ARALIK

AB’YE KATILIM İÇİN ULUSAL EYLEM PLANI’NIN İKİNCİ AŞAMASI AÇIKLANDI

AB’ye Katılım için Ulusal Eylem Planı’nın İkinci Aşaması 1 Aralık 2014 tarihinde AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır tarafından açıklandı. Eylül ayında açıklanan Türkiye’nin Yeni AB Stratejisi kapsamında hazırlanan ve Kasım 2014-Haziran 2015 dönemini kapsayan söz konusu eylem planının birinci aşaması, 30 Ekim 2014 tarihinde AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştı. 2015-2019 dönemini kapsayan planın ikinci aşaması, tüm müzakere başlıklarında AB standartlarına uyum çalışmalarını içeren birincil ve ikincil mevzuat, kurumsal yapılanma ve diğer ilgili çalışmaları içeriyor.

Eylem planında ayrıca, çıkarılacak düzenlemelerin AB mevzuatındaki karşılığı, amacı, mevcut durumu, sorumlu kurum ve yayımlanma tarihi konusunda ayrıntılı bilgi aktarılıyor. Aynı tarihte yayımlanan basın duyurusunda Bakan Bozkır, Mayıs ayındaki AP seçimlerden sonra yeni bir yönetimin başa geldiği AB’ye yönelik olarak Türkiye’de “yeni ve yapıcı” bir söylemin benimsendiğini açıkladı. Bozkır, bu bağlamda gerçekleştirilen Brüksel gezilerinin ve Komisyon üyeleri ile görüşmelerin, Türkiye’nin beklentilerinin yansıtılması açısından önemli olduğunu aktardı.

Bakan Bozkır öte yandan, 2015 yılında AB Konseyi Dönem Başkanlığını sırasıyla devralacak olan Letonya ve Lüksemburg’a yapılan ziyaretlerin oldukça önemli olduğunu hatırlattı. Türk halkının yaşam standartlarını yükselten tüm düzenlemelere kararlılıkla devam edileceğini ifade eden Bozkır, eylem planının ikinci aşamasının bu kararlılığın teminatı olduğunu vurguladı. 2015-2019 dönemini kapsayan ikinci aşamada, 53 kanun, 246 ikincil mevzuat ve 136 kurumsal yapılanma çalışmasının hayata geçirilmesi öngörülüyor.

Bakan Bozkır ayrıca Ulusal Eylem Planı’nın ikinci aşamasını, “Türkiye’de siyasi reformların ve mevcut sosyo-ekonomik dönüşümün sürdürülmesi ve güçlendirilmesine yönelik bir yol haritası” olarak nitelendirdi. Türkiye’nin AB standartlarına ulaşmasını AB üyelik sürecinin en önemli unsuru olarak açıklayan Bakan Bozkır, “siyasi engellerin ve zaman kaybının sürdürülmemesi” koşuluna bağlı olarak, fasılların açılıp kapanması noktasında eylem planlarının önemli bir araç olduğunu vurguladı.

AB üyeliğinin kalıcı ve stratejik bir yaklaşımın ürünü olduğunu belirten Bozkır, özellikle halkın katılımı ve katkısıyla, AB’ye katılım sürecinin tamamlanabileceğini sözlerine ekledi. Bakan Bozkır açıklamasında ayrıca, bundan sonraki dönemlerde, “istikrarlı bir büyüme modeli yanında küresel ölçekte rekabet gücü yüksek” bir Türkiye’nin yaratılması temelindeki çalışmalara devam edileceğinin altını çizdi. 

AB’ye Katılım için Ulusal Eylem Planı’nın İkinci Aşamasına buradan ulaşılabilir. 

