

B R Ü K S E L ’ D E N B A K I N C A
92
19
65
Avrupa’nın Güneydoğu sınırında sıcak savaş yaşanıyor. Doğu
sınırında ise yeni bir soğuk savaş tehlikesi artarak devam
ediyor. Karışıklık artıyor; cevap verme kapasitesi düşüşte.
Yakın tarihin bu en büyük barış ve istikrar projesi bu alanda
da ciddi bir sarsıntı geçiriyor.
Şu anda AB’nin akil adamları diyebileceğimiz Helmut
Kohl ve Joschka Fischer yeni piyasaya çıkan kitaplarında bu
duruma dikkat çekiyorlar: Kohl, “
AB’nin durumu, 20’nci yüz-
yıldan 21’inci yüzyıla geçişte hiç iyi değil”...“eğer çok açık bir
pusulayla yol göstermezsek, o zaman insanlar Avrupa’ya sırt
döner
” diyor. Fischer ise AB’nin giderek Almanlaşmasına ve
Almanya’ya duyulan öfkeye şu çok ciddi sözlerle dikkat çe-
kiyor ve uyarıyor:
“Bir Avrupa Almanyası mı, yoksa Alman bir
Avrupa mı? Alman bir Avrupa barış projesine hizmet etmez.
Huzursuzluğu, ulusal şablonlar içinde düşünmeyi körükler
ve AB’yi ikiye böler. Avrupa’nın AB’den başka alternatifi yok.
Karşı alternatif savaş demek.”
AB’de durumu değiştirmek için bazı gayretler var ama
yetersiz. Çünkü yapısal sorunlara dokunamıyorlar. Oysa
yapısal sorunlar çözülmeden yapılan her türlü değişiklik so-
nunda havada kalmaya mahkûmdur; asla yeteri kadar etkin
ve verimli olamazlar.
İşte bu şartlar altında Türkiye - AB ilişkilerinin olumlu
anlamda gündeme gelmesi, ilerlemesi de mümkün olamı-
yor. Önceliklerimiz hızla farklılaşıyor. Yani derdimiz birdi; iki
oldu. Bundan sonra sadece“ne olacak bu Türkiye-AB ilişkile-
rinin hali” diye değil “ne olacak bu AB’nin hali” diye de kafa
yoracağız.