62 / 64
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
60
BRÜKSEL’DEN BAKINCA
reselleşmenin yeni aşaması, Çin eko-
nomisinin biçim değiştirmesi, Asya’nın
yükselişi) her iki taraf iş dünyası için de
bu anlaşmayı zorunlu kılıyor.
Bu durumda en güçlü seçenek, an-
laşmayı başlangıçta arzu edildiği kadar
derin ve kapsamlı olmasa da üzerinde
uzlaşılan konuları içeren bir tür “ha-
fif TTIP”ye (
TTIP Light
) dönüştürmek
olabilir. Bir de TTIP taraftarlarının da
yeni bir kampanya başlatarak yeniden
halka ulaşmaya çalışmaları söz konusu
olabilir. Yapılacaklar ne olursa olsun, or-
tada kesin olan bir durum var ki o da
TTIP müzakerelerinin bu yılsonuna
dek, arzu edilen derinlik ve kapsamda
tamamlanmasının imkân dışı olması. Ya
da, hadi daha iyimser ve bürokratik bir
tonda söyleyeyim “gerçekçi bir seçenek
olmaktan uzaklaşması”. Muhtemelen
konu bir süre buzdolabına kaldırılır,
ABD başkanlık seçimi ile Almanya ve
Fransa genel seçimleri tamamlandık-
tan sonra da yeniden ısıtılıp önümüze
konur.
■
Sonra da birisi bu rakamı nüfusa böldü
ve “TTIP’nin katkısı kişi başı haftada
bir kahve parası” gibi basit, kolay an-
laşılabilir bir sonuca ulaştı ve rakam
Komisyonun arzu ettiği gibi değil bu
benzetmeyle kafalara yerleşmiş oldu.
Bundan Sonra Ne Olur?
Öncelikle, Komisyonun sadece halk-
tan (ve büyük ölçüde soldan) gelen bu
itirazlara dayanarak müzakereleri dur-
durması beklenmemeli. Konseyden de
-en azından kısa vadede- bu yönde bir
baskı gelmeyecektir.
Burada daha belirleyici olan mü-
zakere ekiplerinin ne üzerinde uzla-
şacakları. Eğer teknik bir uzlaşıya ula-
şılamazsa, şu aşamada siyasi bir itici,
sürece hız verecek karar gelmesi (her
iki taraftan da) zor görülüyor. Yine de,
daha önce iki kez son noktadan dönmüş
olan AB-ABD, ticaret anlaşması imkânı-
nın bu defa da kaçması istenmeyecektir.
Çünkü aynı momentumun yakalanıp bu
noktaya gelinmesi çok zahmetli olurken
yıllar sürmekte. Oysa dış koşullar (kü-
Muhtemelen konu bir
süre buzdolabına kaldırılır,
ABD başkanlık seçimi ile
Almanya ve Fransa genel
seçimleri tamamlandıktan
sonra da yeniden ısıtılıp
önümüze konur.