66
19
65
B R Ü K S E L ’ D E N B A K I N C A
“Mahkemenin bu kararı tamamen yanlıştır. Almanya’da
Eyalet Meclisleri Federal Meclis’ten daha mı meşrudur? Avrupa
Parlamentosu’nun neden meşruiyet sorunu olsun ki! Sonuçta
(bu parlamentoların) hepsi, belli aralıklarla seçim kazanmak
zorunda olan seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. Hepsi yasama
faaliyeti gerçekleştirir, hepsi bütçeleri onaylar ve hepsi hesap
verir. Tamamı seçimkampanyalarına tabidir. Doğal olarak bazı
seçimlere katılım oranı daha yüksek, bazılarında daha düşük-
tür ama seçimlere katılım oranları onların görevleri, yetkileri
ve meşruiyetlerini etkilemez. Bir örnek vereyim: Frankfurt’ta
yapılan son belediye seçimlerine katılım, 2009 yılı Avrupa Par-
lamentosu seçimlerine katılım oranından daha düşük olmuş-
tur. Bu durumda Frankfurt Şehir Meclisi meşru değil midir?
ABD Başkanlık Seçimlerine katılım oranı, çoğu zaman AP se-
çimlerinden daha düşük olmaktadır. Peki, bu durum Başkan
Obama’yı daha az mı meşru yapar? Anayasa Mahkemesi’nin
bir diğer argümanı oransallıktır. Diyorlar ki ‘AP yeterince meş-
ru değildir çünkü örneğin bir Alman AP üyesi 800 bin vatan-
daşı temsil ederken, bir Lüksemburglu üye sadece 60 bin kişiyi
temsil ediyor.’ İlk duyuşta kulağamantıklı gibi geliyor. Bunu gi-
dermek için iki şey yapabiliriz: Daha geniş bir AP oluşturabili-
riz; bu durumda 1000 Alman, 800-900 Fransız milletvekilimiz
olur. Lüksemburg da gerçek oranda, yine 6 milletvekili ile tem-
sil edilir. AP’nin toplam üye sayısı 5 bini aşar. Eğer böyle ya-
parsak AP’yi Çin Halk Cumhuriyeti Halk Kongresi’ne dönüştü-
rürüz. Eğer oransallık konusunda ciddi isek, milli sınırları göz
ardı eden Avrupa ölçeğinde partiler, seçim listeleri, seçmen lis-
teleri yaratmalıyız.”
Son olarak şunu hatırlamakta yarar var; devletlerin
boyutları AB karar alma sürecinde zaten yeterince temsil
edilmektedir. Brüksel’de kararlar iki kurum tarafından alın-
maktadır: Avrupa Parlamentosu ve Konsey. Konsey’de ka-
rar almak için üye devletlerin çoğunluğunu sağlamanın yanı
sıra nüfus çoğunluğunu da sağlama şartı vardır. Burada, Al-
manya örneğin Belçika ve Hollanda’dan daha fazla oy hak-
kına sahiptir.
Bakalım tartışmalar nasıl sonuçlanacak. Almanya
Federal Cumhuriyeti (ya da diğer 27 milli devletin her biri)
yok olma korkusunu aşıp Federal Avrupa yoluna girecek mi?
2023’de oluşacak yeni Türkiye’nin nasıl bir AB ile karşı karşıya
kalacağını, bu sorunun cevabı belirleyecek. Tabii önce mev-
cut krizi aşmaları şartıyla…
Bizim sık sık vurguladığımız şu gerçek, giderek daha
iyi anlaşılıyor. Yunanistan’ın ve diğer borçlu ülkelerin duru-
mu, Avro Krizi’nin sebebi değil sonucudur. Avronun asıl kriz
nedeni, arkasında -borcunu ödeyecek, bunun için gerekir-
se vergileri artıracak, kemerleri sıkacak-
gerçek
bir hükümet
olmamasıdır. Yoksa borcunun milli gelirine oranı çok daha
yüksek olan ABD ve Japonya’nın AB’den çok daha düşük faiz-
lerle borçlanabilmesini nasıl açıklarsınız?
Ömrümüz vefa ederse, 2023’de nasıl bir Türkiye, nasıl
bir AB ve hepsinden önemlisi nasıl bir Türkiye-AB ilişkisi biz-
leri bekliyor, hep birlikte göreceğiz.