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU YUNANİSTAN’I ZİYARET ETTİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) Toplantısı kapsamında 5-6 Aralık 2014 tarihlerinde Yunanistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Başbakan Davutoğlu, başkent Atina’da 2 gün süren temaslarına, Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas'ı ziyaret ederek başladı. Davutoğlu’nun liderliğinde, Türkiye-Yunanistan İş Forumu gerçekleştirildi. Türkiye-Yunanistan İş Forumu, dokuz Türk bakanın, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras, Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, Yunanistan Kalkınma ve Rekabetçilik Bakanı Konstantinos Skrekas’ın katılımlarıyla İKV ve DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Türkiye-Yunanistan İş Forumu’nda Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Yunanistan'ın ekonomik istikrarını kendi istikrarı gibi gördüğünü ve iki ülke arasında işbirliğini güçlendirme zamanının geldiğini kaydetti. Ömer Cihad Vardan, YDİK 3’üncü toplantısının, iki ülkenin ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki iradenin somut bir göstergesi olduğunu belirtti. Vardan ayrıca, Türk iş dünyası ve Yunanlı meslektaşlar ile bölgede işbirliği ve ortaklık zemini oluşturmak için emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Başbakan Davutoğlu, YDİK Toplantısı'nın ardından Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile görüşmesinin sonunda ortak bir basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, YDİK gibi ortak kabine toplantısı şeklinde iki tarafın bir araya gelmesinin iki halka da Avrupa'ya da dünyaya da çok büyük bir mesaj olduğunu vurguladı.

Yunanistan Başbakanı Samaras ile iki ülke bakanlarına birlikte hareket etmeleri talimatı verdiklerini kaydeden Davutoğlu,  ticaret, gümrük politikaları, kültür ve turizmde ortak politikalar geliştireceklerini söyledi. Yunanistan'ın AB üyeliği konusunda Türkiye'ye verdiği desteğin önemini dile getiren Davutoğlu,  konuşmasında Kıbrıs sorununa da değindi. Davutoğlu, müzakerelerin bir önce başlamasını umduklarını kaydetti ve sorunun çözümüne yönelik tek taraflı adımlardan kaçınmak gerektiğinin altını çizdi.  Yunanistan Başbakanı Samaras, ABD'de tedavi gören GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis'ın sağlık durumunun düzelmesinin ardından Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlayacağını söyledi.

Samaras Yunanistan'ın Türkiye'nin AB üyeliğini her zaman desteklediğini belirterek, "Gayet açık bir şekilde Yunanistan her zaman Türkiye'nin AB adaylığına destek vermeye devam edecektir. Türkiye başbakanıyla bu konuda istişarede bulunduk. Komşumuzun AB üyesi olması, bizim için çok yararlıdır. Türkiye AB üyesi olursa bir takım sorunları da çözmüş olacaktır" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Atina ziyaretinde Türkiye ve Yunanistan'daki azınlıklar konusu da gündeme geldi. Davutoğlu bu kapsamda, Yunanistan Başbakanı Samaras ile görüşmesinin ardından, Batı Trakya Türkleri temsilcileri ve Türkiye'den Yunanistan'a göç eden Rum temsilcilerle bir araya geldi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Yunanistan ziyareti sürpriz bir görüşme ile sona erdi. Türkiye'ye dönmek için Atina Elefterios Venizelos Havalimanı'na gelen Davutoğlu VİP salonunda Yunanistan Radikal Sol İttifak Lideri Aleksi Çipras ile görüştü.

AVRUPA KOMİSYONU’NDAN TÜRKİYE’YE ÜST DÜZEY ZİYARET

1 Kasım 2014 tarihinde göreve başlayan yeni Komisyon'un üç üyesi, Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Komisyon’un Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ile İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Hristos Stylianides 8-9 Aralık 2014 tarihlerinde Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. AB ile Türkiye arasındaki bağların güçlendirilmesini amaçlayan ziyarette Komisyon üyeleri,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır'ın yanı sıra sivil toplum ile iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi.

8 Aralık 2014 tarihinde Komisyon Üyeleri ile Bakan Çavuşoğlu ve Bakan Bozkır’ın gerçekleştirdiği beşli görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında taraflar, önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, AB toplantılarına ve AB Dışişleri Konseyi toplantılarına düzenli olarak davet edilmeyi beklediklerini ve bazı üçüncü ülkelerle gerçekleştirildiği gibi Türkiye – AB Zirveleri düzenlenmesini istediklerini belirtti. Bakan Bozkır ise, Komisyon üyelerinin ziyaretini, Türkiye’nin son dönemde gösterdiği çabalara AB’nin verdiği ilk önemli karşılık olarak değerlendirdi.

