Table of Contents Table of Contents
Previous Page  88 / 92 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 88 / 92 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

86

BRÜKSEL’DEN BAKINCA

görünümün kısa vadede, kendiliğinden

değişmesi mümkün değil. Uluslararası

toplum henüz bu yolda ortak çaba gös-

termenin çok uzağında. O zaman ülke

olarak ne yapabiliriz sorusuna ve kendi

iç sorunlarımızın çözümüne yoğunlaş-

maktan başka çaremiz yok. Global dü-

zeyde yeni bir arayış ve reform süreci

başlatamazsak işimiz zor.

Global Reformu Beklerken,

İç Reformlarımıza Başlayalım

Reform ve değişim talepleri her

taraftan yükseliyor. Dördüncü Sanayi

Devrimi deniyor; ucu reforma dayanı-

yor; teknoloji transferi ve Ar-Ge deniyor

yine aynı; iç güvenlik ve huzurumuz da.

Eğitim sistemimizden idari yapımıza

dek bir dizi alanda düzeltme ve değişik-

lik yapmamız gerektiği ortada. Peki, bu

arada AB nerede? AB iki açıdan önemli.

Birincisi örnek olarak. AB her şeyden

önce “refah yaratabilmiş bir ortak barış,

yaşam ve iş yapma ortamı”. Bu noktaya

gelirken her şeyi doğru yap(a)madılar

ama birçok “doğru” şey yaptılar. Doğru

yapılanları örnek almak aklın gereği.

Zaten AB üyeliği istiyorum demek de, en

geniş anlamda AB gibi olmayı istemek

değil mi? İyi de, bu ortamda reform yapmak

mümkün mü? Değil yapmak, bahsetmek

bile zor diyenlere de cevabım şu: Tam

aksine, kriz dönemleri reform için en uy-

gun zamandır. Zaten bence “krizi fırsata

çevirmek” derken kastedilen de budur.

Bomba krizi de, esasen

“güvenlik” temelli olmakla

birlikte, Türkiye’nin pozisyonu

açısından göçmen krizinden

farklılıklar içeriyor.