Previous Page  75 / 88 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 75 / 88 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

73

ırım’ın ilhakının tanınmamasının

ve sert bir şekilde kınanmasının

yanı sıra AB Konseyi, ortak bir mu-

tabakata varıp Rusya Federasyonu’na eko-

nomik yaptırım uygulanmasına karar ver-

mişti. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden

(European Council on Foreign Relations,

ECFR) Gustav Gressel ve Fredrik Wesslau

tarafından haziran ayında hazırlanan bir

raporda işte bu dört felaket senaryosu

farklı aktörlere olan olası etkileri açısın-

dan mercek altına alınıyor.

Birinci Senaryo: AB, Minsk

Anlaşmalarının Rusya’nın Yak-

laşımı Doğrultusunda Yürürlüğe

Koyulmasına Karar Verir

24 Eylül 2017 tarihinde gerçekleşen

Almanya genel seçimlerinde Almanya Sos-

yal Demokrat Parti (SPD)’nin galibiyetinin

ardından radikal sol Die Linke partisi ve

Yeşiller ile koalisyon kurulur. Bunun ar-

dından Almanya’nın Rusya’ya karşı tutu-

munda yumuşamanın gerçekleşmesi ile

birlikte AB’deki yaptırımların kaldırılması

taraftarları artmış olur. Ancak bu yakla-

şım, başta Baltık ülkeleri ve Orta ve Doğu

Avrupa ülkeleri gibi üyeler tarafından sert

bir şekilde eleştirilir ve kınanır. Rus yanlısı

gruplar daha da güçlenir. Rusya’nın Ukray-

na’ya müdahalesi uluslararası toplumca

eleştirilere neden olurken AB ekseninde

ise AB’nin bölünmüş bir politika gösterdiği

gözlemlenir ve bu da AB’nin dünya are-

nasındaki itibarının bir nevi zedelendiği

yorumlarına yol açar. Sonuç olarak Kiev’de

yaşanan kaos ortamının Brüksel’e de sıç-

radığı görülür.

İkinci Senaryo: Ukrayna’daki

Statükonun Normalleşmesi

Bu senaryoda AB genelinde Ukray-

na’ya olan ilginin azaldığı ve başta Brexit

süreci olmak üzere başka önemli konu-

lara odaklanıldığı görülür. 2020 yılında

Angela Merkel’in Almanya Şansölyeliğin-

den istifasıyla ve Alman İçişleri Bakanı

Thomas de Maiziere’in yerini almasıyla

Rusya konusunda daha az deneyimli bir

hükümet kurulur. Buna ek olarak Fransa

ve Almanya’nın ortak girişimiyle beraber

AB, Rusya’ya karşı uygulanan ekonomik

yaptırımların bir bölümünü kaldırmaya

karar verir. Bununla beraber Rusya’nın

Ukrayna’daki nüfuzu ve etkisinin arttığı

görülür. Ukrayna’da reform sürecinin ge-

rilemesiyle birlikte ülkenin Rus pazarına

olan bağımlılığının daha da güçlendiği

ve AB menşeli şirketlerin ülkede yatırım

yapma hevesinden vazgeçtiği gözlemlenir.

Ukrayna’daki ekonomik bir krizin daha da

derinleşmesi ve yolsuzluk gibi kronik so-

runların çözülememesinden ötürü önemli

bir oranda AB üye ülkelerine bir beyin

göçü yaşanır. Aynı zamanda ülkedeki is-

tikrarsızlığın uzun vadede komşu ülkelere

sıçrama riski oluşturduğu dile getirilir.

