İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi // Mart 2018
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI 1 çelişkilerden paylarını alıyor. Gerek içinde bulunduğumuz bölgenin, gerekse dünyanın geleceğini şe- killendirmek ve sorunlara çözüm bulabilmek için tüm zayıflıklarına rağmen uluslararası örgütler ve AB gibi sui generis yapılanmalar, dev- letlerin kimi zaman benmerkezci ve tutarsız olabilen yaklaşımlarına alternatif üretebilmenin yegane aracı olmaya devam ediyor. Böyle bir ortamda, Türkiye için de AB ile ilişkilerin optimal düzeyde devam ettirilmesi ve ge- liştirilmesi stratejik bir öncelik oluşturmayı sürdürüyor. Türkiye için AB ile ilişkilerde varılabilecek en optimum nokta üyelik. Ancak bu hedefin önünde gerek AB’den, gerekse Türkiye’den kaynaklanan çeşitli zorluklar ve engeller olduğu da ortada. Üyeliğin gerçekleşeme- diği durumda ise ilişkileri yine de geliştirmeye devam etmek ve Tür- kiye’nin bu süreçte üyeliğe hazır- lanmasını sağlamak 1963 Ankara Anlaşması’ndan beri uygulanan bir yaklaşım idi. Ancak günümüzde, “Artık bu yaklaşımın sonuna mı ge- lindi?” sorusu ile karşı karşıyayız. Önümüzdeki dönemde ilişkilerin geliştirilmesi için ulaşılabilecek son nokta üyelik. Eğer bu son adım atı- lamazsa, artık tüm adımlar ileriye değil, geriye doğru olacak. “Üyelik olmadı, size ortaklık verelim, or- taklık olmadı size işbirliği verelim” şeklinde karikatürize edilebilecek bu çıkmaz, Türkiye için AB’nin dö- nüştürücü etkisinin niye azalmakta olduğunu da ortaya koyuyor. İKV’den D oğanın yeniden uyan- dığı mart ayında, in- sanlık olarak dünyanın nimetlerini hoyratça harcamaya ve ortak sorunlara ortak çözümler bulmak yerine çatışmaları alevlendirme- ye devam ettik. Dünyada bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, hayatı ve evreni yorumlamamızda yeni ufuklar açarken, ne yazık ki milyarlarca insan çağımıza hiç ya- kışmayan şiddet, açlık, yoksunluk, eşitsizlik gibi sorunları yaşamaya devam ediyor. Avrupa’nın geleceği için pozitif bir gündemi oluşturmayı hedefle- yen AB gibi kurumlar ise ne yazık ki , den
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=