Table of Contents Table of Contents
Previous Page  27 / 108 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 108 Next Page
Page Background

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ

25

uzlaşıda, Türkiye’nin AB tarafından

güvenli ülke olarak tanınması söz ko-

nusu. Bu çerçevede, Türkiye’den AB

üye ülkelerine iltica etmiş olan kişi-

lerin iltica başvurularının söz konusu

ülkelerce kabul edilmemesi durumun-

da Türkiye’ye geri gönderilmeleri ön-

görülüyor.

Vize Serbestliğinin Mülteci

Krizi ile Birlikte Ele Alınması

Ne Kadar Doğru?

Yukarıda belirtildiği üzere, Türk va-

tandaşlarına yönelik zorunlu vize uygu-

laması ve bunun getirdiği çeşitli sorun-

lar 30 yıldır devam ediyor. Türkiye bu

alanda birçok adım attı; ancak çözüm

sağlanmadı. Mülteci krizi ile mücadele-

ye ilişkin yürütülen müzakerelerde ise

bu süreç hızlandı.

Öte yandan yine hatırlatılması

gereken bir nokta var. Brüksel’deki

Liderler Zirvesi deklarasyonu ve Mer-

kel’in konuya ilişkin açıklamalarındaki

ifadeler dikkatle ele alındığında, tüm

açıklamalarda vize serbestliğinin Tür-

kiye’nin bağlı olduğu diğer koşul ve

kriterler ile birlikte değerlendirileceği

belirtiliyor. Bu ifade, Türkiye’nin Geri

Kabul Anlaşması ve Vize Serbestliği

Yol Haritası’ndaki koşulları da yerine

getirmek zorunda olduğu anlamına

geliyor.

Söz konusu kriterlerde Türkiye’nin

uyumuna bakılacak olursa Ekim 2014

tarihinde yayımlanan Vize Serbestliği

Yol Haritası Birinci Değerlendirme Ra-

poru’nda Türkiye’nin mevcut 72 kriter-

den yaklaşık 60’ında ilerleme sağladığı

belirtilmişti. Ancak geçen bir yılda, iç

meseleler ve seçimler nedeniyle Türki-

ye’de reform hızı asgari seviyeye iner-

ken bu alanda atılması gereken adımlar

da atılmadı. Vize Serbestliği Yol Haritası

İkinci Değerlendirme Raporu’nun 2016

yılı Ocak ayında yayımlanması bekle-

niyor. Bu nedenle, Türkiye’de reform

hızında yaşanan yavaşlamanın ikinci

rapora yansımasını beklemek yanlış

olmaz.

İlerleme Raporuna Ne Oldu?

Türkiye ve AB gündeminde yaşanan

tümbu yoğunmesainin yanında son dö-

nemde dikkat çeken başka bir gelişme

daha yaşandı. 14 Ekim 2015 tarihinde

yayımlanması beklenen Avrupa Ko-

misyonu Türkiye İlerleme Raporu’nun

yayımlanma tarihi ertelendi. Mülteci

krizi ile mücadeleye ilişkin anlaşma

söz konusu ertelemenin nedeni olarak

gösterilirken, Merkel ziyareti sonrasın-

da İlerleme Raporu’nun Türkiye’de 1

Kasım erken genel seçiminden sonra

yayımlanacağı açıklandı.

İlerleme Raporu’nun ertelenmesi-

nin, AB’nin Türkiye’ye yönelik izlediği

yanlış politikanın bir başka göstergesi

olduğunu söylemek mümkün. Bilindiği

üzere, İlerleme Raporları Türkiye’nin

de aralarında olduğu Bosna-Hersek,

Sırbistan, Arnavutluk gibi tüm aday

ve potansiyel aday ülkeler için her yıl

düzenli olarak yayımlanıyor. Ancak,

AB diğer aday ülkelerin de beklediği

raporları Türkiye ile yürüttüğü pazarlık

nedeniyle erteledi. Şimdi de görülüyor

ki, seçim öncesinde rapordan çekinen

Türkiye’nin isteğiyle rapor seçim son-

rasına bırakılıyor.

Şu hatırlatmayı yapmakta ise fay-

da var: İlerleme Raporları son yıl-

larda Türkiye kamuoyunda daha az

beklenir oldu ve etkisini kaybetmeye

başladı. Hatırlanacağı üzere, üyelik

müzakerelerinin ilk yıllarında ra-

porlar heyecanla beklenirken medya

kuruluşları, Brüksel’den canlı yayın-

larla raporları duyururdu. İlerleyen

yıllarda, raporların siyasallaşması ve

teknik kriterlerin arka planda kalma-

sıyla Türkiye tarafında raporlara olan

inanç ve güven azaldı. Eş zamanlı

olarak Türkiye’de AB sürecinin geri

plana düşmesiyle birlikte Türk yet-

kililer de raporları dikkate almamaya

başladı. Bu süreçte İlerleme Raporla-

rı olumlu-olumsuz; dengeli-dengesiz

gibi kısa ve tek kelimelik özetlerle

değerlendirilmeye başlandı; hatta

2012 yılında rapor, adil ve tarafsız

olmadığı gerekçesiyle canlı yayında

çöpe atıldı.

Sonuç olarak, her ne kadar raporlar

Türkiye’de daha az bir ilgi ile beklense

de Avrupa Komisyonu’nun aday ülke

Türkiye’ye yol göstermekten ve teş-

vik etmekten uzak raporlar hazırla-

dığı ortada. Son 17 yılda yayımlanan

17 İlerleme Raporunun toplam sayfa

sayısı 1.786. Basit bir hesapla, Avrupa

Komisyonu bugüne kadar Avrupa’nın

işleyişini belirleyen Lizbon Antlaşma-

sı’nın neredeyse 6,5 katı Türkiye İler-

leme Raporu hazırladı. Maalesef, 1.786

sayfalık Komisyon İlerleme Raporları

henüz Türkiye’yi üye yapmaya yetmedi.

Mülteci krizinin bu süreci canlandırıp

canlandırmayacağı; yoksa bunun sade-

ce bir boya badanadan ibaret olduğu ise

merak edilen bir soru.