Mogherini basın toplantısında, tarafların işbirliğini yoğunlaştırma konusunda mutabakat sağladığının altını çizerken, ortak sorunlarla başa çıkabilmek için ortak çalışmaların artırılması gerektiğini vurguladı. Avrupa Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Hahn ise temaslara ilişkin değerlendirmelerinde, Letonya’nın AB Dönem Başkanlığı’nın, yeni müzakere başlıklarının açılması açısından önemli olduğunun altını çizerken, müzakere sürecinde istekli ve pragmatik kalınması gerektiğini vurguladı. Hahn, yeni Komisyon’un, müzakere sürecinin hızlandırılması için hazır olduğunu ifade etti.

Hahn’ın, Bakan Bozkır’ın da katılımıyla iş dünyasıyla bir araya geldiği ve İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan'ın da iştirak ettiği çalışma yemeğinde ise, Türkiye-AB ilişkileri, müzakere süreci, AB ile Türk iş dünyası arasında işbirliğinin geliştirilmesi ve taraflar için KOBİ’lerin önemi ele alındı. Mogherini’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmede Irak, Suriye, ve Libya konularını derinlemesine ele alınırken Ankara temaslarının sonunda, AB Türkiye Delegasyonu binasında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Basın toplantısında Mogherini, Türkiye ile AB’nin dış politikada uyum düzeyinin her zamankinden düşük olduğunu, bu durumun taraflar için sorun yarattığını ifade etti.  Mogherini, uyum sürecinin dayatma değil, istişare süreci olduğunun altını çizdi.

Mogherini ve Stylianides Türkiye programlarının bir parçası olarak Kilis ve Gaziantep’te Suriyeli mültecilerin bulunduğu kamplara da bir ziyaret gerçekleştirdi. Mogherini kamplara ilişkin olarak durumun zor olduğunu fakat, genel olarak beklenenin ötesinde şartların sağlandığını belirtti. Bölgeye ziyaretlerinin sebebinin somut dayanışmalarını ortaya koymak olduğunu belirten Stylianides, krize ilişkin en önemli sorunun, çocukların durumu olduğunun altını çizdi. Avrupa Komisyonu heyeti, Suriyeli mültecilere 10 milyon avro tutarında yardım yapılacağını da açıkladı. AB Türkiye Delegasyonu’nun verilerine göre, krizin başından bu yana, AB tarafından Türkiye’deki mültecilere 187,5 milyon avroluk destek sağlandı.

İNGİLTERE BAŞBAKANI DAVID CAMERON’IN TÜRKİYE ZİYARETİ

  İngiltere Başbakanı David Cameron, 9-10 Aralık 2014 tarihlerinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Görüşmelerde, ikili ilişkiler, Türkiye-AB üyelik müzakereleri, Suriye ve Irak’taki durum başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konular ele alındı. Başbakan Prof. Dr. Davutoğlu, Cameron ile görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Kıbrıs’ta barış görüşmelerinin bir an önce başlaması konusunda mevkidaşı ile hemfikir olduklarını belirtti. Kıbrıs’taki garantör ülkelerden ikisi olarak barış görüşmelerinin ortak çabalar doğrultusunda gerçekleşmesi gerektiğini belirten taraflar, Ada ile ilgili sorunların iki taraf arasında yürütülecek müzakereler aracılığıyla çözülmesinin önemini vurguladı.

2010 yılında göreve geldikten sonra AB ülkeleri dışında ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yaptığını hatırlatan Cameron, “Türkiye’siz bir AB güçlü değil, zayıf olacaktır” dedi. İki liderin görüşmesinin bir diğer önemli gündem maddesini IŞİD oluşturdu. Başbakan Davutoğlu, istihbaratta işbirliğini ve teröre karşı mücadele kararlılığını sürdürme konusunda Cameron ile ortak görüşte olduklarını belirtti. Türkiye’nin Suriye’de, Irak’ta veya Ukrayna’da yabancı savaşçı görmek istemediğinin altını çizen Davutoğlu, yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden geçişine izin vermeyeceklerini sözlerine ekledi. İngiltere Başbakanı Cameron’un Türkiye’ye gerçekleştirdiği bu ziyaretin, Türkiye ve İngiltere arasındaki ikili ticari ve ekonomik ilişkileri güçlendirmesi bekleniyor. İngiltere son yıllarda Türkiye’nin toplam ihracat sıralamasında Almanya ve Irak’ın ardından üçüncü sırada geliyor.

