İKV, “KUTUPLAŞAN DÜNYADA AVRUPA’NIN GELECEĞİ VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ” ADLI TOPLANTI DÜZENLEDİ
İKV tarafından, Friedrich Naumann Vakfı’nın (FNF) katkılarıyla 9 Mayıs 2023 tarihinde, Avrupa Günü vesilesiyle, TOBB İstanbul Hizmet Binası’nda “Kutuplaşan Dünyada Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye’nin Rolü” başlıklı toplantı düzenlendi. Toplantının moderatörü İKV Genel Sekreter Yardımcısı M. Gökhan Kilit, İKV’nin 1965’ten bu yana AB’ye dair çalışmalar yapan bir düşünce kuruluşu olarak rolüne değindi. Kilit, daha sonra sözü ilk açış konuşması için Friedrich Naumann Vakfı’nın Türkiye Daimî Temsilcisi Beate Apelt’e devretti. Temsilci Apelt, Ukrayna-Rusya savaşının Avrupa’yı anlamada büyük bir dönüşüm yarattığını ve bölgedeki barış ve istikrarı desteklemek için yeni bir ihtiyaç doğduğundan bahsetti. Temsilci Apelt sözlerini Türkiye-AB ilişkilerinin önemini ve Türkiye’nin bölge için önemli bir ülke olduğu vurgusuyla noktaladı.
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AB’nin siber güvenlik, çip üretimi ve sınırda karbon düzenlemesi gibi konulara önem verip değişime ayak uydurduğunu belirtti. Türkiye için AB sürecinin yeniden canlanması gerektiğini söyleyen Başkan Zeytinoğlu, Türkiye-AB ilişkisinin devam etmesinin uluslararası yatırımların devamı için de önemini vurguladı. Konuşmasına Türkiye’nin AB’deki gelişmelere ve değişime hazırlanması ve uyum sağlaması açısından önemine dikkat çeken Başkan Zeytinoğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkması açısından da AB sürecinin canlandırılması büyük önem taşıdığını söyledi.
Açış bölümünün son konuşmasını yapmak üzere sözü alan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, Avrupa Günü’nün onlarca yıldır kurulan barışın ve istikrarın kutlama günü olduğunu söyledi. Büyükelçi Bozay sözlerine AB’nin 20’nci yüzyılın en başarılı siyasi girişimi olduğunu vurgulayarak devam etti. Büyükelçi Bozay, AB’nin kurucu değerlerine geri dönmesi halinde bu başarısını sürdüreceğini ekleyerek, Türkiye’nin de bu noktada AB için kilit bir rolde olduğunun ve Türkiye-AB ilişkilerinin AB’nin ileriye mi yoksa geriye mi gideceğinin belirleyicisi olacağının altını çizdi.
Toplantının moderatörü İKV Genel Sek. Yard. M. Gökhan Kilit konuşmacıları kısaca tanıttıktan sonra sözü ilk panelist Prof. Dr. Tarık Oğuzlu’ya verdi. Prof. Dr. Tarık Oğuzlu konuşmasına Rusya-Ukrayna savaşının AB’nin karşılaştığı en büyük zorluk olduğunu söyleyerek başladı. AB’nin son dönemde, özellikle de Rusya-Ukrayna savaşından sonra modernleşmeye başladığını belirten Prof. Dr. Oğuzlu, Türkiye’nin de bu modernleşme içerisinde bulunduğunu söyledi.
Institut du Bosphore Başkanı Dr. Bahadır Kaleağası, konuşmasında teknolojik değişimin önemini vurgularken, yapay zekânın özellikle son dönemde kat ettiği ilerlemeden ve geçmişten günümüze dünyadaki büyük teknolojik değişimlerin insan hayatına olan etkilerinden bahsetti. Teknoloji’nin daha da ilerleyeceğini ve Çin’in bu konudaki ilerlemelerinden bahseden Dr. Kaleağası, Türkiye’nin de bu teknolojik ilerlemelerde rol alması gerektiğini vurguladı.
