HAZİRAN
TÜRKİYE, HORIZON 2020 PROGRAMI’NA KATILDI
4 ve 5 Haziran 2014 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Horizon 2020 Ulusal Açılış Programı’nda, Türkiye’deki araştırmacılara, şirketlere ve araştırma kuruluşlarına ortaklık statüsü sağlayan katılım anlaşması imzalandı. Horizon 2020 Ulusal Açılış Programı’na, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, AB Bakanlığı Müsteşar Vekili Ahmet Yücel, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, Avrupa Komisyonu’nun Araştırma ve Yenilikçilik Genel Direktörü Robert Jan Smits ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi katıldı.
Türkiye’deki araştırmacılara, şirketlere ve araştırma kuruluşlarına ortaklık statüsü sağlayan katılım anlaşması, Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilikçilik Genel Müdürü Robert-Jan Smits ile AB Bakanlığı Müsteşar Vekili Ahmet Yücel tarafından imzalandı. Türkiye böylelikle, İzlanda ve Norveç’ten sonra AB üyesi olmadan Programa katılan üçüncü ülke oldu. Türkiye’nin bu Programa katılmak için toplamda 450 milyon avro değerinde bir katkı sağlayacağı açıklandı. Buna karşın, Türkiye’nin araştırmacıları, şirketleri ve araştırma kurumları, AB üye ülkeleriyle eşit koşularda yaklaşık 80 milyar avro bütçeli programa katılarak Horizon 2020 fonlarından yaralanabilecekler.
Avrupa Komisyonu; AB Bakanlığı; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK işbirliğinde düzenlenen iki günlük etkinlikte, Avrupa Komisyonu’nun yetkilileri tarafından Horizon 2020 Programı’nın amaçları, ana hatlarıyla içeriği, katılım kuralları ve programın işleyişi ile değerlendirme süreçleri hakkında kapsamlı bilgiler sunuldu. Bunların yanı sıra, etkinlik boyunca, Türkiye’deki akademi ve sanayi temsilcileri, Yedinci Çerçeve Programı altında edindikleri proje deneyimlerini katılımcılar ile paylaştılar. Horizon 2020 Programı kapsamında, bilimsel buluşların yenilikçi ürünlere ve hizmetlere dönüştürülmesine önem verildiği gözlemleniyor.
Ayrıca, bu yeni Program kapsamında desteklenecek araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin ve projelerin sanayilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla pazara dönük nitelikte olmalarına daha fazla özen gösteriliyor. Yedinci Çerçeve Programı’nda olduğu gibi, bu yeni programda da, KOBİ’lerin proje sunmaları için daha çok teşvik mekanizmaları geliştirildiği belirtiliyor. Tüm etkinlik boyunca yapılan sunumlarda, Horizon 2020 Programı’na ilişkin Aralık 2013’te açılan ilk çağrılar ve yakın zamanda açılacak olan çağrılar hakkında da kısaca bilgiler verildi.
Türkiye’nin önceki AB Programları’nda gösterdiği performanslara dayanarak, Türkiye’nin özellikle gıda güvenliği, sürdürülebilir tarım, iklim değişikliği gibi alanlarda daha başarılı olması bekleniyor. Ayrıca Türkiye’nin Marie-Sklodowska Curie Eylemleri ile Yeni ve Gelişen Teknolojiler girişimlerinden de önemli ölçüde faydalanabileceği düşünülüyor. Horizon 2020 Programı’nın, Türkiye’deki KOBİ’ler için de ayrıca önemli fırsatlar sunduğu belirtiliyor. Horizon 2020 Programı’na ilişkin daha kapsamlı bilgiye Avrupa Komisyonu’nun http://ec.europa.eu/programmes/horizon2020/ internet adresinden ulaşılabilir.
