Page 25 - İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi - Mayıs - Haziran 2012

Basic HTML Version

23
GENEL BAKIŞ
Eski ve yeni Üye Devletler için ‘en zorlu’ ve ‘en kapsam-
lı’ sıfatlarını, içerdiği yasal yükümlülükler ve mali destek ih-
tiyacı nedeniyle hakeden Avrupa Birliği (AB) müktesebat
başlığı: Çevre. Belki de Birlik üyelerini pek çok konuda or-
tak bir hedefte toplayan tek konu. Ancak, bir yandan, teknik
yasal içeriği ve uzmanlık gerektiren konumu ile ulusal yasa-
lara aktarımı zor olan bir politika alanı olarak dururken, bir
yandan da AB’nin özellikle içinde bulunduğu finansal kriz-
den çıkma yolunda önemli bir
çözüm alternatifi
olarak ‘ye-
şil ekonomi, büyüme’ etrafındaki politikaların bütünü olarak
karşımıza çıkmakta.
Küresel ve bölgesel sorunlara ilişkin boyutu nede-
niyle, hızlı karar almayı ve uygulamayı gerektirir hale ge-
len çevre politikaları, aslında AB’nin
yumuşak gücünü
en iyi
temsil eden politikaların başında yer alıyor. AB’nin, uzun va-
dedeki hedefleri, kılavuz niteliğinde üyeler için çıkarılan ya-
yınları ve yasal dayanakları ile özellikle
çevreyi korumaya
işa-
ret eden tüm alanlarda uluslararası bir rol belirlemeye çalış-
tığı görülüyor.
‘Avrupalılaşma’ ekseninde hiç şüphesiz, aday ülkeler-
de hatta mevcut çoğu üyelerde ‘Ne Avrupalılaştı?’ sorusu ce-
vaplanırken, kurumsal yapıların, yasal dayanakların, kamu-
oyundaki konuya bakış açılarının ve ulusal strateji planları-
nın değişime uğradığı görülüyor. Bu noktada, Türkiye’nin de
AB’ye adaylık statüsü verilmesinden itibaren başlayan çev-
re politikalarındaki algılayış değişimlerine ve revizyona uğ-
rayan düzenlemelerine şahit oluyoruz. Bu bağlamda, deği-
şimler Türkiye’nin kendi ulusal stratejisi ve uluslararası are-
nadaki yerini etkileyecek bir durum olmakla beraber uyum
sürecinin içeriğini de şekillendiriyor; Türkiye’nin tüm sektör-
lere entegre olmuş doğru ve etkili ulusal planları bu yolda
önem arz ediyor.
Genel anlamda çevre politikası,
‘çevre sorunlarının çö-
zümü için geleceğe yönelik alınan/alınacak tüm tedbir ve ilke-
ler’
olarak tanımlanmaktadır.
1
Türkiye’de, T.C. Anayasası’nın
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödüller başlığı altındaki 56.
Maddesi’ne göre,
‘Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede ya-
şama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını ko-
rumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatanda-
şın ödevidir’
şeklindeki ifade ile ilk defa doğrudan çevresel
yaklaşımlı yasal dayanak getirilmiştir. Birinci Çevre Eylem
Programı’nda
2
ise
‘Topluluk vatandaşlarının çevresinin ve ya-
şama koşullarının, yerleşim ve yaşam kalitesinin iyileştirilme-
si’
AB’nin çevre politikasının hedefi olarak açıklanmıştır. Gü-
nümüz dünyasında kaçınılmaz olan, üretim ve tüketim poli-
tikalarının tekrar gözden geçirilmesi ve refahın sadece eko-
nomiden geçmediği algısının yaygınlaşmasıdır. Nitekim
sür-
dürülebilirlik
çerçevesine söylenen kavramlar artık sosyal
ve çevresel içerikli alanlar olmaya çoktan başlamıştır. ‘Üre-
tim ve tüketim yapıldığında az ya da çok çevre kirliliği oluş-
maktadır. Bu nedenle, çevreye zarar vermeden insan refa-
hı ve geleceği için belirli bir politikanın saptanması öncelik-
ler arasına girmiştir.’
3
1950’li yıllarda çıkış noktası ekonomik bütünleşme ve
Ortak Pazar olan o dönemki adı ile Avrupa Topluluğu, bu-
günkü çevre koruma konusundaki belirleyici rol konumun-
dan uzak olarak, ilgili yasal dayanakta net bir ifade içerme-
mekteydi.
