Previous Page  81 / 88 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 81 / 88 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

79

saat önce havaalanında olmalarını tavsi-

ye ediyor. Haksız da değiller; zira yaz ay-

larında zaten olağan kabul edilen yolcu

artışının yarattığı kalabalığa ek olarak,

özellikle son zamanlarda terör saldırıla-

rında yaşanan artışın bir neticesi olarak

havaalanlarında güvenlik kontrollerinin

sıklaştırılması,

check-in

ve

boarding

iş-

lemlerinin de uzamasına sebep veriyor.

Ağustos ayına girişimiz ile birlikte, ha-

vaalanlarında yaşanan yoğunluklardan

ötürü uçuşlarda yaşanan uzun gecik-

meler ve buna bağlı olarak iptaller veya

bağlantı uçuşlarının kaçırılması sonucu

tatil planları kâbusa dönen tatilciler ile

ilgili haberler, sıklıkla yazılı ve görsel

basında yer almaya başladı. İşbu haber-

lerin esaslı konularının başında da iptal

ve gecikme durumlarında yolcuların

hangi haklara sahip olduğu ve havayolu

taşıyıcıların sorumlulukları hakkında

tartışmalar geliyor. Bu tartışmaların bir

numaralı konusunu da yolcuların iptal

ve gecikme durumda tazminata hak ka-

zanıp kazanamayacakları oluşturuyor.

Bay Sturgeon, ailesi ile birlikte yaz

tatilleri geçirmek için Kanada’nın To-

ronto kentine gitmeye karar verir ve aile

seyahat hazırlıklarına başlar. Bir Alman

havayolu şirketi olan Condor Havayol-

ları’ndan Frankfurt’tan Toronto’ya gidiş

dönüş bileti satın alan aile, tatillerinin

sonunda tekrardan Toronto’dan Frank-

furt’a yapılacak seyahat günü havaala-

nına gelir, zamanında check-in işlemini

yaptırır ve uçuşlarını beklemeye başlar-

lar. Bu arada tatsız bir sürpriz ile karşı-

laşırlar, zira havaalanının uçuş bilgilerini

gösteren ekranlarında uçuşlarının iptal

edildiği yazmaktadır. Bunun üzerine

aynı uçakta seyahat edecek diğer yolcu-

lar ile birlikte Condor şirketi tarafından

bir otele yerleştirilirler. Ertesi gün Stur-

geon ailesi, diğer yolcular ile birlikte

tekrar havaalanına getirilir ve Condor

ile aynı uçuş numarasına sahip başka

bir havayolu firmasının uçağına yerleşti-

rilirler. Yaşanan bu gelişmelerin sonucu

olarak yolcular planlanan varış süresin-

den tam 25 saat sonra ancak Frankfurt’a

ulaşabilirler. Bu duruma oldukça öfke-

lenen Bay Sturgeon, Condor Havayol-

ları yetkililerine başvurmak suretiyle

tazminat talebinde bulunur. İşbu talebi

havayolu firması tarafından reddedilen

Sturgeon, konuyu yargıya taşımaya karar

verir ve Alman Mahkemesinde Condor’a

karşı dava açar.

