

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
69
lebilirsiniz ancak iklim değişikliğinden
çekilemezsiniz
” ifadesini kullandı.
ABD’li ne düşünüyor ona bir baka-
lım. Yale Üniversitesi’nin bir araştırma-
sına göre
2
, ABD’lilerin yüzde 70’i, ülke-
lerinin anlaşmada kalmasından yana.
Aynı ankette, ABD’lilerin yine yüzde 70’i
küresel ısınmaya inandıklarını işaret-
lerken, yüzde 58’i iklim değişikliğinin
bir sorun olduğunu düşünüyor.
Trump’a oy verenlerin görüşüne ba-
kıldığında ise destekçilerin neredeyse
yarısı (yüzde 47) ABD’nin Paris Anlaşma-
sı’nda kalmasını savunuyor. Yüzde 28’lik
kesim, anlaşmadan çekilmesi tarafında
iken, yüzde 25’lik kesim ise kararsız
3
.
Trump’ın anlaşmadan çekilme ka-
rarıyla hemen hemen aynı tarihlerde
Brüksel’de düzenlenen AB-Çin Zirve-
si’nde iki taraf, yeni ortak çalışmalara
imza attı. Bu gelişme ve Trump’ın an-
laşmadan çekilmesi, iklim değişikliği ile
mücadelede liderliğe soyunma gayreti
içinde olan AB’nin küresel rolünü bir
kez daha sorgulamamıza neden oluyor.
Mevcut sürece bakmadan önce, AB’nin
iklim mücadelesinde daha önce öne
çıkan küresel liderliğine kısaca göz ata-
lım.
45 Yıllık BM Müzakerelerinde
AB’nin Konumu
Küresel iklim değişikliği ile müca-
dele çalışmaları genel hatlarıyla BM
nezdinde yapılan müzakereler çerçe-
vesinde yürütülüyor. 45 yıldır süren ik-
lim değişikliği müzakereleri sürecinde
taraflar, Paris Anlaşması öncesinde, iki
taahhüt dönemini içeren Kyoto Pro-
tokolü’ne alışık bir sistem üzerinden
politikalarını yürütmekteydi. Kyoto Pro-
tokolü 2020 yılında sona erecek ve pro-
tokolün yerine geçecek Paris Anlaşması
ise yeni bir rejimi getiriyor.
AB’nin uluslararası çevre anlaşma-
larına katkısı ve anlaşmalar üzerindeki
aktif rolü, 1972 yılında Stockholm’de
gerçekleştirilen İnsan ve Çevre Konfe-
ransı ile başlamıştı. O dönemki konfe-
rans ortamı AB için kendi içinde iklim
bir rekabetten söz etmek de mümkün.
Bu rekabetin, düşük karbonlu ekono-
miye geçişi hızlandırmasına yönelik
olması dileğiyle yazının detaylarına
geçelim.
ABD’lilerin yüzde 70’i Paris
Anlaşması’nı Destekliyor
Trump’ın anlaşmadan çekilmesi
aynı zamanda kendi ülkesinde tepkile-
re de yol açtı. ABD’li çevre örgütü Sierra
Club’tan Michael Brune 31 Mayıs 2017
tarihindeki yazılı açıklamasında
1
anlaş-
madan çıkma kararını “tarihi bir hata”
olarak yorumlarken, Eski AP Başkanı
Martin Schulz ise sosyal medya hesa-
bından “
Sayın Trump, anlaşmadan çeki-
ABD gerekse gelecek dönemler için ge-
riye atılmış bir adım olmasının yanı
sıra, ABD’nin müzakerelerden ayrılma-
sı, küresel iklim değişikliği ile mücade-
leyi tam anlamıyla başıboş bırakmıyor
aslında. ABD'nin küresel emisyonların
yüzde 17'sine sahip olması büyük bir
oran ancak anlaşma kapsamında küre-
sel ısınmanın 2°C'nin altında tutulması
ve 1,5°C ile sınırlandırılması için diğer
ülkelerin kararlılığı oldukça net.
Ayrıca Obama hükümetinin, Kyoto
Protokolü’ndeki tavrının tersine bir şe-
kilde Paris Anlaşması müzakerelerinde
ABD’yi liderlik tanımında öne çıkardı-
ğını biliyoruz. Bu noktada, Trump son-
rası liderlik arayışında giderek artan