

13
İKV Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Özsöz tarafından kaleme alınan
“İlerlemenin Matematiği: Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporlarına Farklı Bir Bakış”
başlıklı yayın, İKV tarafından Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı.
İKV’DEN YENİ YAYIN
“İLERLEMENİN MATEMATİĞİ: AVRUPA KOMİSYONU TÜRKİYE
İLERLEME RAPORLARINA FARKLI BİR BAKIŞ”
A
vrupa Komisyonu’nun 2014 yılı Türkiye İlerleme
Raporu’nu 8 Ekim 2014 tarihinde yayımladı; böylece
Komisyon bugüne kadar Türkiye’ye ilişkin 17 ilerle-
me raporu yayımlamış oldu.
Geçmişten bugüne Avrupa Komisyonu’nun Türkiye İler-
leme Raporları tarihine bakacak olursak; Avrupa Komisyonu
Türkiye’ye ilişkin ilk raporunu, 1998 yılında yayımladı. 57 say-
falık bu ilk rapor, Türkiye’nin AB tarafından izlenme sürecini
başlattı ve ardından gelen ikinci rapor, 1999 yılında yapılan
Helsinki Zirvesi’nde onaylanarak, Türkiye’ye AB adaylık sü-
recinin kapısını açtı ve 2005 yılında Türkiye ile müzakerelere
başlandı. Türkiye, müzakerelerde 10 yılını geride bırakmaya
yaklaşırken, 14 fasıl müzakerelere açıldı; yalnızca bir tanesi
geçici olarak kapatılabildi.
Hiç şüphesiz Avrupa perspektifi Türkiye için somut çıktılar
üretebilen bir hedef; ancak Avrupa Komisyonu’nun ilerleme
raporları için aynı şeyi söylemek zor. Türkiye’de ve Avrupa’da,
Türkiye’nin AB katılım müzakereleri ve üyelik hedefine olan
inandırıcılığın azalması ile birlikte, ilerleme raporlarının Tür-
kiye’deki reform sürecini tetikleyen etkin birer araç olması
da imkânsızlaşıyor. Bugüne kadar Komisyon 17 raporluk bir
külliyat ile Türkiye’deki ilerlemeyi değerlendirdi. Bu raporların
toplam sayfa sayısı ise 1.786’yı buldu. Basit bir hesapla Avru-
pa Komisyonu, bugüne kadar 6,5 Lizbon Antlaşması büyüklü-
ğünde Türkiye İlerleme Raporu hazırladı.
Zaman içerisinde ilerleme raporlarının çerçevesi daraldı,
raporlar siyasallaştı. Siyasi kriterlere yapılan vurgu, teknik
kriterlere verilen önemin ötesine geçti. Bu da raporun neden
yazıldığı, kim için yazıldığı sorularının, hatta raporun ama-
cının her iki tarafta da daha fazla sorgulanır hale gelmesine
neden oldu.
İşte böyle geçmiş ışığında Avrupa Komisyonu tarafın-
dan hazırlanan Türkiye’ye ilişkin 17’nci ilerleme raporunu,
neredeyse 10 yıldır Komisyon Başkanlığı görevini yürüten
Barosso ve kabinesinin; aynı zamanda 2010 yılından bu yana
Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi olan ve son 5 Türkiye
İlerleme Raporu’nda imzası bulunan Štefan Füle’nin son Tür-
kiye İlerleme Raporu. Aynı zamanda bu rapor, yeni Komisyon
Başkanı Juncker ile Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme
Müzakerelerinden Sorumlu Üye olarak atadığı Avusturyalı Jo-
hannes Hahn için, önümüzdeki 5 yılda yol gösterici bir niteliğe
sahip olacak.
1965 yılından bu yana Türkiye – AB ilişkilerinde yaşa-
nan gelişmeleri günü gününe takip eden ve yorumlayan İKV,
Türkiye’nin AB ile yürüttüğü ilişkilerde, kalıpların ötesine ge-
çen ve sürece katkı sağlayabilecek her türlü girişime ön ayak
oldu. Türkiye’nin AB’ye entegrasyonu konusunda bugüne
kadar büyük çaba harcayan İKV; görüşleriyle, analizleriyle
ve çalışmalarıyla ilgili tüm taraflara sürecin iyileştirilmesi ve
hızlandırılması, bu kapsamda da nihai hedef olan üyelik ile
noktalanması için destek verdi. Bugün ulaştığımız nokta ise
bir hayli düşündürücü: 50 yılı aşkın bir süredir ortaklık ilişkisi
yürüten Türkiye ve AB, neredeyse son 10 yıldır sürdürdükleri
üyelik müzakerelerinde, siyasi gelişmelerin, fasılların, ilerle-
me raporlarının ve günlük siyasetin ötesine geçemeyen bir
tavır sergiliyor. Hal böyle olunca da Türkiye’nin nihai hedefi
olan AB üyelik sürecine katkıda bulunması gereken fasıllar,
ilerleme raporları, kararlar ve tavsiyeler amaçlarına hizmet
etmiyor, edemiyor. Bu tabloda da, Türkiye’nin AB entegrasyon
süreci sekteye uğruyor; taraflar arzu edilen seviyeye ulaşamı-
yor. 1998 yılından bu yana yayımlanan 17 raporun, Türkiye’yi
AB’ye beklenen düzeyde yakınlaştıramaması ve nihai hedef
olan üyelikle taçlandıramaması bunun en çarpıcı örneği.
Bu temel eksiklikten hareketle
, İKV Genel Sekreter Yar-
dımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Özsöz
tarafından Türkçe
ve İngilizce olarak hazırlanan
“İlerlemenin Matematiği: Av-
rupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporlarına Farklı Bir Bakış”
başlığını taşıyan çalışma, Türkiye – AB ilişkilerine kalıplaş-
mış ilerleme raporlarının ötesinde bakabilmeyi amaçlıyor.
Komisyon’un bir yıl boyunca büyük çabalar sarf ederek ha-
zırladığı, Türkiye’de ise her yıl giderek azalan bir heyecanla
beklenen ilerleme raporlarının, Türkiye’nin AB üyelik sürecine
daha somut ve görünür katkılar yapabilmesi için rapora ilişkin
bir öneride bulunuyor.