Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  110 / 112 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 110 / 112 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

108

BRÜKSEL’DEN BAKINCA

Mahalle Baskısı

Biz alışığız; mahalle olur da baskısı

olmaz mı? Hele de bizim üstü adeta

bir cam fanusla kaplı o Avrupa Mahal-

lemizin.

Aslında AB Mahallesi’nde ça-

lışanların bir bölümü sürekli deği-

şir. Komisyon üyeleri, parlamento

üyeleri, Konsey’deki bakanlar ve li-

derler, merkez bankası başkanları...

süreleri dolunca giderler yerlerine

yenileri gelir. Geriye kalanlar uzun

süreli kontratlarla bağlı, neredeyse

ömür boyu çalışan profesyonellerdir.

Ama mahallenin “ruhu” hep orada-

dır. Mahallenin kâğıda dökülmemiş

ortak prensibi (ruhu) Avrupa enteg-

rasyonunun tek yolunun “giderek

daha fazla Avrupa” olduğudur. Bu

ilke adeta tartışmasızdır; karşı çı-

kana neredeyse mahallenin delisi

muamelesi yapılır. Bence bu “hâkim

ortak inanç” sağlıklı bir tartışma or-

tamını; Avrupa entegrasyonuna farklı

perspektiflerden bakılmasını engel-

lemektedir. Ama durum budur. Farklı

düşüncelerle mahalleye gelenler bile

bir süre sonra mahalle baskısının et-

kisiyle bu ortak görüşü benimser ve

çoğu koşulsuz destekcisi olur. Gerçi

yetişkin bir insanın kişiliği belli bir

yaştan sonra değişmez diye biliriz

ama bizim mahallemizde koca koca

şahsiyetlerin siyasi kişiliklerinin de-

ğiştiğine sık sık şahit oluruz.

Bitirirken

Mahallede hikâye çok ama anla-

tacak yerim kalmadı. Şu sözlerle biti-

reyim. Ben Avrupa entegrasyonunun

gerekli olduğunu ve yaratılmaya ça-

lışan bu devletler arası işbirliği mo-

delinin geleceğin dünyası için güzel

bir örnek olabileceğini düşünüyorum

ama bugün uygulanan metot çalış-

mıyor işte. Avrupa’nın şu an karşı

karşıya olduğu sorunların tümünü

çözmekte yetersiz kalıyor. Belki de

zaman yanlış. Şurası çok net: bir şey-

leri değiştirmek lazım. Mahalleden

başlasak nasıl olur?

ken, siz her defasında uzun kuyruklarda

bekler, bizim havaalanlarımızın giriş-

lerinde yaşanan ceket, kemer çıkarma

prosedürünü yaşar, tarayıcıdan geçip

öyle girersiniz içeri. Eğer yanınızda bil-

gisayar ya da tablet varsa kaydettirmeniz

gerekir. En doğrusu, randevu saatinden

yarım saat önce kapıda olmaktır. Halkın

parlamentosu da muaf değildir bu koru-

madan. Öte yandan, kâğıt üzerinde böy-

lesine sıkı korunan Parlamento binasının

içindeki banka şubesi ve postane 2009

yılında, kısa aralıklarla soyuldu dersem

ne dersiniz? Hem de silahlı soyguncular

tarafından. Oysa o sıralar AP’de şu slogan

vardı: “Avrupa halkları, burada emaneti-

niz emin ellerde”(Ǩ).

Bence, Brüksel’in küçük krallıkları-

nın kaleleri süslenip, büyüdükçe Avrupa

ideali ile realite arasındaki boşluk da

büyümektedir.