

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
87
şu: Belçika’da yerleşik yabancıların (ki
nüfusun hatırı sayılır bir oranını teş-
kil ediyorlar) tepkileri kesinlikle yerli
halktan daha fazla oldu. Olaydan son-
raki Cumartesi günü, şehir merkezinde
bir “terör kayıplarını anma” merasimi
yapılması, Pazar günü de çok geniş katı-
lımlı bir “teröre karşı yürüyüş” yapılması
planlandı.
Cumartesi günü, çiçeklerle ve mum-
larla yapılacak anma töreni için insanlar
Borsa meydanında toplanmaya başlar-
ken, yakındaki kuzey garından hareket
eden beş, altı yüz kişilik bir aşırı sağcı
grup, polis eskortluğunda aynı meydana
geldi ve aşırı sağcı sloganlarla diğer gru-
ba saldırdı. Federal polis bir süre sonra
TOMA’lardan su sıkarak grubu dağıttı.
noktada Türkiye’den gelen bir açıkla-
ma neredeyse ülkeyi yeni bir hükümet
krizinin eşiğine getirdi. Bombacıların,
Türkiye’den sınır dışı edildikleri ve te-
rör bağlantılarından Belçika ve Hollan-
da’nın haberdar edildiği ortaya çıkınca
siyasiler de kendiliğinden hedefe girmiş
oldu. Belçika İçişleri ve Adalet Bakan-
ları sorumluluğu üstlenerek istifalarını
verdiler ama zaten çok hassas dengeler
üzerinde duran hükümetin düşmesi-
ni istemeyen Başbakan istifaları kabul
etmedi. Ama eleştiriler de bitmedi. Ba-
kalım olayın bu yönü nereye varacak,
göreceğiz.
Siyasi alanda durum böyleyken sos-
yal alanda da gözlenebilir yansımalar
ortaya çıkmakta gecikmedi. İlk gözlemim
Patlamalar Birkaç Saniye Sürdü
Ama Brüksel Hâlâ Sarsılıyor
Patlamalar ilk önce şehir halkının
moralini ve yaşam biçimini vurdu. Ha-
vaalanı kapandı (bu yazıyı olaydan altı
gün sonra yazıyorum hâlâ kapalı, ya-
rın belki deneme açılışı yapılacakmış);
trenler, metro sistemi durdu. Alışveriş
merkezleri, meşhur Brüksel kafeleri
ve sokaklar bomboş. Şehir ve insanları
içine kapandı.
Bu ilk tepkinin ardından kamuoyu
suçlu arayışına girdi. İstihbarat ve polis
eleştirilerin hedefindeydi ama tabii ki
orada durmuyordu. Karmaşık federal
sistem de hedefe alındı; hatta kral dahi
“bomba sarayda patlamadı; metroda
patladı” demeciyle topa girdi. Tam bu