TEPAV AB Çalışmaları Direktörü Nilgün Arısan Eralp konuşmasına Avrupa Günü’nü tekrardan hatırlattığı ve yaşattığı için İKV’ye teşekkür ederek başladı. Eralp, Ukrayna’nın işgalinin AB’nin ciddi olarak kendini sorgulamasına sebebiyet verdiğini; buna ek olarak Ukrayna’nın acil üyeliğinin şu aşamada mümkün olmadığını belirterek konuşmasına devam etti. Sözlerini Türkiye-AB ilişkilerine değinerek sürdüren Eralp, “Türkiye, evrensel değerleri tekrardan yerine getirmeye başlarsa Türkiye’nin hem üyelik hakkı hem de üyelik şansı vardır” ifadesinde bulundu. Eralp, AB’nin genişleme politikasını tekrardan gözden geçirmesi ve yenilemesinin gerekli olduğunu belirtti. Bunu yaparken de AB’nin Türkiye’ye adil yaklaşması gerektiğinin altını çizdi. Eralp ayrıca Türkiye’nin de samimi ve rasyonel temellere dayandığı bir senaryoda karşılıklı güvensizliklerin giderilebileceğini ve hikâyenin tam üyelik ile sonuçlanabileceğini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sanem Baykal, konuşmasına AB’nin özellikle son dönemde ciddi bir dönüşüm geçirdiğini belirterek başladı. Prof. Dr. Baykal, Türkiye’nin AB’ye girmesi sonucu yerine katılma sürecinin daha önemli olduğunu vurguladı. Sürece önem verilip çalışmaların sonuç odaklı olmaması durumunda üyeliğin uzun vadede olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Baykal, AB’de son dönemde yapılan kimlik siyaseti üzerine yapılan tartışmaların yetersiz olduğunu ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi birçok konunun da ele alınması gerektiğini belirtti.
Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Turhan, Türkiye’deki seçimler nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Türkiye-AB ilişkilerinde sabit kalacak faktörlerden bahsetti. Sözlerine kooperatif denilebilecek iş birliğini içeren dinamiklerin sürdürülmesi için gerek faktörleri açıklayarak devam eden Doç. Dr. Turhan, uluslararası iş birliğini destekleyen faktörler olan ve Türkiye-AB ilişkilerini doğrudan etkileyen karşılıklı prensip, iletişim, karşılıklı güven, koşulluluk, kimlik ve uzlaşı politikası kavramlarına değindi.
İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, tüm konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür ederek söze başladı. Türkiye-AB ilişkilerinin düğmeye basıp hemen canlanacak bir süreç olmadığını belirten Doç. Dr. Nas, son yıllarda ilişkilerde yaşanan yıpranmaya ve Türkiye’nin AB’nin gündeminden düştüğüne dikkat çekti. 2000’lerin başında Türkiye’nin AB içerisinde heyecan yaratan bir ülke olduğunu ifade eden Doç. Dr. Nas, Türkiye’nin ve adaylık sürecinin yeniden güvenilir ve inandırıcı bir nitelik kazandırmak gerektiğini belirtti. Bunu sağlamanın da iletişim kanallarının tekrardan canlandırılması ve somut adımların atılmasından geçtiğini vurgulayan Doç. Dr. Nas, Türkiye’de bir iktidar değişimi olsa dahi AB konusunun bir iç politika malzemesi yapılmaması gerektiğini ve sürekliliğin, hedeflerde ısrarcı olmanın ve süreci içselleştirmenin gerekliliğine vurgu yaptı. Doç. Dr. Nas “Bu yolda şevkimizi kırmadan ve kararlı bir şekilde ilerlemeliyiz” dedi. Sözlerine “Türkiye, AB ile olan ilişkisini geliştirmenin yollarını aramalı” diyerek devam eden Doç. Dr. Nas, Gümrük Birliği, yeşil mutabakat ve dijital dönüşüm gibi alanların bu noktada belirleyici ve önemli olabileceğini ifade etti. Türkiye’nin kendi içindeki sorunlara odaklandığını ama bunun da ötesinde büyük değişimlerin yaşandığını ve bu değişimlerin dışında kalınmamasının altını çizen Doç. Dr. Nas, bu değişimleri kaçırmamak, sürecin içerisinde yer almak ve uyum sağlayabilmek için de AB’nin Türkiye için oldukça önemli olduğunu vurguladı. Son olarak AB için Türkiye’nin önemine de değinen Doç. Dr. Nas, AB’nin de angaje olabilmesi için toplumun gerekli altyapıyı oluşturmasını ve siyasi iradenin de bu doğrultuda şekillenmesini umut ettiğini belirterek sözlerini noktaladı.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT