İktisadi Kalkınma Vakfı Dergisi // Ağustos 2022

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ İKV’den ,den N ostalji eski zamanlara du- yulan özlem olarak bilinir. Özellikle orta yaşı geçen insanlarda geçmiş güzel günlere duyulan özlem artar. Geçmiş bir nevi idealleştirilir, romantik bir ba - kış açısıyla hatırlanır. Bugün hep biraz eksik, biraz zor, biraz soluktur. Geçmiş ise neşeli, renkli ve doludur. İnsan kendisini nostaljiye fazla kaptırırsa bu sefer de andan tat alamaz olur, yaşam sevincini kaybeder. Günümüz dünyası - nın çalkantılı, risklerle dolu, kaotik ya - pısı nostalji duygusunu daha fazla his - setmemize yol açıyor. Her şeyin daha basit ve sıradan olduğu internet, akıllı telefon ve dijitalleşme öncesi yaşam, ekonomilerin daha küçük ama daha dengeli olduğu küreselleşme öncesi dünya, yazın yaz, kışın kış olduğu kriz öncesi iklim veya jeostratejik satranç oyunlarının daha az karmaşık olduğu çok kutupluluk öncesi sistem… Günümüzün çetrefil sorunları in - sanları daha güzel bir geçmiş hayali - ne kaçmaya zorluyor. Zaman zaman kendimizi ve çevremizdekileri “eski - den her şey daha iyiydi” derken bulu - yoruz. “Ne rahattık, her şey bu kadar karmaşık, bu kadar zorlayıcı değildi” diyoruz. Aslında bu tür gözlemleri yaparken indirgemeci bir yaklaşımla, geçmişin zorlu anlarını unutup, bel - leğimizde kalan veya anımsadığımızı sandığımız hoş anlara odaklanıyoruz. Özelikle büyük şehirlerde yaşayan, her gün şehir yaşamının hercümerç - liğini deneyimleyen, iş yaşamında ar - tan rekabet ile baş etmek durumunda kalan, kişisel yaşamında geleneksel ve postmodern durum arasında sıkışan insanlar için nostalji, psikolojik bir kaçış mekanizması da oluşturuyor. Kişisel gözlemlerimizin dışında, uzman ve analistlerin de zaman za- man geçmişte yaşananları unutmuş gözüktüğünü ve sanki günümüzde yaşananlar ilk defa yaşanıyormuş gibi yorumlar yaptıklarını görüyoruz. Hep “görülmemiş boyutlarda” krizler yaşı - yoruz. Ülkeler arası gerilim “ilk defa” bu dereceye çıkıyor… Bunun gibi tes - pitler bir yandan ilgi çekmek için özel - likle medya tarafından kullanılıyor, bir yandan da geçmişi unutup şimdiye odaklanmaktan kaynaklanıyor. Örneğin, Ukrayna işgali sonrasında başlayan enerji krizinden söz ederken, bundan önce yaşanan enerji krizlerine atıfta bulunmayı çoğu zaman ihmal ediyoruz. Oysa aslında böylesi krizle - rin ilk defa yaşanmadığını vurgulamak ve daha önce yaşanan ve bir şekilde atlatılan krizlerden örnekler vermek, yaşadıklarımızı anlamlandırmak ve orantılı bir şekilde değerlendirmek açısından son derecede yararlı olacak.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=