

Ülkemizde ve Avrupa’da kışın kendini iyice
hissettirmeye başladığı, ilk kar haberlerini aldığımız
Kasım ayı, siyasi ve ekonomik gündemin de yoğun geçtiği, üstelik geçen ay
manşetlerden devraldığımız bazı gelişmelere yenilerinin eklendiği bir ay oldu.
Türkiye’deki gelişmelere baktığımızda, 6 Kasım 2014 tarihinde Başbakan
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ve ekonominin orta vadeli yol
haritası olma niteliğini taşıyan Yapısal Dönüşüm Paketi’nin yoğun gündem
içerisinde öne çıktığını görüyoruz. Bu dönüşüm programı ile birlikte, 2018 sonuna
kadar GSYİH’nin 1,3 trilyon dolara yükseltilmesi, cari açığın yüzde 5,2’ye, işsizlik
oranının ise yüzde 7’ye indirilmesi hedefleniyor. Paket, siyasal istikrar, nitelikli
insan kaynağı, üretim teknolojilerinde değişim ve Ar-Ge’ye ağırlık veren reformlar,
finans sektörü ile reel sektörün birbirini desteklemesi, dünya ekonomisi ile
entegrasyon başlıkları altında düzenlenmiş. Başbakan Prof. Dr. Davutoğlu, Kalkınma
Bakanlığı’nın koordinasyonunda hazırlanan bu program çerçevesinde, beş
temel alandaki hedefleri gerçekleştirmek için yirmi beş alanda 1.350 eylem planı
öngörüldüğünü ifade etti. İthalata bağımlılığın azaltılması, öncelikli sektörlerde
kuluçka merkezlerinin yaratılması, enerji verimliliği yatırımlarının finansmanı
için yeni modellerin geliştirilmesi, sağlık turizminin ve yerli şirketlerin kamu
ihalelerinden daha fazla pay almalarının teşvik edilmesi gibi maddelerin öne çıktığı
Paketin ülkemizin en gelişmiş ülkeler sıralamasında istediği yeri alabilmesine katkı
sağlayacağını umuyoruz.
Geçtiğimiz ay Ermenek’teki maden kazasıyla yeniden Türkiye gündemine
oturan iş güvenliği konusunda, Hükümet tarafından somut bir adım atıldı ve
Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarafından 12 Kasım 2014 tarihinde, yeni
İş Güvenliği Paketi açıklandı. TBMM’ye sunulan iş güvenliği düzenlemeleri,
yaptırımlarda ödül-ceza dengesinin sağlanmasını amaçlıyor. Paketteki
düzenlemelerle iş kazası yaşanmayan işyerlerinin ödüllendirilmesi, iş kazası olan
işyerlerinin ise ek mali yükümlülükler ile cezalandırılarak caydırıcılığın artırılması
hedefleniyor. Ermenek’te kayıp işçilere ulaşılmaya başlandığı ve ne yazık ki acılı
cenaze görüntülerini izlediğimiz bugünlerde, alınan yasal önlemlerin bizi daha
güvenli koşullarda iş yapma ortamına kavuşturmasını temenni ediyoruz.
Kasım ayı başında İstanbul üzerinden yasadışı yollarla Avrupa’ya geçmeye
çalışan 40’a yakın göçmeni taşıyan teknenin, Rumelifeneri yakınlarında batması ve
kaza sonucu yirmi dört kişinin hayatını kaybetmesi, ülkemiz gündemindeki elim
olaylardan birisi olurken, göç konusunda Türkiye’nin transit ülke konumunu bir kez
daha gözler önüne serdi. AB ile 2013 yılı sonunda Geri Kabul Anlaşması imzalayan
Türkiye’de yaşanan ve 24 kişinin hayatını kaybettiği bu olay, AB kurumlarında da
geniş ölçüde yankı buldu. Avrupa Komisyonu’nun Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan
Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos, bu kazayla birlikte yasadışı göç kapsamında
etkin çözüm üretilmesi konusunda acil adımların gerekliliğin tekrar gün yüzüne
çıktığını belirterek, bu konunun yeni görevindeki birinci önceliği olduğunun altını
çizdi. Bu noktada İKV olarak, Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanmasıyla başlayan
sürecin sadece vize kolaylığı ve sınır güvenliği açısından değil, aynı zamanda
insan hayatı için de önemini ortaya koyduğunu düşünüyoruz. Yalnızca Türkiye’nin
değil, Avrupa’nın da karşı karşıya olduğu bu soruna ortak çözümlerin bulunması
konusunda, tarafları daha sıkı bir işbirliği içerisinde çalışmaya davet ediyoruz.
Ülkemiz gündeminde ses getiren bir diğer konu ‘Alevi açılımı’ olarak da
adlandırılan ve önümüzdeki günlerde detaylarının paylaşılması beklenen, Alevi