MOGHERINI VE HAHN TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELER İLE İLGİLİ ORTAK AÇIKLAMA YAYIMLADI

Türkiye’de 14 Aralık 2014 tarihinde bazı basın kuruluşlarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlar ve sonrasında yaşanan tutuklamalar ile ilgili olarak Avrupa Komisyonu’nun Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Federica Mogherini ile Avrupa Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye'de bazı gazeteci ve medya temsilcilerine yönelik bugün gerçekleşen polis baskınları ve tutuklamaları, demokrasinin temel bir ilkesi olan basın özgürlüğü ile bağdaşmamaktadır. Masumiyet karinesi ilkesinin hâkim kılınmasını beklerken, herhangi bir hukuksuzluk karşısında, müdafilerin haklarına tam anlamıyla saygı duyulan, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma hakkının vazgeçilmez olduğunu hatırlatırız.

Komisyon Üyesi Stylianides ile birlikte Türkiye'ye yaptığımız ve AB-Türkiye ilişkilerinin önemini vurgulayan ziyaretimizin birkaç gün sonrasında yaşanan bu operasyon, Türkiye'nin bir parçası olmayı arzuladığı ve güçlendirilen ilişkilerimizin özünü teşkil eden Avrupa değerleri ve standartlarıyla bağdaşmamaktadır. Aday ülkeler ile katılıma yönelik adımlar atılmasının hukukun üstünlüğü ve temel haklara tam anlamıyla saygı gösterilmesine bağlı olduğunu hatırlatırız. Endişelerimizi, Salı günü, Türkiye de dâhil olmak üzere genişleme politikasının ele alınacağı Konsey'e ileteceğiz. Ziyaretimiz sırasında görüştüğümüz Türk muhataplarımızın AB konusunda verdiği kuvvetli taahhütlerin uygulamaya yansıtılmasını bekliyoruz.”

Söz konusu açıklamaya ilişkin olarak, AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, Avrupa Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ile telefonda görüştü. AB Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Bozkır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmayla ilgili yaşanan gelişmeler hakkında Hahn'a bilgi verdi. Bozkır, "konuya ilişkin yargı sürecinin devam ettiğini, erkler ayrılığı ilkesi temelinde yürütmenin bu sürece müdahil olmadığını, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına herkesin saygı göstermesi gerektiğini" belirtti.

Söz konusu görüşme ile ilgili olarak, AB Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bakan Bozkır, gözaltına alınan kişilerin yazdıkları veya ifade ettiklerinden dolayı soruşturma kapsamında olmadıklarını, ayrıca Türkiye'de basın özgürlüğüne halel gelmesinin söz konusu olmadığını ifade etmiştir. Bakan Bozkır, muhatabıyla temas halinde kalmak üzere mutabık kalmıştır." Son olarak, AP Genel Kurulu’nda Türkiye'de ifade özgürlüğü ile ilgili bir oturum düzenlendi. AB Dönem Başkanı İtalya'nın Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Bendetto Della Vedova, oturumda AB Yüksek Temsilcisi Mogherini adına bir konuşma yaptı.

Della Vedova, “Hepimiz, Türkiye'nin bir aday ülke olarak azami demokratik standartlara ulaşmaya çalışması gerektiği konusunda hemfikiriz. Bu, toplanma özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve inanç özgürlüğü gibi tüm diğer özgürlüklerin de garanti altına alınabilmesi için hayati önem taşıyan ifade özgürlüğüne saygıyı da kapsamaktadır” dedi. Oturumda konuşan AP Türkiye Raportörü Kati Piri, hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygının, katılım sürecinin merkezinde yer aldığını belirterek 'Özgür ve çoğulcu bir medya, her demokrasinin temel unsurlarından biridir' dedi. 

Piri, AB’nin Türkiye’deki gelişmelerle ilgili endişe duymasının, Türkiye’nin katılım sürecine olan bağlılığını ortaya koyduğunu belirtti ve “Katılım süreci, Türkiye için tüm vatandaşlara fayda sağlayacak sağlam kurumlarla birlikte güçlü bir çoğulcu demokratik sistem yaratmak için benzersiz bir fırsattır. Ancak eleştirel bakan medyanın üzerine gidilmesi Türkiye'yi temel Avrupa değerlerinden uzaklaştırmaktadır. Bu da Türkiye'nin dostu olan herkes için kötü bir haberdir” diye konuştu.

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT