

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
1
ortaya koyuyor. Her şeyin hızla de-
ğiştiği ve başkalaştığı bu dönemde
siyasete ve uluslararası ilişkilere
aklın, sağduyunun ve hümanizmin
hakim olabilmesi için kuşkusuz
ki bazı mihenk taşlarına ihtiyaç
var. Demokrasi, çoğulculuk, ifa-
de ve örgütlenme özgürlüğü, in-
san haklarına saygı ve hukukun
üstünlüğü bu mihenk taşlarının
en önde gelenlerini oluşturuyor.
Özgürlüklerin güvenlik endişele-
ri ile kısıtlandığı, demokrasinin
seçilmiş otokratları iktidara taşı-
dığı, kapıların mültecilerin yüzle-
rine birer birer kapandığı ve gü-
cün refah artışı için değil daha az
avantajlıları ezmek ve bastırmak
için kullanıldığı bir dönemde bu
ilkeleri usanmadan savunmak her
zamankinden daha önemli.
Geçtiğimiz yıl Türkiye ve AB
ilişkilerinin ana temalarını mül-
teci krizi, vize serbestliği, müza-
kere süreci, Kıbrıs görüşmeleri ve
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
için yapılan hazırlık çalışmaları
oluşturdu. 18 Mart 2016’da AB ve
Türkiye’nin ortak bildirisi ile Tür-
kiye’den Yunan adalarına düzensiz
göçün kontrol altına alınması için
önemli bir adım atıldı ve iki taraf
arasında işbirliği alanları pekişti-
rildi. Düzensiz göçün önlenmesi
konusundaki işbirliği ile paralel
ilerleyen vize serbestliği süreci
için Haziran 2016’nın hedef tarih
olarak belirlenmesi Türkiye’de AB
sürecine olan ilginin artmasına yol
açarken, bunun gerçekleşememe-
si hayal kırıklığına sebep oldu. 15
Temmuz darbe girişimi sonrasın-
İKV’den
O
lumludan çok olum-
suz ve sarsıcı geliş-
melere sahne olan bir
yıla veda edip yeni bir
yılı karşılarken, her
şeye rağmen moralleri yüksek tut-
mak ve geleceğe umutla bakmaya
çalışmak en zorlu sınavımızı oluş-
turuyor. Suriye ve Irak’ta savaş,
yerlerinden edilmiş milyonlarca
mülteci, radikal hareketler, terör
ve güvenlik tehditleri, liberalizmin
gerilemesi, aşırı sağ popülist ha-
reketlerin yükselişi, Brexit ve son
olarak ABD’de Trump döneminin
başlaması… Tüm bu gelişmeler bil-
diğimiz dünyanın hızla değişmekte
olduğunu ve yeni bir sistemik dö-
nüşümün sancılarını yaşadığımızı
,
den