Previous Page  73 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 73 / 84 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

71

madığı, kaynakların sürdürülebilir bir

şekilde yönetildiği, biyolojik çeşitliliğin

korunduğu inovatif bir döngüsel eko-

nomi oluşturmayı amaçlamakta. Plan

3 temel hedef belirliyor ve bu hedeflere

ulaşmak için 4 kolaylaştırıcı araç kulla-

nılmasını öngörüyor.

Hedefler:

• AB’nin doğal sermayesini korumak,

muhafaza etmek ve geliştirmek,

• AB’yi kaynakları etkin kullanan, ye-

şil ve rekabetçi bir düşük karbon

ekonomisine dönüştürmek,

• AB vat

andaşlar

ını çevreden doğabi-

lecek baskılara ve sağlık risklerine

karşı korumak.

Bu hedeflere ulaşılmasını sağlaya-

cak araçlar:

• Mevzuatın daha iyi uygulanması,

• Bilgi tabanını geliştirmek suretiyle

daha iyi enformasyon sağlanması,

• Çevre ve iklim politikası için daha

çok ve daha akıllı yatırım,

• Çevresel gerekler ve mülahazaların

diğer politikaları bütünüyle entegre

edilmesi.

Öncelikli yatay amaçlar:

• AB’de şehirleri daha sürdürülebilir

kılmak,

• AB’nin uluslararası çevre ve iklim

sorunlarını daha etkili bir şekilde

çözüme ulaştırmasına yardımcı ol-

mak.

AB çevre ve sürdürülebilirlik alanın-

da güçlü bir yasal ve idari çerçeve oluş-

turmasına ve geleceğe yönelik iddialı

hedefler benimsemesine rağmen kendi

içinde problemlerle karşılaşabiliyor.

Birlik global düzeyde çevre konusunda

lider olsa bile, çevre ve doğal kaynak-

ların kullanımı konusunda sorunlar

yaşıyor. Son olarak yaşanan bir kriz bu

açıdan örnek oluşturabilir.

Konu Polonya ve Belarus sınırın-

da yer alan 141 bin 885 hektarlık

Białowieża Ormanı’nı ilgilendiriyor.

Bitki ve hayvan türleri açısından son

derece zengin olan orman, kıtanın en

büyük memelisi olan Avrupa bizonuna

da ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık on bin

yıl önce tüm Avrupa’yı kaplayan ilkel

ormanların son ve en geniş kalıntıla-

rından olan bu orman, UNESCO tara-

fından dünya mirası listesine alınmış

durumda. Ancak Białowieża ormanı

bugünlerde ciddi bir tehlikeyle kar-

şı karşıya. Polonya hükümeti, orman

yangınları riskini azaltma ve bir zararlı

türüyle mücadele etme gerekçesiyle

ormanda ağaç kesimi gerçekleştiriyor.

Mart 2016’dan beri ormanda yakla-

şık 10 bin ağacın kesildiği belirtiliyor.

13 Temmuz 2017 tarihinde Avrupa

Komisyonu, Polonya’nın bu kesimleri

durdurması için konuyu Avrupa Adalet

Divanı’na taşımış ve Divan, ağaç kesim-

lerinin durdurulması kararını vermişti.

Buna karşılık Polonya Çevre Bakanı

ağaç kesimlerini durdurmayacaklarını

açıklamıştı.

Bu ay içinde Polonya Çevre Baka-

nı Jan Szyszko bizzat Avrupa Adalet

Divanı’nda görülen duruşmaya katıla-

rak Hükümetin pozisyonunu savundu.

Olayın “büyük bir yanlış anlamadan

kaynaklandığını” söyleyen Bakan, ağaç

kesimlerinin bir çeşit kabuk böceği ile

mücadele sebebiyle gerçekleştirildi-

ğini belirtti. Çevre örgütleri ise bunun

geçersiz bir mazeret olduğunu ve en-

düstrinin değerli eski oduna erişimini

sağlamak için kullanıldığını belirtiyor.

Konu AB hukukunun uygulanması

açısından olduğu kadar, çevre ve sür-

dürülebilirlik konusundaki AB ilkele-

rinin bir Üye Devlet tarafından ihlal

edildiğini göstermesi açısından da bir

örnek vaka oluşturuyor. Özelikle Polon-

ya tarafından, Avrupa Adalet Divanı’nın

davada nihai karar alınana kadar, ağaç

kesimlerinin durdurulması talimatına

uyulmaması bugüne kadar görülmemiş

bir kriz anlamına geliyor. Polonya’nın

karara uymayı reddetmesi AB hukukun-

da bir ilk oluşturduğu için, AB’nin nasıl

bir tepki göstereceği de netlik kazanmış

değil. İki seçenek olduğu söylenebilir.

Avrupa Komisyonu, Polonya’ya karşı

ikinci bir ihlal prosedürü başlatabilir

ya da Polonya’nın yararlandığı ve her

yıl 21 milyar avroyu bulan yapısal fon-

ları askıya alabilir. Bu olaya benzer bir

örnek vaka 2001 yılında yaşanmıştı. Yu-

nanistan, bir nehre zehirli atık akıtmak-

tan suçlu bulunmuş ve para cezasına

çarptırılmıştı. Bu cezayı ödemeyeceğini

açıklayan Yunanistan, Komisyonun böl-

gesel yardımları keseceğini açıklaması

üzerine, cezayı ödemiş ve zehirli atık

akışını durdurmuştu.

Avrupa Adalet Divanı konuyla ilgili

nihai kararını henüz vermedi. Nihai

karar eğer Polonya’nın AB hukukunu

ihlal ettiği yönünde olursa, bu ülkeye

kararın gereğini yerine getirmek için 6

aylık bir süre tanınacak. Eğer bu süre

zarfında ağaç kesimleri devam ederse

o zaman Hükümet karara uyana kadar

toplam bir ceza veya günlük bir ceza

ödemeye mahkûm olabilir. Bu cezanın

asgari olarak 4,2 milyon avro tutarın-

da olacağı ve Polonya’nın hem hukuku

ihlal ettiği, hem de Divanın talimatına

uymadığı sabit görülürse 8,5 milyon

avroyu bulabileceği söyleniyor. Bugüne

kadar bir AB Üyesi’nin çevre konusun-

daki mevzuatı ihlal ettiği için ödediği

en yüksek ceza 2005 yılında Fransa

tarafından balıkçılık kontrollerini ye-

rine getirmemesi sebebiyle ödenen 20

milyon avro olmuştu.

Sonuç olarak, kriz Avrupa’nın en

eski ve geniş ormanlarından birini ilgi-

lendiriyor ve çevre koruma çabalarının

klasik ikilemini yansıtıyor. Bir yanda

ekonomik kaygılar ve kar amacıyla do-

ğal kaynakların sömürülmesi ve me-

talaştırılması süreci, öteki yanda ise

giderek azalan biyolojik çeşitlilik ve

yeşil alanları koruma zorunluğu birbi-

riyle çelişiyor. Dünyamızın ve özellik-

le Avrupa gibi eski bir kıtanın doğayı

koruma ve sürdürülebilirlik açısından

gelmiş olduğu durumu göz önünde bu-

lundurursak, bu ikilemde yol gösterici

ilke, yerine koyamayacağımız değerle-

ri ne pahasına olursa olsun korumak

olmalı.