TÜRKİYE-AB GERİ KABUL ANLAŞMASI, TBMM GENEL KURULU’NDA ONAYLANDI
GERİ KABUL: İLERİ ADIM TÜRKİYE-AB GERİ KABUL ANLAŞMASI,
TBMM GENEL KURULU’NDA ONAYLANDI
İKV: “Geri Kabul Anlaşmasının TBMM Tarafından Onaylanmasını Memnuniyetle Karşılıyoruz”
İKV olarak, uluslararası düzensiz göç ile mücadelede etkin bir araç olan geri kabul anlaşmasının, Avrupa Parlamentosu’nun ardından,25 Haziran 2014 tarihinde TBMM tarafından da onaylanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Hiç şüphesiz modern sınır yönetimi anlayışının bir gereği olarak geri kabul, düzensiz ve yasadışı göç ile mücadele edilmesi, bu sayede sınırlar içerisinde ve dışarısında güvenliğin tesisi açısından, tüm ülkeler için büyük önem arz eden ve kurulması elzem olan bir mekanizmadır. Türkiye için, üyelik müzakerelerini yürüttüğü AB ile geri kabul mekanizmasının kurulması, AB üyelik şartlarının ötesinde, ülkemizin iç ve dış güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir. Müzakereleri 10 yıldan fazla süren ve taraflar arasında 16 Aralık 2013 tarihinde imzalanan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması, yasadışı yollarla Türkiye üzerinden AB üye ülke topraklarına giren mültecilerin Türkiye’ye iadesini öngörüyor.
Kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından en az 3 yıl sonra, Türkiye üzerinden AB’ye giriş yapmış olan mültecilerin Türkiye’ye geri iadesine başlanacak. İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan: “Düğümler Birer Birer Çözülüyor” Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşmasının yürürlüğe girmesi öncesinde son adım olan, anlaşmanın TBMM tarafından onaylanması, 50 yılı aşkın süredir devam eden Türkiye – AB ilişkilerindeki düğümlerin birer birer çözülmeye başlandığı anlamını taşıyor. “Vize Serbestliği Diyaloğu Tamamlanmalı; Vize Mecburiyeti Kalkmalı” Temennimiz, söz konusu anlaşmanın onaylanması ile birlikte, Aralık 2013 tarihinde AB ile Türkiye arasında başlatılan, Türk vatandaşlarına yönelik vize serbestliği diyaloğunun daen kısa sürede, tarafların tüm hassasiyetlerine duyarlı bir şekilde tamamlanmasıdır.
Bu çerçevede siyasi, ekonomik, hukuki ve en önemlisi insani her türlü normu zorlayan vize uygulaması konusunda yıllardır çaba sarf eden bir kurum olarak, Geri Kabul Anlaşması’nın onaylanmasının ardından 30 yılı aşkın bir zamandır kördüğüm haline gelmiş olan Türk vatandaşlarına yönelik vize mecburiyetinin bir an önce kaldırılarak mağduriyetin giderilmesi arzusundayız. “Olumlu Gelişmeler Müzakere Sürecine de Yansımalı” İKV olarak bir diğer arzumuz ise, geri kabul ve vize konularında atılan bu adımların 2005 yılından bu yana yürüttüğümüz Türkiye-AB üyelik müzakereleri sürecine olumlu olarak yansımasıdır. Unutulmamalıdır ki, hâlihazırda Türkiye, Geri Kabul Anlaşması ve Vize Serbestliği Yol Haritasında belirtilen kriterlerin yerine getirilmesi konusunda büyük çaba sarf etmiştir. Bu çabaların hem üyelik müzakereleri sürecine olumlu katkıda bulunması, hem de Türk vatandaşlarına bir an önce vizesiz Avrupa’nın kapılarının açılması için, 24. Başlık olan “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” faslının vakit kaybedilmeden müzakerelere açılmasını temenni ederiz.
KARMA İSTİŞARE KOMİTESİ İZMİR’DE TOPLANDI
Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK), 33’üncü ortak toplantısını 19-20 Haziran 2014 tarihlerinde, İzmir’de gerçekleştirdi. Toplantıya, komite üyeleri yanında AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi, EESC Dış İlişkiler Başkanı José María Zufiaur ve Avrupa Birliği Bakanlığı görevlileri de katıldı. Soma’daki faciada yaşamını yitiren 301 maden işçisi anısına saygı duruşuyla açılan toplantı, Türkiye - AB KİK Eş Başkanları Bendevi Palandöken ve Cveto Stantic, EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi ve EESC Dış İlişkiler Başkanı José María Zufiaur’un açılış konuşmalarıyla başladı.
