Bilindiği üzere, aday ve potansiyel aday
ülkelerin AB ile ilişkileri çerçevesinde, bu ülkelerce
kat edilen gelişmelerin Avrupa Komisyonu
tarafından hazırlanan görüşlerle ortaya koyulması,
yıllık ilerleme raporları vasıtasıyla oluyor. İlki 1998 yılında yayımlanan Türkiye
İlerleme Raporları’nın 15’incisi 10 Ekim 2012 tarihinde, yani her zaman
olduğu gibi Ekim ayının ikinci haftasında, Avrupa Komisyonu tarafından
resmen yayımlandı. Bir yıllık uzun bir çalışmanın ürünü olan raporlar, aday ve
potansiyel aday ülkelerde heyecanla bekleniyordu. Heyecanla da karşılandı
ama farklı düzeylerde; örneğin Türkiye’de müzakere sürecinin ivmesini
kaybetmesinin de etkisiyle İlerleme Raporu, eskisi kadar heyecan yaratmadı.
Ancak bu seneki raporun daha eleştirel olması ve Türkiye’de özellikle siyasi
kriterler açısından önemli eksikliklere işaret etmesi, raporun ses getirmesine
yol açtı.
Türkiye’ye ilişkin raporda, 1999-2004 yılları arasındaki yoğun reform
süreci sonrasında, özellikle 2007’den beri devam eden sorunların, önceki
raporlarda olduğu gibi tekrar vurgulandığı görülüyor. İfade özgürlüğü,
yargılama usulleri, Türkiye’nin AB Dönem Başkanlığı ile ilişkilerini dondurma
kararı ve Kıbrıs meselesi, raporda yer alan eleştirilerin başında geliyor.
Raporda, hazırlıkları süren 4. Yargı Paketi ile Pozitif Gündem’e olan destek
övgüyle karşılanıyor ve Türkiye’nin Konsey Başkanlığı rolüne tam saygı
göstermesi uyarısı yineleniyor. Rapora ilişkin Vakfımız tarafından hazırlanan
görüşü ve geçen yılki rapor da göz önünde bulundurularak hazırlanan
müktesebat tablosunu, dergimizin bu ayki içeriğinde bulabilirsiniz.
Avrupa Komisyonu, Türkiye İlerleme Raporu ile birlikte diğer aday
ve potansiyel aday ülkeler için de izleme raporları yayımladı. Bu yılki
raporlarında Komisyon, AB üyelik koşulları tamamen kabul edilmiş, 1
Haziran 2013 tarihinde AB’nin 28. üyesi olmak üzere sıraya giren Hırvatistan
için sürecin Üye Devletlerin onayına kaldığını duyurdu. Sırbistan’a, Kosova
ile kalıcı ve sürdürülebilir ilişki içinde olması gerektiği uyarısını yapan
Komisyon, Makedonya ile üyelik müzakerelerinin başlaması yönünde 4. kez
çağrıda bulunuyor. Benzer şekilde Avrupa Komisyonu, Arnavutluk’tan da
gerekli reformları bir an önce yerine getirmesi talebinde bulunmuş. Yine,
Bosna-Hersek geçen bir yıllık sürede sınırlı ilerleme kaydettiği gerekçesiyle
eleştirilirken, İzlanda içinse, hızlı ilerleyen teknik sürecin, halk engeline
takılabileceği uyarısı yapılıyor.
Az önce belirttiğimiz gibi bu yıl yayımlanan rapor, Türkiye’nin 15’inci
ilerleme raporuydu. Belki de rapora olan heyecanın az olmasının nedeni
de buydu. Bir de tabii Türkiye’nin yoğun gündemi… Raporun açıklandığı
günün akşamı, Türkiye-Suriye arasında yaşanan krize Rusya boyutu da
eklendi. Moskova-Şam seferini yapan Suriye Havayolları’na ait sivil bir uçağın,
“içerisinde meşru olmayan unsurların bulunması” nedeniyle iki Türk F-16 savaş
uçağı tarafından Ankara Esenboğa Havalimanı’na zorunlu olarak indirildiği
haberi, gündeme bomba gibi düşerken, 15’inci Türkiye İlerleme Raporu da bir
süreliğine kenara bırakıldı. Zaten rapor sonrası gelenek de bozulmadı; Türk
tarafı raporu, son yıllarda olduğu gibi “dengesiz” buldu. Hiç şüphesiz rapordan
daha çok konuşulan olay, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Milletvekili
Burhan Kuzu’nun canlı yayında raporu “çöpe” atmasıydı.