41
Johannes Vermeer (Delft 1632 − Delft 1675)
Aşk Mektubu, 1667-69
Tuval üzerine yağlıboya, 44 x 38,5 cm
Ortada solda, hizmetçinin yanında imza: IVMeer (IVMmonogram)
Rijksmuseum
Öncelikle görevinizden ve kendinizden biraz
bahseder misiniz?
Hollanda Başkonsolosluğu’nda, 2008 yılı haziran
ayından bu yana Basın, Kamu Diplomasisi ve Kültür Ataşe-
si görevini yürütüyorum. Aslında resmi olarak Ankara’daki
Hollanda Büyükelçiliği’ne bağlı olarak görev yaptığım için,
İstanbul’da bulunmakla birlikte tüm Türkiye görev alanı-
ma giriyor. Babam diplomat olduğu için -geçtiğimiz hafta-
larda babasının Amsterdam’da lansmanı yapılan son kita-
bını işaret ediyor- birçok farklı ülkede yaşadım. Amsterdam
Üniversitesi’nde Rus Dili ve Doğu Avrupa Çalışmaları alanın-
da eğitim gördüm. Eğitimim süresince Rusya ve İtalya’da
yaşadım. 2005 yılında Hollanda Dışişleri Bakanlığı’na gir-
dim. İlk görevim ise Rusya ile sivil toplum ilişkilerinin geliş-
tirilmesiydi. Türkiye, yurt dışındaki ikinci görev yerim, daha
önce Arjantin’de, Buenos Aires’te bulunmuştum. Aslında gö-
rev sürem dolduğu için geçen sene ayrılmam gerekiyordu
ancak Bakanlık bir süre daha kalmamı önerince çok sevin-
dim doğrusu.
400. yıl etkinliklerinin amacı nedir? Hayata geçirilen ve
planlanan faaliyetlerden bahseder misiniz?
400. yıl etkinliklerinin temel amacı, Türkiye ve Hollan-
da arasındaki ikili ilişkilerin güçlendirilmesi… İkili ilişkiler
aslında tarih boyunca iyi olmuş. Diğer ülkelerin aksine hiç
savaş yaşanmamış mesela. Dahası, Avrupa’nın ilginç tarihi
boyunca Hollanda ve Türkiye müttefik olarak birlikte hareket
etmişler.
Özellikle Hollanda’nın bağımsızlığını elde etmeye ça-
lıştığı dönemde, Osmanlı İmparatorluğu’nun ortak düşman İs-
panya karşısında Hollandalıların yanında yer alması “sembo-
lik” açıdan çok önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu ve Hollan-
da Krallığı, “düşmanımızın düşmanı dostumuzdur” diyerek or-
taklık geliştirmiş. Hatta 400 yıl öncesinde, Hollanda için sava-
şan Özgürlük Savaşçıları’nın şu sözü çok anlamlıdır: “Katolik
olmaktansa, Türk olmayı tercih ederim.”
Ayrıca Sakıp Sabancı
Müzesi’nde sergilenen resimlerde gördüğümüz üzere, o dö-
nem Hollandalı erkeklerin Osmanlı tarzı kıyafet giydiğini ve
bıyık bıraktığını görüyoruz. Ciddi bir etkileşim söz konusu.
Tüm bu etkileşimin, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerle daha
da geliştiğini biliyoruz. Hatta ticari ilişkiler diplomatik ilişki-
leri gölgede bırakacak kadar ilerlemiş.
1612’de, bundan tam
400 yıl önce ilk Hollandalı diplomat Cornelis Haga, Hollanda
Cumhuriyeti ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki diploma-
tik bağları kurmak amacıyla İstanbul’a ulaşmış ve Sultandan
hem ticari imtiyaz hem de şu anda Hollanda Sarayı’nın bulun-
duğu yerdeki araziyi almayı başarmıştı. Bugün, 400 yıl önce
başlatılan ilişkileri daha da ileri taşımak, hem resmi ve tica-
ri hem de kişiler arasındaki ilişkileri güçlendirmek adına fark-
lı platformlarda etkinlikler düzenliyoruz.
Bu anlamda, 400.
yıl vesilesiyle düzenlenen etkinlikler, “görünürlüğü” artır-
mak amacını da taşıyor. Etkinlikler, hem Türkiye’de hem de
Hollanda’da iki taraflı yürütülüyor. Bildiğiniz gibi T.C. Cum-
hurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün Hollanda ziyareti, büyük
yankı uyandırmıştı. Bununla birlikte Hollanda Kraliçesi de
Türkiye’yi ziyaret edecek. Diğer taraftan, ülke genelinde ha-
yata geçirilen sergilerin niceliği ve niteliği de dikkat çekici.
Tekerleği yeniden icat etmemiz gerektiğini düşünmüyorum.
Zaten yerel kurumlarla oluşturduğumuz iş birlikleri vardı.
Tüm yapmamız gereken, 400. yıl temasını, iletişim halinde
olduğumuz kurumlara iletmek ve onların daha büyük ölçek-
li ve görünür projeler hayata geçirmesine aracı olmaktı.
He-
defimiz, sadece elit çevreler değil toplumun daha geniş kesim-
lerine ulaşmak. Örneğin Avrasya Bisiklet Gezisi bunu amaçla-
yan etkinliklerden biriydi. Binlerce kişinin katıldığı çok güzel
bir faaliyet oldu. Bildiğiniz gibi bisiklet, Hollanda’nın gündelik
yaşam ve yaşama kültüründe çok önemli yere sahiptir. Bu et-
kinlikle de hem sağlıklı yaşam hem de çevre dostu olması açı-
sından bisiklet kullanımını teşvik etmeye; yoğun İstanbul tra-
fiğinde daha sağlıklı ve “yeşil” bir alternatif bulunduğunu gös-
termeye çalıştık. Hatta Sayın Gül’e turuncu bir bisiklet hedi-
ye ettik!
Aynı zamanda geçtiğimiz haftalarda Hollanda’nın
Ticaretten Sorumlu Bakanı, Türk mimarlarla bir araya gele-
rek, “yeşil bina”ve“sürdürülebilir mimari”konularında görüş
alışverişinde bulundu. Hollanda olarak çok önem verdiğimiz
bir diğer konu da bu... Dünyada bu anlayışı yaygınlaştırma-
ya çalışıyoruz. Örneğin Çin’de ve Rusya’da da Hollandalı mi-
marların girişimiyle bu tür binalar inşa edildi. Türk makam-