

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
88
BRÜKSEL’DEN BAKINCA
daha da artırdı. Şimdi en büyük endişe
bir iç çatışma çıkması. Belçikalı dostla-
rımız bize, toplu yerlerde gazetelerimi-
zi açık olarak, göstererek okumamamız
yönünde uyarılarda bulundular. Düşü-
nün artık!
Aslında saldırıda bulunanlar bilini-
yor. Kendilerine “
Casuals Against Terro-
rism
” adını veren bir futbol holiganları
grubu. Benzerleri ilk İngiltere’de ortaya
çıkmış (
Casual United
adıyla). Adlarını
marka günlük giysilerinden alıyorlar.
Onların varlığı değil de polisin tutumu
şaşırttı insanları.
İşin iyi tarafı, anma törenine gelen
Belçikalıların holigan gruba karşı çık-
maları. Yabancı kökenlilerin, onların tu-
tumunu toplumun geniş kesimine mal
edip aşırı tepkide bulunmayacaklarını
umuyoruz. Tepkileri doğru hedefe yön-
lendiremezsek olaylar istenmeyen yönde
gelişebilir.
Belçika’nın Zaafı, AB’nin Zaafı
Bu kısacık örneklerden görüleceği
gibi durum iyice karışıyor. Sokaktaki ada-
mın tepkisi orta ve uzun vadede nasıl
biçimlenir ve kızgınlık kime yönelir so-
rularının cevabı çok önemli. Ne yazık ki
bu konuda AB’nin siyasi eliti iyi bir sınav
veremiyor. Sadece Belçika’nın karmaşık
federal yapısından bahsetmiyorum. AB
düzeyinde de olayları yönlendirecek bir
liderlik ortada yok.
AB hem terör hem de savunma alan-
larında yeni iki “Avrupa sorunu” ile yüz
yüze. Bu güne kadar Avrupa’nın savunma
güvenliğini ABD ve NATO sağlar diyen
anlayış Suriye’de iflas etti. AB’nin ihtiyacı
olan Suriye’de bir siyasi çözüm ama şu
anda bunu gerçekleştirecek araçlardan
mahrum olduğunu, acısını içeride çeke-
rek öğreniyor AB. Terör sorunu da aynı,
“terör” artık AB’nin bir iç sorunu; tehdit
dışarıdan değil, burada doğup, burada
yetişmiş kendi vatandaşlarından geliyor
ama tedbir ortada yok. Şunu hatırlat-
makta yarar var: Bu konu Türkiye’nin
ya da Belçika’nın sorunu değil, AB’nin
sorunu. Çözüm dışarıdan gelmeyecek AB
tarafından bulunacak.
■
TOMA’lar hazır beklediğine göre muh-
temelen olay bekleniyordu ama anma
törenini organize eden gruba herhangi
bir uyarıda bulunulmadığı ortaya çıktı.
Olay çıkaran grup dağıtıldı ve herhangi
bir gözaltı olmadan, trenle, salimen(!)
evlerine döndüler.
Bu olayın üç etkisi oldu. Birincisi,
Pazar günü yapılacak büyük yürüyüş
iptal edildi. İkincisi, polisin tutumu
yeni bir tartışma başlattı; zaten kritik
durumda olan İçişleri Bakanı, polisin
müsamahalı tutumu nedeniyle yeni
bir eleştiri bombardımanına tutuldu.
Üçüncü ve en önemlisi de, şehirdeki
yabancı uyruklular, özellikle de Müslü-
man ve beyaz ırktan olmayanlar ciddi
bir korkuya kapıldılar (ki bu son etki
epey uzun sürecek gibi). Arap nüfusun
yoğun olarak ikamet ettiği semtlere
saldırı olacağı haberleri bu korkuyu
AB hem terör hem de
savunma alanlarında
yeni iki “Avrupa sorunu”
ile yüz yüze.