İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi // Aralık 2022

43 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ ci veya altıncı yıl olarak tarihe geçti. 1 İklime bağlı olarak tüm dünyada yaşa - nan aşırı sıcaklıklar, kuraklık ve seller milyonlarca insanın hayatını olumsuz etkilerken, milyarlarca dolarlık hasara neden oldu. Küresel sıcaklık artışının şimdiden 1,15°C’ye ulaştığı bir dünyada, Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklıkları 1,5°C ile sınırlandırma hedefinin tehlike al - tında olduğu görülebiliyor. Bunun ya - nında, iddialı denilebilecek bazı iklim taahhütlerinin verildiği COP26’dan bu yana güncellenen ulusal katkı beyan - larının da beklenen etkiyi yaratması mümkün görünmüyor. BM Çevre Prog - ramı tarafından COP27 öncesinde ya - yımlanan “Emisyon Açığı Raporu 2022” ( Emissions Gap Report 2022 ) 2 , koşulsuz ulusal katkı beyanlarının 2100 yılına kadar sıcaklıkları 2,6°C artıracağını ön - görüyor. Mevcut politikaların 2,8°C ar - tışa neden olacağına işaret eden rapor, ulusal taahhütler ile bu taahhütlerin ha - yata geçirilmesi noktasındaki uçuruma özellikle dikkat çekiyor. İklim değişik - liği ile mücadele konusunda karamsar bir tablonun çizildiği bu zamanlarda, COP27 gibi yüzlerce ülke, sivil toplum temsilcisi ve özel sektörün bir araya geldiği yüksek düzeyli bir iklim diyalo - ğu mekanizmasının önemi tartışılamaz bir hâle geliyor. COP27’ye Doğru Geri Sayım Her sene gerçekleştirilen COP’lar, daha iddialı iklim politikalarının orta - ya koyulması ve iklim krizine yönelik iş birliklerinin artırılması amacından önemli bir platform oluştursa da konfe - ransın gerçekleştirildiği tarihe kadarki süreç de en az konferansın kendisi ka - dar önem taşıyor. 2022 yılına baktığı - mızda, iklim değişikliği ile mücadele konusunda inişli çıkışlı bir yıl yaşandı - ğını görüyoruz. Özellikle de Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde, Ukrayna’yı iş - galinin ardından tehlike altına giren kü - resel enerji arzı güvenliği, enerji krizine sebep olarak daha iddialı iklim politika - larının ortaya koyulması ve uygulanma - sının tartışmaya açılmasına neden oldu. Bazı ülkelerde aşırı sağ bazılarında ise sol partilerin yükselişi, enerji krizinin beraberinde getirdiği ekonomik kriz ve bu durumun oluşturduğu toplumsal huzursuzluklar da 2022 yılına damga vurdu. Enerji krizinin gölgesinde, AB’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda hız kesmemesi, ABD’nin temiz enerjiyi teşvik ettiği Enflasyonu Azaltma Yasası, G20 üye ülkelerindenAvustralya’nın net sıfır emisyon hedefi ortaya koyması ve Brezilya’da Amazon yağmur ormanları - nı korumaya ant içmiş Luiz Inácio Lula da Silva’nın genel seçimlerden birinci çıkması, iklim değişikliği ile mücadele açısından yılın en olumlu gelişmeleri oldu. Ancak, özellikle de enerji krizi ve beraberindeki ekonomik krizin etkisiy - le, bazı gerilemelere de tanık olundu. Rus enerjisini ikame etmek amacıyla başta kömür olmak üzere diğer fosil yakıtlara olan yönelim, İsveç örneğinde de görüldüğü gibi, iddialı iklim hedefle - rine sahip ülkelerde iktidara gelen aşırı sağ partilerin ilk olarak iklim hedefleri - ni bir kenara atması, bu gerilemelere en büyük örnekler olarak göze çarpıyor. İklim krizi ne hükümetler ne de medya tarafından yeterince ele alın - mazken, vatandaşlar nezdindeki önemi daha da belirginleşti. COP27 öncesi ik - lim krizine dikkat çekmek amacıyla ak - tivistlerin dünyaca ünlü tabloları hedef alması bunun en önemli örneğiydi. İnişler ve Çıkışlarla COP27 6-20 Kasım 2022 tarihlerinde, COP27’ye Mısır’ın ev sahipliği yapacağı duyurusu, antidemokratik görülen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin sivil topluma yönelik tavrından dolayı eleştiri yağmuruna tutulmuştu. COP27’ye katılmak isteyen kimi sivil toplumtemsilcilerininkabuledilmemesi, bazı katılımcıların Mısır hükümetinin COP27 mobil uygulaması aracılığıyla kendilerini gözetlediğini iddia etmesi ve hatta kimi protestocuların tutuklanması gibi gelişmeler, eleştirilerin pek de yersiz olmadığını gösterdi. Buna rağmen, 35 binden fazla delegeye ev sahipliği yapan COP27, en yoğun katılımlı COP’lardan biri oldu. COP27’ye ev sahipliği yapan ülkenin bir Afrika ülkesi olması, iklim değişikliğine karşı savunmasız diğer Afrikaülkeleri içindebir fırsat oluşturdu. Ancak Çin, Hindistan ve Rusya gibi önemli oranda sera gazı emisyonuna neden olan ülkelerin liderlerinin zirveye katılmaması, büyük bir hayal kırıklığı yarattı. COP27 gündeminin en önemli mad - deleri; iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve iklim değişikliğine uyum, iklim finansmanı ve kayıp ve zarar me - kanizması olarak belirlendi. Özellikle COP26’da sonuçlandırılamayan kayıp ve zarar mekanizması, COP27 öncesi en fazla dile getirilen gündem maddesiydi. Kayıp ve Zarar Mekaniz ası COP26’nın en fazla hayal kırıklığı yaratan gelişmelerinden biri, Glasgow İklim Paktı’nda kayıp ve zarar mekanizmasının hayata geçirilmesi konusunda uzlaşıya varılamamasıydı. Gelişmekte olan ülkelerin yoğun talebi üzerine, kayıp ve zarar mekanizması, COP27’de tartışılması beklenen gündemin ilk sırasında yer aldı. Başta AB ve ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler, kayıp ve zarar mekanizmasının yürürlüğe girmesine sıcak bakmasalar da iklime bağlı kayıp ve zararlarının karşılanması konusunda destek sağlama fikrine karşı çıkmadılar. Bu ülkeler, kayıp ve zarar finansmanının kurulacak ayrı bir fon ile değil, var olan mekanizmalar ile sağlanması gerektiğini belirtirken, Almanya, Belçika, Danimarka ve İskoçya kayıp ve zararların ele alınması için sembolik miktarda finansman sağlama taahhüdünde bulundu. Gelişmekte olan ülkelerin, kayıp ve zarar mekanizmasının tesis edilmesi konusunda yaptıkları yoğun lobi faaliyetleri sonucunda AB, “Çin gibi daha iyi durumdaki gelişmekte olan ülkelerin de katkı sağlaması” ve “2025

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=