NİSAN
AVRUPA KOMİSYONU BAŞKAN ADAYLARI BİR TARTIŞMA PROGRAMINDA BİRARAYA GELDİ
Avrupa Komisyonu Başkan adayları, 28 Nisan 2014 tarihinde ilk defa canlı yayınlanan bir programa birlikte katıldılar ve AB’nin geleceği dâhil olmak üzere farklı konulardaki bakış açılarını dile getirdiler. Program, Komisyon başkan adayları arasında büyük görüş ayrılıkları bulunmadığını gösterdi. Mayıs ayında yapılacak olan AP seçimleri öncesinde gerçekleştirilen tartışma programı, AP seçim sonuçlarının Komisyon başkanlarının atanması sürecinde belirleyici olması nedeniyle önem taşıyor.
AB yetkililerinin tüm çabalarına karşın, AP milletvekili seçimlerine Avrupalı seçmenlerin ilgisinin umulan seviyede olmadığı kaydediliyor. Bu nedenle, adayların ekranlara çıkarak kamuoyu önünde tanınırlığının artırılması ve AP seçimlerine katılım oranının yükseltilmesi amaçlanıyor. AP seçimleri ile birlikte AB Konseyi Başkanı, Avrupa Komisyonu Başkanı ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği makamlarında 5 yıllık sürenin dolması ile görev değişikliğine gidilecek. AB’de üst düzey yöneticiler doğrudan seçimler yolu ile belirlenmiyor ancak Lizbon Antlaşması hükümlerine göre, seçim sonunda yeni AP milletvekilleri, söz konusu pozisyonlarda yapılacak atamalarda belirleyici olacak.
Bilindiği gibi, AP’de temsil edilecek vekil sayısı her AB ülkesi nüfusuna göre belirleniyor. AP milletvekilleri mensup oldukları ülkelere göre değil, sahip oldukları siyasi görüşlere göre grup oluşturuyorlar ve kendilerine oy veren AB vatandaşlarının siyasi görüşlerini temsil ediyorlar. AB kurumları arasında en güçlü konuma sahip olan Avrupa Komisyonu’na başkan seçimi bugüne kadar AB üye ülkeleri tarafından seçiliyor ve sıkı pazarlıklar sonucunda atanıyordu. Bu yıl, Komisyon başkan adayları ilk kez AP’de temsil edilen partilerin aday göstermesi ile belirlendi. AP’de temsil edilen yedi siyasi partiden seçimlerde ağırlıklarını koruması beklenen merkez sağ, sol ve liberal gruplar, AB’nin yetkilerinin artırılması gerektiğini savunuyorlar. Seçimler kapsamında Avrupa Komisyonu başkan adaylarının ilk tartışma programı niteliğini taşıyan yayın, Hollanda’nın Masstricht Üniversitesi’nde düzenlendi ve Euronews tarafından canlı olarak yayınlandı. Programa, Avrupalı Sosyalistler Partisi adayı Martin Schulz, Avrupa Yeşiller Partisi adayı Ska Keller, Avrupa Halkın Partisi’nden Jean Claude Juncker katıldı. 90 dakika süren programda Avrupa ekonomisi, dış politika ve artan Avrupa şüpheciliği konuları öne çıktı. Tartışma programı, her adayın aynı zamanda mensubu olduğu partinin “seçim kampanyası lideri” sıfatını taşıması nedeniyle, partilerin önceliklerinin kamuoyu önünde ortaya konulmasını sağladı. Merkez sağ Avrupa Halk Partisi adayı Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, kriz boyunca Avro Alanı Maliye Bakanları toplantılarına başkanlık etmesi sebebiyle, kemer sıkma projesi olmadığını açıkladı ve ancak “sağlam bir kamu maliyesi” ile büyüme sağlanabileceğine inandığının altını çizdi.
