

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
15
rum olduğunu belirten Prof. Dr. Vada-
palas, Gümrük Birliği’nin modernizas-
yonunun taraflar arasındaki ortaklığı
Avrupa Ekonomik Alanı’na benzer bir
statüye dönüştürebileceğini belirtti.
Bu süreçte Türkiye’nin TTIP sürecinin
bir parçası olmasıyla ilgili Avrupa Ko-
misyonu’na görev düştüğünü belirten
Prof. Vadapalas’ın ardından Amster-
dam Üniversitesi’nden Doç. Dr. Katalin
Cseres, Türkiye-AB ilişkilerini rekabet
hukuku açısından değerlendiren bir
sunum gerçekleştirdi. Rekabet huku-
kunda Türkiye-AB ilişkilerinin yasal
çerçevesine bakıldığında Gümrük Birli-
ği’nin önemli bir yeri olduğunu belirten
Cseres, son ilerleme raporuna göre
Türkiye’nin bu alandaki uyumunun iyi
düzeyde olduğunu; ancak, devlet yar-
dımlarının izlenmesi için bir bağımsız
kurumun oluşturulmamasının özellikle
bu alanda şeffaflığa büyük zarar ver-
diğini dile getirdi. 2004 ve 2013 yılı
genişlemelerinden elde edilen ders-
lere değinen Cseres, AB hukukunun
uygulanması için idari kapasitesinin
giderek daha fazla önem kazandığına
dikkat çekti.
Oturumun son sunumunu yapan
TEPAV G20 Çalışmaları Merkezi Di-
rektörü Doç. Dr. Sait Akman, Gümrük
Birliği’nin Türkiye ile AB arasındaki
entegrasyonun derinleştirilmesi için
önemine değindi. Ünlü iktisatçı Jan
Tinbergen’e atıfta bulunan Doç. Dr.
Akman, Gümrük Birliği’nin mevcut
gümrük tarifelerini ve eş etkili vergi-
leri kaldırarak negatif etkisini, mük-
tesebata uyumu sağlayarak pozitif
etkisini gösterdiğini belirtti. Gümrük
Birliği’ninmodernizasyonunun, AB’nin
giderek değişen dış ticaret politikası ve
STA politikasının yarattığı zorlukların
aşılması açısından da önemli olduğu-
na değinen Doç. Dr. Akman, Gümrük
Birliği’nin güncellenmesinin mevcut
sorunların aşılmasını, derinleştiril-
mesinin ise tarım, hizmetler ve kamu
alımlarının dâhil edilmesini içerdiğini
söyledi.
Türkiye-AB ilişkilerinde süregelen
sorunların tartışıldığı “Katılım Mü-
zakereleri ve Ortaklık Rejiminde Son
Gelişmeler” isimli oturumda Amster-
damÜniversitesi’nden Doç. Dr. Thomas
Vandamme, Türkiye-AB ortaklık huku-
kunda önemli bir yeri olan “
standstill
”
hükmünün Soysal, Demirkan, Doğan,
Cenk gibi kararlar üzerinden gelişimini
ve evrimini inceleyen bir değerlendir-
mede bulundu. Vandamme’ın ardından
söz alan Amsterdam Üniversitesi’nden
Doç. Dr. Ronald van Ooik ise Türkiye ile
AB arasında yürütülen vize serbestisi
sürecinin beş bölümü hakkında bilgi
verdi. Oturumun son konuşmacısı olan
Ankara Üniversitesi Avrupa Araştır-
maları Merkezi Direktörü Prof. Dr.
Sanem Baykal konuşmasına iki hafta
önce ağırladıkları Karadağ başmüza-
kerecisinin sunumunda tamamen tek-
nik konuları konuşmasına özendiğini,
Türkiye-AB ilişkilerinde sadece teknik
konuları konuşmanın mümkün olama-
dığını söyleyerek başladı. Seminerin
başlığında olduğu gibi her iki tarafın
ortak çıkarına hizmet eden pek çok
alan olduğuna dikkat çeken Prof. Dr.
Baykal, AB’nin sadece ortak çıkarlara
değil ortak değerlere de dayandığını;
ancak, hem AB hem de TR’nin şu anda
bu değerleri benimseme ve içselleşme
sorunu olduğunu belirtti. Bugün Tür-
kiye-AB ilişkilerinde yaşanan pek çok
gelişmenin 2011 yılında Komisyon
tarafından yayımlanan Pozitif Gündem
tavsiyesinde yer aldığını hatırlatan
Prof. Dr. Baykal ikili ilişkilerdeki bu
süreçlerin müzakereler açısından da
aşama kaydedilmesine yardımcı oldu-
ğunu öne sürdü. Bu çerçevede verilerin
korunmasına ilişkin bir kanunun kabul
edilmesinin 2006’dan beri Türkiye’nin
gündeminde olduğunu ancak vize ser-
bestliği süreci ile kabul edildiği örneği-
ni verdi. Bir diğer önemli konunun da
kamuoylarının Türkiye’nin üyeliğine
hazırlanması olduğunun altını çizen
Baykal, son olarak İngiltere Başbaka-
nı’nın Türkiye’nin AB’ye katılımıyla
ilgili olumsuz sözlerinin kendi ülkesin-
de AB şüphecileri nezdinde beklenen
etkiyi yaratmazken Türkiye’de ciddi
bir tepkiye yol açtığını hatırlattı.
Seminerin “Türkiye-AB Ortak Faa-
liyet Planı: Mülteci Sorununa Ortak Bir
Yaklaşım Oluşturmak” başlıklı oturu-
mun ilk konuşmacısı olarak İKV Genel
Sekreteri ve Yıldız Teknik Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr.
Çiğdem Nas sunumunda AB ve Tür-
kiye arasında geçtiğimiz yılın Ekim
ayından beri devam eden görüşmeler
ve mülteci ve vize serbestliği konula-
rında kaydedilen gelişmeleri aktardı.
Nas, vize serbestliğinin AB ve Türkiye
ilişkilerinin ilerlemesi açısından sem-
bolik ve psikolojik bir önemi olduğuna
da dikkat çekti. Türk vatandaşları için
Schengen vizesi uygulamasının hukuki
yönüne de değinen Nas, 2013’teki De-
mirkan davasında Avrupa Adalet Diva-
nı’nın hizmetlerin serbest dolaşımını
tek taraflı olarak yorumlamasının bu
alandaki hukuki kazanımları sınırladı-
ğını belirtti. Siyasi süreçte, Türkiye-AB
Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması
ile kabul edilen “Türkiye ile Vizesiz Re-
jim için Yol Haritası”nda 5 kriterin ye-
rine getirilmesi için gerekli adımların
zaman yitirmeden atılması gerektiğini
vurguladı.
Seminerin son oturumundaki ikinci
konuşmacısı Avrupa Demokrasi Vakfı
Kıdemli Politika Danışmanı Dr. Demir
Murat Seyrek ise Türkiye’nin 3milyona
yakın Suriyeli sığınmacıya kapılarını
açarak üstlendiği önemli sorumluluğa
değindi ve bu nüfusun en küçük 5 AB
Üyesi Devletin nüfusuna eşit olduğunu
belirtti. Seyrek, AB ve Türkiye arasında
kararlaştırılan mülteci anlaşmasına
karşı çeşitli eleştiriler olduğunu belirtti
ve bu eleştirilerin rasyonel zemine da-
yanmadığını vurguladı. Seyrek, mülteci
anlaşmasının mülteci krizi karşısında
en mantıklı ve pratik çözümü sundu-
ğunu belirtti.
■