Page 27 - İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi - Mayıs - Haziran 2012

Basic HTML Version

25
Doğa ve biyo-çeşitlilik
alanında 1992 yılında çıkarı-
lan Biyo-çeşitlilik Hakkında Sözleşme, AB mevzuatının en
uzun ve kapsamlı alanı olan habitatların ve türlerin prog-
ramlarının çerçevesi çizilmiştir. 2000 tarihli Nature 2000, ne-
silleri tehlikede olan türlere, doğayı korumaya ve milli park
yönetimine ilişkin düzenlemeyi sunmaktadır. Ekonomist-
lere göre, biyo-çeşitliliğin bozulması nedeniyle her sene
GDP’den yüzde 3’lük bir kayıp yaşanmaktadır. Bu da AB’ye
bir sene sonunda 450 milyar Avro maliyet getirmektedir. 20
Nisan 2012 tarihinde son olarak Avrupa Parlamentosu’nun
kararı (2011/2307(INI)) ile ‘2020 Biyo-çeşitlilik Stratejisi’ ya-
yımlanmıştır. Yeni iş imkânları sunmada strateji önemli not-
lar sunmaktadır.
AB’nin son dönemlerde üzerinde sıkça durduğu su te-
ması çalışmaları ‘Su Çerçeve Direktifi’ni (2000/60/EC) çıkar-
masıyla hızlanmıştır. 2007 yılında ilk defa düzenlenen su
konferansı ile bir uygulama raporu çıkarılıp, Avrupa için Su
Bilgi Sistemi – WISE açıklanmıştır. Ayrıca, 2009-2015 tarih
aralığı için nehir havzası yönetimi planları hazırlanmıştır.
Birlik içinde her yıl 3 milyar ton
atık
ortaya çıktığı sap-
tanmış, bunlardan 400 milyonunu zararlı atıkların oluştur-
duğu açıklanmıştır. OECD’den gelen açıklamaya göre, 2020
yılına kadar 1995 yılına göre yüzde 45 oranında atıklarda ar-
tış olacağını açıklamıştır. Bu nedenle, AB, üyelerin atık üre-
timini önlemesi ve azaltmasında üyelerin konuya daha çok
öncelik verilmesi için bir dizi önlem almaya çalışmaktadır.
Gürültü
konusunda (2002/49/EC) Avrupa Komisyonu
1 Haziran 2011 tarihinde gürültü kirliliğine dair ilk uyum ra-
porunu açıklamıştır. Raporda, insan sağlığına etkileri de göz
önünde bulundurularak çevresel gürültü AB’de önemli prob-
lemlerden birine işaret etmektedir.
2020’YE DOĞRU
“AB ve Uluslararası İklim Değişikliği Politikaları”altın-
da ele alacağımız ikinci yazımızda daha detaylı bilgi verile-
cektir. Ancak, AB’nin 2020 yılına kadar öngördüğü çevre ve
iklim politikalarını hatırlamak önem arz etmektedir.
Belirtilmelidir ki, AB çevre ve iklim değişikliği politi-
kaları birbirini izleyen hedefler zincirlerini oluşturmaktadır.
Nitekim birbirine bağlı stratejiler doğrultusunda, Kyoto’nun
üçüncü evresi (2013-2020) için geliştirilen tüm bu mekaniz-
malar ve yeni düzenlemeler aslında Avrupa 2020 stratejile-
rinin gerçekleştirilmesi için planlanan amaçlarına işaret et-
mektedir.
Bu bağlamda, AB 2020 stratejilerine ulaşım yolu açan
bir dizi paralel politika ve plan tablolarının içi şekillenirken,
son yıllarda iklim değişikliği ile mücadelede öncelikli hedef-
ler sırasıyla, çeşitli sektörleri ilgilendiren 2020 Stratejileri,
‘düşük karbonlu ekonomi modeli’ ve uluslararası iklim mü-
zakerelerine etkin katılım olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Kyoto
Protokolü’nün ikinci evresi kesin olarak desteklenmekte ve
2050 Yol Haritasının hedefleri üzerine yoğunlaşılmaktadır.
Sera gazı emisyonlarının azaltılması ve daha yüksek
enerji verimliliği hedefleri üzerinde sıkça durulan konular
haline gelmiştir. Hazırlanan
2020 stratejileri
de bu bağlam-
da hazırlanmıştır: karbondioksit emisyon salımda 1990 yı-
lına göre en az
yüzde 20
azaltım (şartlar uygun olursa yüz-
de 30); enerjinin
yüzde 20’
sinin yenilenebilir enerjiden elde
edilmesi ve enerji verimliliğinde
yüzde 20
etkinlik amaçlan-
maktadır. Bunun dışında iklim değişikliği ile mücadelede
Avrupa Komisyonu
2050
yılında ulaşmak istediği düşük kar-
bon ekonomisi için bir yol haritası hazırlamıştır. Hedef 2050
yılına kadar sera gazı salımını yüzde 80 ile 95 arasında azalt-
maktır.
KRONOLOJİ
1972
Çevre Politikası için Ortak Bildiri hazırlanması için devlet yetkililerinin Paris’teki buluşması
1973
Komisyon ilk Çevre Eylem Programı’nı (EAP) onayladı.
1981
(DG- Environment)
1987
Avrupa Tek Senedi ile gelen yasal çerçeve
1993
Maastricht Anlaşması ile QMV’nin tüm çevre politika alanlarına yayılması
1993
Beşinci Eylem Programı (1993-2000) ile ‘sürdürülebilir kalkınma’ teriminin belirginleşmesi ve mevzuat dışı araçlarla (Çevresel Politika Araçları
(NEPIs) politika uyumunun geliştirilmesi için yeni yollar oluşturuldu.
1997
Amsterdam Anlaşması ile çevre politikasının entegrasyonu ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması AB hedeflerinin merkezine yerleşmesi
2002
Altıncı Eylem Programı (2002-2012) kabul edildi.
2008
AB 2020 yılına kadar üye ülkelerde sera gazları salımlarında yüzde 20 azaltmayı içeren kapsamlı iklim ve enerji paketini onayladı.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artması için kesin kararını belirtti.
2009
Lizbon Anlaşması içeriğinde daha temiz ve sağlıklı çevrenin korunması, sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde çevresel koşulların
iyileştirilmesi AB’nin ana hedefleri olarak belirlendi.