Avrupalı Sosyalistlerin ve Demokratların ortak adayı olan AP Başkanı Martin Schulz, şirketlerin gençleri işe alabilmesi amacıyla bir kredi programı üzerinde çalışılması gerektiğini söyledi. Schulz ayrıca, merkez sağ politikalardan geri dönülmesi gerektiğine işaret etti. Liberallerin adayı olan Belçika'nın eski Başbakanı Guy Verhofstadt, ortak pazar ve parasal birliğin sosyal boyutunun daha çok geliştirilmesi ile “ Avrupa’yı yeniden birleştirmek “ istediğini belirterek, federal bir Avrupa'yı savundu. Verhofstadt, ortak pazarda daha az düzenleme taraftarı olduğunu ancak bankacılık, savunma ve enerji gibi alanlarda daha fazla ortak politikaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Tek kadın Komisyon Başkan adayı olan Avrupa Yeşiller Partisi temsilcisi Ska Keller, iş imkânlarını artırmasına yönelik çözümlerden birinin yeşil ekonomiye yatırım olduğunu söyledi. Kamuoyu yoklamaları, merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nin, merkez-sol Sosyalistler ve Demokratlar grubunun çok az farkla önünde olduğunu gösteriyor. “Europe Decides” sitesi tarafından yapılan anlık anket sonuçları ise, ilk tartışma programında Komisyon başkan adaylarından Liberallerin adayı Verhofstadt’ın yüzde 55 ile en yüksek, Avrupa Halk partisi adayı Juncker’in yüzde 9 ile en düşük performans sergilediğini gösterdi. Adaylar 15 Mayıs’ta tekrar bir televizyon programında bir araya gelecekler.
22-25 Mayıs tarihlerinde yapılacak AP seçimlerinde, 400 milyon AB vatandaşı oy kullanacak ve önümüzdeki beş yıl için AP’deki 751 vekilini belirleyecek. Seçimlerin ardından, 27 Mayıs’ta bir araya gelecek olan AP’de temsil edilen siyasi parti liderleri ve AP başkanı, sonuçları değerlendirecek ve Avrupa Komisyonu Başkanı’nın kim olacağını tartışacak. Yeni Avrupa Komisyonu Başkanı, AB Konsey Başkanı ve AB Güvenlik ve Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi makamlarına Kasım ayında atama yapılması öngörülüyor.
AVRUPA KOMİSYONU, UKRAYNA DESTEK GRUBU OLUŞTURMA KARARI ALDI
Avrupa Komisyonu, 9 Nisan 2014 tarihinde bir “Ukrayna Destek Grubu” oluşturma kararı aldı. Destek Grubu, Komisyon’un Ukrayna’ya sağlayacağı desteğe yön vermenin ve kılavuzluk etmenin yanı sıra, Üye Devletlerden uzmanlığına başvurulmasına ve uluslararası finans kuruluşları da dâhil olmak üzere diğer destekçilerle koordinasyonun artırılmasına yardımcı olacak.
Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Štefan Füle’nin koordine edeceği Destek Grubu, Komisyon Başkanı José Manuel Barroso ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’a bildirimde bulunacak ve ilgili politika alanlarından sorumlu Komisyon Üyelerinin katkılarına başvuracak.
Konuya ilişkin bir açıklamada bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, Komisyon’un Ukrayna’ya uzun vadede destek vermeye kararlı olduğunu ifade etti. Komisyon’un Ukrayna’ya önümüzdeki birkaç yıllık dönemde 11 milyar avro destek taahhüdünde bulunduğunu kaydeden Barroso, AB ile ortaklık yolunda Ukrayna halkının özgür ve demokratik seçimini ortaya koyan Ortaklık Anlaşması’nın siyasi bölümünün imzalandığını belirtti. Destek Grubu oluşturulması kararının, Ukraynalı yetkililerin ülkenin istikrara kavuşturulması yolunda siyasi ve ekonomik reformları hayata geçirmek üzere gerekli desteğe sahip olduğunun sağlayacağını ifade etti. Barroso, ortak hedeflerinin demokratik, bağımsız ve müreffeh bir Ukrayna olduğunu vurguladı.