Üçüncü Senaryo: Yaptırımların

Kaldırılması ve Ukrayna’ya

Verilen Yardımın Sonu

ABD Başkanı Donald Trump, Rus yan-

lısı olarak görülmesinin yanı sıra, Ukray-

na ile ilgili önemli bir karar verip ABD’nin

ülkeye olan yardımını durduracağını

açıklar. Bunun ardından AB başkentleri

tarafından ülkeye sağlanan yardımın iki-

ye katlanacağı işaretleri gelir. AB’de esen

Trump karşıtı hava, üye ülkelerin Ukray-

na politikasında yakınlaşmasına neden

olur. Kasım 2018’de gerçekleşecek ABD

Başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın

yeniden seçilmesinin ardından ise ABD,

Rusya’ya karşı uyguladığı tüm yaptırım-

ların kaldırılmasına karar verir. ABD ve

daha sonra AB’nin Ukrayna’dan uzaklaş-

ması ülkeyi daha da istikrarsızlaştırmaya

iter ve 2019 genel seçimlerinde Ukrayna

parlamentosu Rada’da popülist partilerin

çoğunluğu elde etmesine neden olur. Uk-

rayna’nın gitgide Rusya’nın etkisi altında

kalmasıyla beraber Rusya, artık başka

ufuklara yönelir ve Balkan ülkelerindeki

etkisinin artırılmasına yönelik politikalar

üretmeye başlar.

Dördüncü Senaryo:

“Büyük Güç” Pazarlığı

Eylül 2017’de gerçekleşecek Birleş-

miş Milletler Genel Kurulu’nun 72’nci

oturumu sırasında ABD Devlet Başkanı

Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı

Vladimir Putin ABD-Rusya ikili ilişkilerinin

geleceğini ele alır. Bunun üzerine Putin, iki

sayfalık bir belge ile taraflara yeni bir işbir-

liği fırsatı sunar. Kremlin için Trump ve Pu-

tin arasındaki anlaşma stratejik bir başarı

olarak algılanır; ancak AB başkentlerinde

şok etkisi yaratır. Diğer senaryolardan

farklı olarak, bu senaryodaki ABD-Rusya

yakınlaşması kısa vadede AB’nin birleş-

mesine neden olur. Buna rağmen 2017

yılının sonunda Rus taraftarı bir takım

üye ülkelerin (örneğin Bulgaristan, İtalya

ve Macaristan) söz konusu pakta yakın

bakması nedeniyle AB zor durumda kalır. 1

Ocak 2018 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya

saldırısıyla beraber AB başkentleri kırmızı

alarma geçer. AB Konseyi acil olarak top-

lanarak Rusya’nın saldırısı sert bir dille

kınanır ve Moskova’nın güçlerinin geri

çekme çağrısı yapılır. ABD’den ise herhangi

bir açıklama yapılmaz. Bunun ardından

Rusya, diğer Doğu Avrupa ülkelerine de

baskısını artırarak yeni bir Soğuk Savaş’ın

başlangıcına neden olur.

Sonuç

Senaryoların detaylarını incelediği-

mizde AB’nin Rusya’ya karşı kullandığı

en önemli kartın yaptırımlar olduğunu

görüyoruz. Söz konusu yaptırımlar, üye

ülkeler arasında anlaşmazlıklar ve farklı

yaklaşımlara neden olmakla beraber, yeni

gelişen uluslararası ortamda da uygunlu-

ğu konusunda tartışmalara neden oluyor.

Raporda ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’yı bir

“batık devlet” (failed state) olarak gös-

termesine karşı AB’nin ortak bir tutum

sergilemesinin kendi kredibilite ve varlığı

için gerekli olduğu ifade ediliyor. Buna ek

olarak detaylarını aktardığımız felaket se-

naryolarının Batı güçlerinin (başta AB ve

ABD) yaptığı hatalardan dolayı meydana

gelebileceği ve bu bağlamda söz konusu

raporun Rusya politikası hususunda AB

liderleri için bir uyarı niteliği taşıdığı söy-

lenebilir.

1

Gustav Gressel, FredrikWesslau,“The great unravelling: four

doomsday scenarios for Europe’s Russia policy”, European Council

on Foreign Relations (ECFR), Haziran 2017,

http://www.ecfr.eu/

publications/summary/the_great_unravelling_four_doomsday_

scenarios_7301 Erişim tarihi: 27.07.2017