Bu durum, dönemsel olarak her kurum ve dev-
let politikaları için geçerliydi. Avrupa Kömür ve Çelik Toplu-
luğu (1951), Avrupa Ekonomik Topluluğu (Roma Anlaşması,
1957) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (1957) kapsamın-
da çevre koruma, herhangi bir madde içinde açıkça yer al-
mamıştı. Sadece Roma Anlaşması’nın rekabeti düzenleyen
maddelerine göre yürütülüyordu. 1970’li yıllardan itibaren
ise şekillenen AB çevre politikası, AB’yi uluslararası lider ko-
numuna taşıma sinyallerini belirginleştirmeye başlamıştı.
Peki, AB gerçekten çevre sorunları için ideal çözümmer-
kezi mi? Türkiye bu konunun neresinde kalıyor?
AB’nin orta ve uzun vadeli planlarının Birlik içinde
ve uluslararası platformda önemle ifade edildiği hatırlana-
rak, yazı dizimizin bu ayki bölümünü oluşturan
‘AB Çevre
Politikası’nda Neler Oluyor?’
adlı yazımızın ilk kısmında genel
olarak AB hukukunda çevre, ardından AB’deki son gelişme-
ler ve Türkiye’nin çevre politikasındaki performansı ele alı-
nacaktır.
ÇEVRENİN AB GÜNDEMİNDEKİ GELİŞİMİ
Çevre koruma, Roma Anlaşması’nın giriş kısmındaki
(…) hakların yaşama ve çalışma koşullarının sürekli olarak
iyileştirilmesi’
ve 100’üncü maddesinin genelinde
‘Ortak Pa-
zar kurma amacı içinde ekonomik faaliyetlerin uyumlu bir şe-
kilde geliştirilmesi ve üyelerin yaşam düzeylerinin yükseltil-
mesi’
ibaresi ile yine 235’inci Maddedeki
‘iç pazarın işleyi-
şini engelleyen gelişmeler için önlem alınması’
çerçevesinde
yürütülmüştür.
İtici güç olarak bütünleşme süreci ile zamanla toplu-
luk mevzuatına girecek olan çevre politikasının önü açılmış-
tır. Sırasıyla
1972
yılında Birleşmiş Milletler’de UNEP kurul-
muş ve aynı yılda
Paris
’te
Avrupa Zirvesi
’nde çevre için eylem
planı hazırlanması kararı alınmıştır. Böylelikle ‘resmi’anlam-
da ilk defa topluluk çevre politikası dile getirilmiştir. Bir baş-
ka olay, BM Çevre Konferansı ya da
1972 tarihli Stockholm
Konferansı
olmuştur. AB nezdinde ilk yasal çerçeve ve çev-
renin bağımsız bir politika alanı haline gelmesi 1987 tarihli
Avrupa Tek Senedi
ile gerçekleşmiştir. Avrupa Tek Senedi’nin
25’inci Maddesi kurucu anlaşmaya ‘çevre’ başlığını taşıyan
bir
VII. Başlık
eklenmesini öngörmüştür. Bu başlık
130R
(ana
madde),
130S
(kurumlarca yetki kullanımı) ve
130T
(ortak
tedbirlerin Kurucu Anlaşma’ya aykırı olmadan üyelerce alın-
ması) maddelerini içermektedir. Maastricht Anlaşması ile
Birlik hedefleri arasında belirlenmiş, Amsterdam Anlaşma-
sı (1992) da net bir şekilde açıklamamıştır. Sadece Çevre Ey-
lem Programları ve kurumların bildirileri konuya açıklık ge-
tirmekteydi. 2002-2012 dönemini kapsayan
6’ncı Çevre Ey-
lem Programı
, AB’nin on yıllık hedeflerini ortaya koymuştur:
Dört ana konu olarak iklim değişikliği, doğa ve biyolojik çe-
şitlilik, çevre ve sağlık ile doğal kaynaklar ve atıklar olarak
1
Gönen, Emre 1990 Çevre
Sorunları Avrupa Toplulukları
ve Türkiye Politikalarının
Karşılaştırılmalı İncelenmesi, İKV
Yay., İstanbul. s. 27-28
2
ABl der EG Nr. C 112,
20.12.1973, s.1
3
Budak, Sevim 2000 AB ve
Türk Çevre Politikası: Avrupa
Topluluğu’nun Çevre Politikası ve
Türkiye’nin Uyum Sorunu. Büke
Yayınları Araştırma Dizisi. s: 21