Destek Grubu, kısa vadede yani 2014 yılının sonuna kadar Ukrayna makamları ile aşağıdaki öncelikler dâhilinde teknik yardımın belirlenmesi ve koordine edilmesine destek verecek:
- Ülkede kırılgan mali, ekonomik ve siyasi durumun istikrara kavuşturulması;
- Büyümenin hızlandırılması için gerekli reformların planlanması ve hayata geçirilmesi;
- Reform önceliklerinin belirlenmesi ve AB ile Ortaklık Anlaşması ve Vize Serbestliği Eylem Planı’nda ilerlenmesi için gerekli reformlara öncelik verilmesinin sağlanması.
Orta vadede, yani 2015 yılı itibarıyla Destek Grubu’nun öncelikli hedefi, Ukrayna’ya kapsamlı reform programlarının geliştirilmesi ve uygulanmasında destek verilmesi olacak.
İdari açıdan Avrupa Komisyonu’nun Kalkınma ve İşbirliği Genel Müdürlüğü’ne (DG DEVCO) bağlı olacak Brüksel merkezli Destek Grubu’nun personeli, gerektiğinde Ukrayna’ya ziyaretler gerçekleştirebilecek. Ukrayna, Ortaklık Anlaşması’nın uygulanması, reformların hayata geçirilmesi ve gerekli ulusal yapı ve mekanizmaların kurulmasını izlemek üzere merkezi bir koordinasyon mekanizması kurmaya davet edilecek. Bunun yanında, mali desteğin koordine edilmesi ve yardımların belirlenen öncelikler dâhilinde kullanılması için bir platform kurulacak. Başında Komisyon’un Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Peter Balas’ın bulunduğu Destek Grubu’nun çalışmaları, Komisyon Başkanı’nın kararı ile Gürcistan ve Moldova’yı kapsayacak şekilde genişletilebilecek.
AB DIŞİŞLERİ BAKANLARI GAYRIRESMİ TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı (Gymnich), 4-5 Nisan 2014 tarihlerinde AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı üstlenen Yunanistan’ın ev sahipliğinde Atina’da gerçekleştirildi. 1974’ten bu yana gayriresmi formatta gerçekleşen Gymnich toplantıları, AB Dışişleri Bakanlarına önemli dış politika konularında özgürce ve yoğun bir şekilde tartışma imkânı sağlıyor.
Genellikle bir AB Zirvesi’nin arifesinde gerçekleştirilen ve resmi kararlar veya açıklamaların kabul edilmediği Gymnich’te AB için öncelikli konuların ana hatlarının belirlenmesi amaçlanıyor. Toplantılar, ismini, bu formattaki ilk toplantının yapıldığı Almanya’daki Gymnich Şatosu’ndan alıyor. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Catherine Ashton’ın başkanlığında gerçekleştirilen Gymnich toplantısında AB’nin komşularıyla ve stratejik ortaklarıyla ilişkileri ele alındı.
Komşuluk alanı kapsamında, Ukrayna krizi ve Kırım’ın ilhakının ardından Rusya ile ilişkiler Gymnich’in en önemli gündem maddelerini oluşturdu. Yüksek Temsilci Ashton, toplantıdan önce yaptığı açıklamada, Ukrayna halkına ve 25 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Ukrayna Parlamentosu Rada’nın çalışmalarına ve ülke ekonomisine destek sağlanması olanaklarını değerlendireceklerini kaydetti. Ukrayna’daki durum bağlamında Rusya ile ilişkilerinde iki öncelikli amaçları olduğunu kaydeden Ashton, ilk hedeflerinin bölgede tırmanmanın önlenmesi için Rusya’nın birliklerini geri çekmesi olduğunu ifade etti ve AB olarak durumu dikkatle takip ettiklerini kaydetti. İkinci hedeflerinin de ulusların kendi kararlarını verme yetkisine sahip oldukları anlayışına bağlı olarak Kırım’ın ilhakını kabul etmelerinin söz konusu olmadığını ifade eden Ashton, bunun AB’nin Rusya ve Doğu’daki ortakları ile ilişkilerinin geleceğini ciddi anlamda yeniden gözden geçirmesini gerektirdiğini vurguladı.
