oldu. Nisan 2003’te partinin genel başka-
nı olan Tusk, o dönem Polonya muhalefe-
tinin en etkili siyasetçileri arasında anıl-
maya başlandı. 2005 yılına gelindiğinde
ise Tusk, kendine Polonya siyasetinin
ağır topları arasında yer edinmişti. Tusk,
cumhurbaşkanlığı seçimleri için gözde
adaylar arasında gösterilmesine karşın
seçimlerin ikinci turunda muhafazakâr
rakibi Lech Kaczyński’ye karşı kaybetti.
2007 yılındaki seçimlerde Tusk li-
derliğindeki PO, oyların yüzde 40’ını ala-
rak büyük bir zafer kazanacak ve Tusk’u
Başbakanlık koltuğuna taşıyacaktı. Tusk,
2011 yılında ikinci kez Başbakan seçile-
rek 2014 yılına kadar bu görevi üstlene-
cek ve Polonya’nın modern tarihinde en
uzun süre görev yapan ve komünizmin
çöküşünden bu yana ikinci kez seçilen ilk
Başbakan unvanını alacaktı.
Tusk, Avrupalı meslektaşları arasında
ise küresel mali kriz ve Avro Alanı krizi
döneminde daralmaya girmeyen tek AB
ekonomisi olma özelliği taşıyan Polon-
ya’nın Başbakanı olarak saygın bir devlet
adamı olarak tanınıyordu. Tusk’un baş-
bakanlığı döneminde Polonya ekonomisi
büyümeyi sürdürdü. Öyle ki, kriz döne-
minde ekonomi yüzde 20 oranında rekor
düzeyde büyüme kaybetti
2
ve Avrupa’da-
ki altıncı en büyük ekonomi haline geldi.
Yetenekli bir hatip olarak tanınan
Tusk, Polonya’daki iç siyasi krizleri ba-
şarıyla yönetmeyi becerdi. Ülkesi Polon-
ya’yı Avrupa’nın kalbine taşımadaki ça-
baları, 2010 yılında, Polonya Başbakanı
Donald Tusk’a Avrupa’da birliğe hizmet