

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
73
anayasal krallık ile yönetilen Lüksemburg
Büyük Dükalığı’nın toplam nüfusu 2016
yılı verilerine göre 576 bin 249. 160 farklı
ülkeden yabancının yaşadığı Lüksemburg
şehrinin nüfusu ise 110 bin 499 (2016 ve-
rileri) ve kentte yaşayan yabancıların nü-
fusa oranı ise yüzde 70 civarında. Ulusla-
rarası kurumlara ev sahipliği yapması ve
uluslararası finans merkezine dönüşmesi
son yıllarda şehre göçü artırırken, çok
kültürlü bir toplumun oluşmasına yol açtı.
10’uncu yüzyılda kurulan Lüksem-
burg şehri, Avrupa’nın kalbinde stratejik
bir yere sahip. Brüksel’e 188 km, Köln’e
190 km ve Paris’e 289 km uzaklıkta yer
alan kent, tarih boyunca defalarca el de-
ğiştirdi. Tarihi mahalle ve sur sistemleri
ile kentin tarihsel değerleri, 1994 yılında
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girerek
koruma altına alındı.
İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ar-
dından tarafsızlık ilkesinden vazgeçen
Lüksemburg, BM, NATO, Avrupa Konseyi
ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun
kurucu üyesi oldu. Dönemin Lüksemburg
Dışişleri Bakanı Joseph Bech, 1952 yılında
Paris’te gerçekleşen ve AKÇT merkezi-
nin seçimine ilişkin toplantılar sırasında
Lüksemburg şehrini yeni organizasyo-
nun geçici çalışma merkezi olarak öner-
diğini geçtiğimiz yazımızda belirtmiştik.
O toplantıya katılan Dışişleri Bakanları,
AKÇT’nin çalışmalarına başlamasına ola-
nak sağlayacak bu teklifi geçici olarak
kabul ettiler. Böylece Lüksemburg şehri,
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun
Yüksek Makamı’nın, Danışma Kurulu’nun
ve Adalet Divanı’nın geçici merkezi oldu.
1965 yılında AKÇT, Avrupa Ekono-
mik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi
Topluluğuna ait yürütme organlarının
birleşmesine ilişkin imzalanan “Füzyon
Antlaşması” ile AB kurumları Brüksel’de
toplansa da antlaşmanın ekindeki ka-
rarda Lüksemburg da aynen Brüksel ve
Strasburg gibi ortak kurumların geçici
merkezi olarak adlandırıldı. Böylece bu
kurumların adli ve mali makamlarının
Lüksemburg’da mevcudiyetini sürdürme-
si garanti altına alındı.
17 Şubat 1986 tarihinde Lüksem-
burg’da Avrupa Tek Senedi’nin imzalan-
ması AB tarihi açısından şehrin tanıklık
ettiği önemli olaylar arasında yer alıyor. 1
Temmuz 1987 tarihinde yürürlüğe giren
Tek Senet ile Avrupa Topluluklarını kuran
Antlaşmalar, ilk kez kapsamlı bir biçimde
tadil edildi.
Avrupa Tek Senedi ile Roma Ant-
laşması’nda yer alan sosyal politika,
ekonomik ve sosyal uyum, çevre gibi
konular geliştirilip, yeni ortak politi-
kalar belirlendi. Ayrıca, “işbirliği usu-
lü” adı verilen bir sistem çerçevesinde
AP’ye, Avrupa Komisyonunun yasa koy-
ma önerilerini ikinci kez değerlendir-
mek suretiyle yasama sürecini daha
yakından etkileme imkânı verildi. Yine
Avrupa Tek Senedi ile daha önce oybir-
liğinin gerekli olduğu, Ortak Gümrük
Tarifesi, hizmetler, sermayenin serbest
dolaşımı, ortak ulaşım politikası gibi
konularda kararların nitelikli çoğun-
luk oyu ile alınması kararlaştırıldı. Son
olarak, üye ülkeler arasında “Avrupa
Siyasi İşbirliği” aracılığı ile dış politika-
da işbirliği yapılması da Tek Senet ile
karara bağlandı.
Başka bir önemli olay ise, 12-13 Aralık
1997 tarihlerinde gerçekleşen Lüksem-
burg Zirvesi’nde 11 aday ülke arasında
bir sınıflandırma yapılması kararının
alınmasıydı. Kopenhag siyasi kriterleri-
ni karşılayarak müzakerelere başlayan
ülkeler (Çek Cumhuriyeti, Estonya, Ma-
caristan, Polonya, Slovenya ve GKRY)
“ilk dalga”, siyasi kriterleri yerine ge-
tirmemiş ve henüz müzakereye hazır
görünmeyen diğer ülkeler (Bulgaristan,
Letonya, Litvanya, Romanya ve Slovak-
ya) ise “ikinci dalga” ülkeleri olarak ad-
landırıldı.
Bugün hâlâ Avrupa Adalet Divanı,
Avrupa Sayıştayı ve Avrupa Yatırım
Bankasının merkezi Lüksemburg’da
yer alıyor. Ayrıca, Avrupa Parlamentosu
Genel Sekreterliği’nin bazı bölümleri,
Avrupa Komisyonunun bazı genel mü-
dürlükleri ve dairelerinin de merkezi
Lüksemburg’dadır. Bu kurumlarda ça-
lışan personelin sayısının ise 9 binden
fazla olması dikkat çekiyor.
Son olarak, küresel finans merkezi
olarak da öne çıkan Lüksemburg şehri,
dünyada ABD’nin ardından ikinci, AB’de
ise birinci sırada yer almakta. AB içeri-
sinde özel bankalar, sigorta şirketleri, fi-
nansal kuruluşlar ve fonların en fazla yer
aldığı şehir olan Lüksemburg, yine AB’de
finansal sektörün ülke ekonomisine en
çok katkı yaptığı şehir konumunda. Öyle
ki Brexit’in konuşulmaya başlanmasın-
dan itibaren, Londra’da yer alan finans
kuruluşlarının Lüksemburg’a taşınması
konusu birçok kez gündeme geldi ve
konu güncelliğini hâlâ koruyor.
■