Suriye krizini ve Suriye halkına krize siyasi bir çözüm bulunması yolunda destek verilmesi konusunu da ele alacaklarını kaydeden Ashton, bunun yanında Mısır’daki durumu Tunus’taki başarılı geçiş sürecini ve Libya’daki durumu ele alacaklarını belirtti. AB’nin komşuluk alanındaki ülkelerin farklı özelliklere ve ihtiyaçlara sahip olduğunu ve bu nedenle her birinin farklı bir yaklaşımı gerektirdiğini vurgulayan Ashton, Avrupa Komşuluk Politikası temelinde münferit ülkeler arasında farklılaşmanın önemine dikkat çekti.
Gymnich’in ikinci gününde düzenlenen çalışma kahvaltısında AB Dışişleri Bakanları AB aday ülkelerinden muhatapları ile bir araya geldi. Toplantıya ülkemizi temsilen AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu katıldı. Yüksek Temsilci Ashton, iki gün süren toplantının ardından AB Dönem Başkanı Yunanistan’ın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Venizelos ile düzenlenen ortak basın toplantısında toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ukrayna’nın toplantının en önemli gündem maddesi olduğunu kaydeden Ashton, AB olarak Ukrayna’nın egemenliğini ve istikrarını tehlikeye atan duruma kararlığında birlik olduklarını hatırlattı.
AB aday ülkelerin temsilcileri ile Komşuluk Alanı’ndaki gelişmeler konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını kaydeden Ashton, bu bağlamda Batı Balkan ülkeleri ile ilişkiler, Suriye’deki durum, Libya konusundaki endişeler ve AB’nin komşu ülkelerin ekonomik ve siyasi gelişimi için yürüttüğü çalışmalar başta olmak üzere birçok farklı konuyu ele aldıklarını belirtti.
Yüksek Temsilci Ashton, Almanya Basın Ajansı’ndan (DPA) kendisine Türk temsilcilerle, Türkiye’deki “YouTube” ve “Twitter” yasağı konusunda görüşüp görüşmediği konusunda yöneltilen bir soruyu yanıtladı. Bu konudaki endişelerini Türk muhatapları ile görüştüğünü kaydeden Ashton, yerel seçimler sonrasında bu konuda gelişmeler yaşanmasını umduklarını ifade etti. Anayasa Mahkemesi’nin kararını not ettiklerini ve sosyal medyanın Türkiye de dâhil olmak üzere tüm toplumlar için önemli bir role sahip olduğunu ifade eden Ashton, Türk muhatabı ile samimi bir tartışma gerçekleştirdiklerini ve Türk muhatabının gerçekleşmesi öngörülen reformlar hakkında kendilerine bilgi verdiğini belirtti.
4'ÜNCÜ AB-AFRİKA ZİRVESİ BRÜKSEL'DE GERÇEKLEŞTİ
4’üncü AB-Afrika Zirvesi 2-3 Nisan 2014 tarihlerinde 61’i devlet ve hükümet başkanı seviyesinde olmak üzere, toplam 76 ülkenin katılımıyla Brüksel’de gerçekleşti. AB tarafının AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso’nun temsil ettiği Zirve’ye, ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Mun da katildi. Zirve’nin en önemli gündem maddelerinden biri olan Orta Afrika krizi ile ilgili konuları tartışan Avrupalı ve Afrikalı liderler, bölgede yaşanan şiddet eylemlerinin sona ermesi ve güvenliğin tekrar sağlanması için gerekli çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulundu.
Ana temasını “insana, refaha ve barışa yatırım” olarak belirlenen Zirve’de liderler bu alanlardaki işbirliğini artırıcı yol haritası üzerinde görüşerek, iki taraf arasındaki mevcut ekonomik ilişkileri de değerlendirdi. Ekonomik ilişkilerin kuvvetlendirilmesi gerektiğini savunan Avrupalı ve Afrikalı liderler, iki kıta arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamakla birlikte, AB ve Afrika’nın insan kaynaklarını ve beşeri sermayesini geliştirme konusunda eğitim ve öğretimin önemi, yeni yatırımların teşvik edilmesi için gerekli teşvik unsurlarının sağlanması, istihdam yaratılması ve sürdürülebilir kalkınma gibi konuları da masaya yatırdılar.
