Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  83 / 92 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 83 / 92 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

81

izah edebilirim: Yavaş yavaş 1990’lı

yıllarda doğan yeni bir kuşağın geldi-

ği söylenebilir. Bu kuşak eski kuşağa

kıyasla daha fazla motivasyona sahip

ve daha hevesli görünüyor. Örneğin,

1990’lı yıllarda üniversitede okudu-

ğumda, Siyasal Bilimler bölümün-

deki tek yabancı bayandım. Ancak

şimdi birçok Türk kökenli mezun

gencimiz bulunuyor. Bu konuda ya-

vaş da olsa, göz ardı edilemeyecek

bir gelişme olduğu aşikŸr. Bu bağ-

lamda, değişik alanlarda iş tecrübesi

edinmek için gelen, kamu kurumla-

rında pozisyonlara atanan gençleri-

miz var. Bu da elbette uyumun doğru

yolda ilerlediğini gösteriyor. Fakat

buna paralel olarak, bazı geleneksel

şeyler de var. Çoğu anlamda ilerleme

var, ama ben isterdim ki ilerleme

daha hızlı olabilsin. Bu bakımdan,

din ve kültürün halen bazı gruplar

tarafından yanlış olarak kullanıldı-

ğını söyleyebiliriz. Bunlar da uyumu

biraz yavaşlatıyor.

Danimarka’nın, Türkiye’nin

A B ü y e l i º i n e i l i ş k i n

tutumunu ve Türk kökenli

Danimarka vatandaşlarının

bu konuya yaklaşımını nasıl

deºerlendiriyorsunuz?

Danimarka’nın resmi politikası-

na bakıldığında, ülkenin Türkiye’nin

üyeliğine karşı olmadığını görebiliriz.

Mesela bazı ülkeler doğrudan doğruya

karşı olduklarını dile getiriyorlar; ama

Danimarka Türkiye’yi AB’de görüyor.

Elbette bu yaklaşımın tüm partiler

ve politikacılar için geçerli olduğu

söylenemez. Buna rağmen, çeşitli

partilerde Türkiye’nin üyelik süreci

tartışmalara neden oluyor. Örneğin

“Türkiye’ye neden destek veriyoruz,

aslında Türkiye’deki insanlara belki de

kötülük yapmış oluyoruz” gibi görüş-

ler de gündeme gelebiliyor. Şahsen, bu

tür tartışmalara birkaç defa katıldım.

Buna ilaveten, partilerin geneline bak-

tığımızda, Türkiye’nin gündeminde

yer alan son olaylar da olumlu bakışa

sahip grupları ister istemez etkiliyor.

Danimarka’da yaşayan Türk diaspo-

rasına baktığımız zaman, topluluğun

bu konuda genel olarak iki gruba ay-

rıldığını söyleyebiliriz. Bu iki gruptan

ilkinin bakış açısının olumlu olmasıyla

beraber, diğer grup olumsuz bir ba-

kış açısına sahip. Bu grupların ikiye

ayrılmasının genel sebebinin ise din

olduğu söylenebilir. Bunları detaylı

olarak anlatmak için daha uzun bir

süre gerekir diye düşünüyorum.

Kadın hakları konusunda

öneml i ça l ı şma l ara imza

atan biri olarak, kadınların

entegrasyondaki rolünden

bahsedebilir misiniz?

Kadınlarımız uyumkonusunda çok

büyük bir rol üstleniyor. Annenin ge-

rek iş hayatında, gerekse sosyal alanda

olmak üzere, değişik iş ve derneklerde

aktif rol oynaması, çocuğu olumlu bir

şekilde etkiliyor. Bunu çalışmalar da

gösteriyor. Kadınlarımızın izole edil-

mesi, uyum konusu üzerinde negatif

bir etki yaratıyor. Bu konuda benim

de birtakım çalışmalarım oldu. İnsan-

larımızla toplantı yaptığımızda onlara

bilhassa, kadınları iş hayatında des-

teklemelerinin önemini ve kadınların

gönüllü faaliyetler esnasında veya ka-

tıldıkları derneklerde aktif olmaları-

nın hem kendileri hem de çocukları

için iyi olduğunu anlatmaya çalışarak,

bu insanları o şekilde motive etmeye

çalıştım. Bunu da değişik alanlarda

yaptım. Dediğim gibi annenin sosyal

alanda aktif olması ve Danca bilme-

si, her anlamda çocuğu okulda daha