İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi // Mart 2023

35 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ onlara duyulacak talebin önemli ölçü - de artacağı beklenen hammaddeleri içerirken; stratejik hammaddeleri de kapsayan daha geniş kritik hammad - deler listesi, elde edilmesi zor olduğu için herhangi bir tedarik zinciri kri - zinde AB ekonomisini zora sokabile - cek hammaddelerden oluştu. 3 AB’nin bu hamlesinin, COVID-19 salgını sonrasında tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalara, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında ortaya çıkan enerji krizi sürecine ve ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası’nı devreye soktuğu bir döneme denk gelmesi tesadüf değil. Yeni Küresel Rekabet Alanı: Temiz Teknoloji Yarışı AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı - nın duyurulduğu tarih olan Aralık 2019’dan beri, daha sürdürülebilir bir ekonomi inşa etme ve Avrupa’yı 2050 yılına kadar ilk iklim-nötr kıta hâline getirme amaçları doğrultusunda bü - yük bir dönüşüm süreci geçiriyor. Bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için ge - reken en temel unsurlardan bir tane - si, temiz enerjiye geçişin sağlanması. Ancak AB, temiz enerjiye geçiş için hayati önem taşıyan kritik hammad - delerin tedariki konusunda Çin başta olmak üzere üçüncü ülkelere büyük ölçüde bağımlı durumda. Örneğin Çin, rüzgâr türbinlerinden elektrikli araba motorlarına kadar birçok temiz enerji ürünü için gerekli olan nadir toprak elementleri rezervlerinin yüzde 60’ını kendi topraklarından çıkartıyor ve AB, bu hammaddelerin neredeyse tama - mını Çin’den ithal ediyor. Dahası Çin, birçok kritik hammaddenin madenci - liği konusunda yarı tekel konumunda olmakla kalmıyor, aynı zamanda bu hammaddeleri rafine etme ve işleme konusunda da çok önemli bir pozis - yonda yer alıyor. Örneğin, elektrikli araç bataryalarının temel hammadde - si olan lityumun sadece yaklaşık %9’u Çin’de çıkarılırken, bu hammaddenin %60’ı burada rafine ediliyor. Bu du - rum, Çin’in elektrikli araç bataryaları üretiminde dünyada neden açık ara lider konumda olduğunu açıklıyor. 4 Bu bilgiler ışığında, Yeşil Mutabakat hedefleri doğrultusunda büyük bir dönüşüm sürecine giren, ancak ham - madde açısından yeterli kaynakları bulunmayan AB’nin, bu amaca ulaşma hususunda ne kadar başarılı olabile - ceğine dair ciddi soru işaretleri bulu - nuyor. İlk olarak AB’nin öncülük ettiği bu dönüşüm sürecinin, küresel anlamda yeni bir rekabet alanı oluşturduğunu söylemek mümkün. Çin ve ABD başta olmak üzere birçok aktör “temiz tek - noloji yarışı” olarak adlandırılabilecek bu süreçte yeşil teknolojilere büyük yatırımlar yaptı ve bu durum da AB üzerindeki rekabet baskısını arttırdı. Nitekim Çin’in sanayi ve teknoloji - deki hızlı ilerleyişi ve bu doğrultuda verdiği sübvansiyonlar, başta temiz teknoloji üretimi olmak üzere, AB sa - nayisine büyük bir darbe vurdu. Yirmi yıl öncesine kadar güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi endüstrilerinde lider olan AB, mevcut konumunu Çin’e kap - tırdı. Ayrıca, önde gelen enerji inovas - yonları artık giderek daha fazla Çin’de gerçekleşiyor. 5 Temiz enerji teknolojilerinde yerli üretimi güçlendirme ve sanayide istihdamı artırma amacını taşıyan ve 430 milyar dolarlık devasa bir bütçeye sahip olan Enflasyonu Düşürme Yasası ise ABD tarihinde iklim ve enerjiye yönelik açıklanmış en büyük yatırım paketi olarak karşımıza çıkıyor. Yasa kapsamında yenilenebilir enerji bileşenleri üreten yeni veya yenilenmiş fabrikalar, maliyetlerinin %30’u oranında vergi indirimi alabiliyor. Ayrıca yasa,

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=