

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
102
BRÜKSEL’DEN BAKINCA
Reform Yapmak Kolay mı?
Bize yönelik sorum ise, birçok kez
yaşadığımız, neredeyse klasik hale gel-
miş olan, benim “algılama oyunu” adını
verdiğim bir ilginç duruma dayanıyor.
Durumdediğim şu: Birçok kritik nokta-
da AB bir şey söylüyor. Bu ifade bazen
uzun bir metin, bazı zaman da tek bir
cümle şeklinde olabiliyor. Metin öyle
kaleme alınıyor ki, içinde hem bizi hem
onları memnun edecek, çoğu zaman
birbiri ile çelişen unsurları -hatta ba-
zen aynı cümlede- içinde barındırıyor.
Sonra da her iki taraftan siyasetçiler
kamuoylarına dönüp ifadenin sadece
kendilerini memnun eden tarafı itiba-
rıyla değerlendirmeler yapıp vatandaş-
larını ikna etmeye çalışıyorlar.
Bu durumun en yeni örneğini Brük-
sel Zirvesi deklarasyonunu değerlendi-
rirken yaşadık. Vize serbestliği konusu
deklarasyonun 5’inci maddesinde hü-
küm altına alınmış. Sekiz buçuk satırlık
paragrafın son cümlesi, Türk vatandaş-
larının Schengen Alanı’na girişlerinde
uygulanan vize gereksiniminin kaldı-
rılması için gereken nihai uygun görüş
raporunun sunulması için 2016 yılının
sonbaharını işaret ediyor (vizenin kalk-
ması için değil, raporun açıklanması
için), tabii ki Vize Serbestliği Yol Hari-
tasının tüm koşullarının o tarihe kadar
yerine getirilmiş olması kaydıyla.
Öncelikle ben bu ifadede vizenin
2016 yılı Kasım ayı itibarıyla kalkmış
olacağına ilişkin hiç bir netlik göremiyo-
Acaba biz bu
reformları bir yıl içinde
gerçekleştirebilecek hevese
ve iradeye sahip miyiz?
Ya da şöyle ifade edeyim;
bu konular ülkemizin
“yapılacak işler listesinin”
neresinde?