Yargılama sırasında Condor firması,

uçuşun iptal edilmediğini sadece ge-

cikmeli olarak kalkış yaptığı tezini öne

sürer ve bu sebeple Bay Sturgeon ve

ailesinin tazminata hak kazanmadık-

larını iddia eder; zira iptal ve gecikme

durumlarında yolcuların ve havayolu

şirketlerinin hak ve sorumluluklarını

düzenleyen 261/2004 sayılı AB Tüzü-

ğü’ne istinaden sadece uçuşların iptali

durumunda yolcular tazminat talebin-

de bulunabilmektedir. Bununla birlik-

te Sturgeon, 25 saatlik bir gecikmenin

uçuşun iptali anlamına geldiğini, dola-

yısı ile AB hukukuna istinaden tazminat

talebinde ısrar eder. Ayrıca yargılamanın

hemen öncesinde gecikmeyi Karayipler

üzerinde gerçekleşen fırtınaya bağlayan

Condor, yargılama sırasında bu sefer

gecikmenin, uçakta meydana gelen tek-

nik bir arızadan ve uçuş personelinin

rahatsızlanmasından ileri geldiğini be-

lirtir. Davaya bakmakta olan Yerel Mah-

keme, 261/2004 sayılı Tüzük’e göre Bay

Sturgeon’un iddia ettiği gibi olaya uçuş

iptali hükümlerinin uygulanıp uygulana-

mayacağı ve dolayısı ile Sturgeon’ların

tazminata hak kazanıp kazanamadığı

konusunda yorumunu belirtmesi için

ABAD’a danışır.

Teknik detaylara fazlaca girmeden

kısaca özetleyecek olur isek, yargılama

sonucunda ABAD ilk olarak uçuş, ha-

vayolu şirketinin esas planına uygun

olarak gerçekleştirildiği sürece gecikme

ne kadar uzun olursa olsun, 261/2004

sayılı Yolcu Hakları Tüzüğü’ne göre söz

konusu gecikmenin uçuş iptali olarak

değerlendirilemeyeceğine hükmeder.

Bununla birlikte ABAD oldukça çarpıcı

bir şekilde uçuşun 3 saatten fazla gecik-

mesi ve/veya varış limanına planlanan

saatten 3 saat ve daha sonrasında ulaşıl-

ması durumlarında yolcuların tazminata

hak kazanabileceğini karara bağlar. Zira

ABAD’a göre her ne kadar 261/2004

sayılı Tüzük’ün ilgili hükümleri tazmi-

nat hakkını sadece uçuş iptalleri için

öngörse de, uçuşun iptal edilmesi ile

uzun süre gecikmesi arasında yolcunun

yaşadığı stres ve içinde bulunduğu kötü

durum arasında yolcu nazarında çok

büyük bir fark bulunmamaktadır. Dola-

yısı ile söz konusu tüzük sadece metne

bağlı kalarak yorumlanmamalı, tüzüğün

yürürlüğe girme amacı olan tüketicinin

üstün yararının ilk önce gözetilmesi ge-

reklidir. Son olarak ABAD, gecikmenin

olağanüstü olaylar neticesinde gerçek-

leştiğinin havayolu firması tarafından

kanıtlandığı durumlarda yolcuların taz-

minata hak kazanamayacaklarını be-

lirtir. Bu bağlamda somut olayımızda

Condor firması tarafından ileri sürülen,

gecikmenin uçakta yaşanan teknik bir

arızadan kaynaklandığı argümanına de-

ğinen ABAD, “olağanüstü şartlar” kavra-

mı altına teknik arızaların girmediğini,

olağanüstü şart kavramının, havayolu

şirketinin kontrolü dışında gelişen ve

her türlü önlem alınsa dahi sonucun ka-

çınılmaz olarak gerçekleşeceği olayları

işaret ettiğini de ayrıca belirtir.

ABAD, tüketicinin üstün menfaatini

tartışmanın merkezine alarak konuya

yaklaşmış ve karar verirken sadece mev-

zuatın metni ile bağlı kalmayıp tüketici

hukukuna hakim temel prensipleri de

işin içine katarak tüketiciyi her türlü

hak ihlallerine karşı koruma altına alma

yolunu seçmiştir. Yazımıza başlarken de

belirttiğimiz üzere hava taşımacılığında

dönüm noktası olarak kabul edebilece-

ğimiz işbu karar sonrası doğal olarak

en büyük tepki havayolu firmalarından

gelmiş ve ABAD’ın bu kararı yine sek-

törün önde gelen taşıyıcıları tarafından

oldukça eleştirilmiştir. Bununla birlikte

geri adım atmayan ABAD, daha sonraki

yıllarda aldığı benzer kararlar ile gecik-

me durumunda tazminat talepleri ko-

nusunda yaşanan tartışmalara yolcular

lehine son noktayı koymuştur.

1

Sturgeon v. Condor Flugdienst GmBH (C-402/07)