

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI DERGİSİ
60
BRÜKSEL’DEN BAKINCA
sayıda iç ve dış sorunla uğraşıyor, nüfusu
küçülme eğiliminde. Buna karşın hâlâ
süper güç gibi hareket edebilmesinin ve
Batı’ya meydan okuyabilmesinin (hem
de bilek gücüyle) sebeplerini tam olarak
anlamak zor.
Çin başlı başına bir inceleme konusu
ve potansiyel olarak küresel liderlikte
ABD’nin en görünür rakibi. Yeni İpek
Yolu projesine yüz milyarlarca dolar yatı-
rım yapabilecek ekonomik güce ulaşmış
durumda ama onun da çok fazla potan-
siyel sorunu var. Amerika’yı doğrudan
karşısına almamak konusunda çok özenli
davranıyor.
Yeni güçler geçmiş dönemin kurum-
larında (BM, IMF vb.) daha kuvvetli bi-
çimde yer alıyor, olmadı kendi paralel
kurumlarını oluşturuyorlar. Üstelik sa-
dece devletler değil şirketler düzeyinde
de işler karışık. Batılı şirketler artık iste-
Öyle bir eşikteyiz ki, bundan sonraki değişim çevrimini şekillendirecek
unsurlar hiç beklenmedik, çalışmadığımız yerlerden gelecek. Güvenlik
anlayışımız da buna göre yeniden yapılandırılacak.
dikleri gibi at koşturamıyor, her an yeni
rakipler çıkıyor. Devler çöküp siliniyor,
yenileri doğup hâkim duruma geçiyor.
Devletler hâlâ en önemli oyuncular ama
şirketlerle devletlerin menfaatlerinin iç
içe geçiştiği örnekler hızla artıyor. Sadece
uluslararası şirketler değil, devlet adını
verdiğimiz siyasi mekanizmanın dışında
kalan ulusal ve uluslararası kuruluşlar
da artıyor ve güç kazanıyor. Onlar da
şirketler de sınır tanımıyor.
Oyundaki her aktörü tek tek incele-
mek bu yazının çapını çok aşar ama şu
ana kadar görüldüğü gibi ayaklarımızın
altındaki zemin hızla kayıyor. Güvenlik,
ekonomi, istikrar, sürdürülebilirlik hiç
bu kadar kırılgan; riskler hiç bu kadar
yüksek olmamıştı. Yerine ne koyacağı-
mız, kimin dizginleri eline alıp oyunu
yöneteceği, düzenin teminatı olacağı,
kısacası raconun kim tarafından, nasıl
kesileceği belli değil.
Ama bu böyle devam etmeyecek.
Mutlaka bir denge bulunacak, yeni bir
küresel düzen kurulacak. Bu süreçte ne-
lerin gittiği, gideceği ve yok olacağı az
çok belli ama yerine nelerin geleceği
belirsizliğini koruyor. Sahip olduğu de-
ğerleri, beşeri sermayesini, ortak aklını,
ekonomik zenginliklerini, yenilenme ve
buluş kabiliyetini, askeri gücünü, coğ-
rafyasını, diplomasisini, altyapısını akıllı
ve gerçekçi biçimde kullanabilen uluslar
şüphesiz yaklaşmakta olan yeni dönemin
kazananları olacaklar.
■
1
“The future is not yours to know”: Şarkı sözü,“que sera sera,
whatever will be…will be”. (Söyleyen: Doris Day)
2
“The future is already there. It’s just unevenly distributed.”
Neuromancer.Yazar:William Gibson.
3
Exponential