Açılış oturumunun ardından, “İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğünü Korumada Ombudsman’ın Rolü, Türk Vatandaşları İçin Vize Liberalizasyonu Bakış Açısı ve Akdeniz Bölgesi Genel Stratejisi” konulu oturumlar yapıldı. Toplantının ikinci gününde ise “AB - ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP)” konulu oturum yapıldı ve ortak bildiri yayımlandı. devamı...
52’NCİ TÜRKİYE-AB ORTAKLIK KONSEYİ TOPLANTISI LÜKSEMBURG’DA YAPILDI
Türkiye ile AB arasındaki en yüksek karar organı olan Ortaklık Konseyi’nin 52’nci toplantısı 23 Haziran tarihinde Lüksemburg’da yapıldı. Toplantıya AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AB Dönem Başkanı Yunanistan’ın Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ve Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Štefan Füle katıldı. Toplantı sonrasında AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Dönem Başkanı Yunanistan’ın Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan AB Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle, katılım müzakerelerindeki ivmeyi sürdürmenin her iki tarafın çıkarına ve gerçek ve somut sonuçlar elde etme açısından önemli olduğunu vurgulayarak, 3’üncü Yargı reformu paketinin uygulanmasının da dahil olduğu reformları memnuniyetle karşıladığını belirtti.
4’üncü Yargı reformu paketinin de olumlu eğilimi devam ettirdiğini ifade eden Füle, “Türkiye’yi özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıyı tam olarak garanti altına alan uygun kontrol ve dengeleri sağlayacak reformlar üzerinde çalışması konusunda teşvik ettiğini” söyledi. Füle, toplantı sırasında endişesini dile getirdiği konuların ise “yargının bağımsızlığı, güçler ayrılığı ve ifade özgürlüğü üzerinde ters etki yaratabilecek olan” son yasal düzenleme, son aylarda çok sayıda polis, yargı mensubu ve memurun görev yerinin değiştirilmesi ve görevden alınması olduğunu dile getirdi. Füle ayrıca Ek Protokol’ün uygulanmasının katılım sürecine canlılık katacağının altını çizerek, “Bazıları oldukça çabuk olmak üzere çok sayıda başlık açılıp kapanabilir” dedi.
Venizelos ise son dönemde Türkiye’de uygulamaya konan yargı paketlerini son derece olumlu karşıladıklarını belirterek, AB tarafı olarak Türkiye’nin katılım sürecine bağlılığını dile getirmesinden memnuniyet duyduklarını belirterek, Ek Protokol ve Ortaklık Anlaşması’nın tüm AB üyesi ülkelere eşit uygulanmasının müzakere sürecine ivme kazandıracağını söyledi. Kıbrıs’ta barış görüşmelerinin yeniden başlamasından duydukları memnuniyeti de ifade eden Venizelos, Türkiye’nin bu süreçte somut katkıda bulunmasını beklediklerini söyledi Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu da, muhataplarıyla görüşmesinde siyasi kriterler konusunda kaydedilen ilerlemenin altını çizdiklerini ve reform sürecine devam etme iradelerini bir kez daha ortaya koyduklarını söyledi.
“Ortaklık Konseyi’nin son toplantısından bu yana Avrupa Birliği ile ilişkilerimizde yeni bir ivme yakaladık” diyen Çavuşoğlu, geçtiğimiz Kasım ayında iki buçuk yıl aradan sonra ilk kez yeni bir müzakere faslının açıldığını, Aralık ayında Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşması’nı imzaladığını ve vize serbestisi için görüşmelerin başladığını hatırlattı. Hem siyaset, hem de ekonomide yüksek standartları yakalamak için reform sürecine devam etmede kararlı olduklarını belirten Çavuşoğlu, son yıllarda insan hakları alanında yasal ve idari reformlar yürürlüğe konduğunu söyledi.
Yedi faslın siyasi gerekçelerle engellendiğini dile getiren Çavuşoğlu, “Geriye kalan tüm fasılların daha fazla gecikmeden açılması gerekir. Ahde vefa ilkesi çerçevesinde, katılım müzakerelerini siyasi engeller olmadan tamamlayabilmemiz gerekir” şeklinde konuştu. Toplantıda Gümrük Birliği’ne ilişkin konuların da gündeme geldiğinin altını çizen Çavuşoğlu, muhataplarına, Türkiye’nin de AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına paralel anlaşmalar müzakere edebilmesinin önünü açacak adımlar atma çağrısında bulundu.
2014
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT