Background Image
Previous Page  8 / 106 Next Page
Basic version Information
Show Menu
Previous Page 8 / 106 Next Page
Page Background

7

Ukrayna krizi, 30 Ağustos’ta gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nde olduğu

gibi, 4-5 Eylül’de Galler’de gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde bir araya gelen

liderlerin en önemli gündem maddelerinden ikisini oluşturdu.

Uluslararası Af Örgütü’nün 2 Eylül’de, IŞİD’in Kuzey Irak’ta etnik temizlik

yaptığına dair kanıtlara ulaştığını açıklaması, krizin ulaştığı boyutları bir

kez daha gözler önüne serdi. ABD Başkanı Obama, IŞİD’e karşı bir koalisyon

oluşturma çabalarını yoğunlaştırırken, NATO Zirvesi’nde, Irak hükümetinden

talep gelmesi halinde NATO’nun, savunma ve güvenlik kapasitesi oluşturma

girişimi kapsamında alınabilecek önlemleri değerlendirmeye hazır olduğu

ve müttefiklerin, ülkelerine dönen yabancı savaşçılara ilişkin bilgi akışı

konusunda işbirliğini güçlendirmenin yollarını arayacağı kaydedildi. 10

Eylül’de ABD’nin IŞİD ile mücadele stratejisini açıklayan Obama, IŞİD’e

karşı kapsamlı bir koalisyon oluşturularak, terör örgütü ile mücadele

edileceğini her yerde hedef alacaklarını belirtti ve ABD’nin Irak’tan sonra

Suriye’de hava saldırıları düzenleyebileceği mesajını verdi. ABD liderliğinde

10 ülkeden oluşan IŞİD karşıtı koalisyona Ankara’nın katkısının ne yönde

olacağı ise, ABD’de olduğu kadar tüm dünyada merak uyandırdı. Bu konu

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama’nın görüşmelerinin

merkezinde yer alırken, Washington-Ankara hattında yoğun bir diplomasi

trafiği yaşandı. Ankara, 8 Eylül’de ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’ı, 12

Eylül’de ise ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’i ağırladı.

Ankara, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nun 46’sı Türk vatandaşı,

49 çalışanının IŞİD tarafından alıkonulması nedeniyle, rehinelerin can

güvenliğini tehlikeye atmamak amacıyla askeri operasyonlarda rol

almayacağını açıklarken, 12 Eylül’de Cidde’de düzenlenen zirvede sonuç

bildirisini imzalamayı reddetti. Türkiye’nin rehineler nedeniyle, IŞİD’e karşı

ABD ile ortak hareket etmek konusunda yaşadığı tereddütler, ABD medyası

tarafından farklı yorumlanırken, 14 Eylül’de

Wall Street Journal

’da “

Türkiye’nin artık ABD

müttefiki olmadığı

” yönünde ifadelerin yer aldığı bir yazı yayımlanması, Ankara’da

tepkiye karşılandı.

IŞİD ile mücadelede belirsizlik sürerken Eylül ayında, önce ABD’li gazeteci

Steven Sotloff’un, daha sonra İngiliz yardım çalışanı David Haines’in IŞİD

tarafından infaz edildiğini gösteren video görüntüleri, tüm dünyayı dehşete

düşürdü. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 40’a yakın ülke temsilcisinin

15 Eylül’de, IŞİD’e karşı izlenecek stratejileri görüşmek üzere bir araya geldiği

Paris’teki toplantıdan Irak’a askeri yardım kararı çıktı.

Kuzey Irak ve Suriye’deki kriz ile bağlantılı olarak Türkiye için sevindirici

haber ise, 20 Eylül’de IŞİD tarafından 11 Haziran’da kaçırılan ve 101 gündür

rehin tutulan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın ve 48 başkonsolosluk

çalışanının 20 Eylül’de kurtarılması oldu. Bu gelişmenin ardından Ankara,

IŞİD’e karşı koalisyona destek sözü verirken, uluslararası koalisyona Türk