Göç, eğitim, iklim değişikliği, ekonomik büyüme gibi önemli konuların ele alındığı Zirve’de konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, AB ve Afrika Birliği ortaklığının her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayarak, Avrupa ve Afrika kıtalarının global vizyonlarının “yarış değil işbirliği” olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Barroso konuşmasında, AB’nin özellikle insan haklarına saygı, sürdürülebilir büyüme, istihdam yaratılması ve yoksullukla mücadele gibi önemli sosyo-ekonomik alanlarda Afrika’yı desteklediğini ifade ederek, Afrika’nın yeniden doğarak, güvenlik konusunda önemli adımlar atması gerektiğini, mevcut durumda terörizmin hem Afrika hem de AB için büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çizdi.
Barroso, AB’nin yaşanan finansal krize rağmen, Afrika’nın kalkınması için verilen maddi yardım sözlerini tutacaklarını, 2014-2020 çok yıllı mali dönemi kapsamında ilk 3 yıl 800 milyon avro değerinde yardım yapılacağını açıkladı. Avrupalı ve Afrikalı liderler, göç ve hareketlilik konusunda ortak bir bildiri yayımladılar. Bildiride göçün ve hareketliliğin iki kıtaya da çeşitli zorlukların yanı sıra önemli faydalar sağlayacağına değinen liderler bu vesile ile sürdürülebilir ekonomik, sosyal ve ekolojik gelişime katkı sağlayacağını; bu hedef doğrultusunda yasadışı göçle mücadeleye ek olarak yasal göçün desteklenmesi ve gözetimli hareketliliğin sağlanması gerektiğini vurguladılar.
Öte yandan, AB-Afrika Zirvesi öncesinde Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşanan krizin ele alındığı olağanüstü toplantı düzenlendi. Toplantının gündem maddesini ise yaklaşık bir yıldır devam eden Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki şiddet eylemleri ve bölgeye yönelik yapılan yardım imkânları tartışıldı. Toplantıda söz alan, Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, artan ve giderek yayılan şiddet eylemlerinin sivil halk üzerinde yarattığı etkiler sebebiyle AB tarafından endişe ile karşılandığına değinerek, uluslararası düzeyli bir barış gücünün oluşturulmasının önemine değindi.
AB-ABD ENERJİ KONSEYİ TOPLANTISI YAPILDI
AB-ABD Enerji Konseyi’nin beşinci toplantısı 2 Nisan 2014 tarihinde, AB adına Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi ve AB Konseyi Başkan Yardımcısı Catherine Ashton, Avrupa Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Üyesi Günther Oettinger, ABD adına ise Başkan Yardımcısı John Kerry ve Enerji Bakan Yardımcısı Daniel Poneman’ın katılımlarıyla Brüksel’de gerçekleştirildi.
Bilindiği üzere, AB-ABD Enerji Konseyi şeffaf ve güvenli küresel enerji pazarlarının, verimli ve sürdürülebilir enerji kullanımı için düzenleme yapmak konusunda işbirliğini desteklemek; temiz enerji teknolojileriyle ilgili ortak Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirilmek gibi önceliklere sahip. Konsey toplantısında taraflar, Ukrayna’daki gelişmelerin AB’nin enerji güvenliğini yeniden gündeme getirdiğine dikkat çekerken, Kırım’ın yasal olmayan bir biçimde Rusya’ya katılmasını da tekrar kınadılar. Enerji güvenliği konusundaki sorunları aşmak için birlikte çalışacaklarını beyan eden AB ve ABD, Rusya ile olan enerji ilişkilerinin karşılıklı, şeffaf, adaletli, ayrımcılık gözetmeksizin, rekabete açık olması gerektiğini belirttiler.
Ukrayna’nın doğalgaz arzını çeşitlendirme çabalarına güçlü desteğini yineleyen Konsey, Ukrayna’nın enerji fiyatlarındaki artışın fakir ve hassas kesimler üzerindeki etkisini en aza indirecek biçimde yeni fiyatlandırma sistemine geçişini memnuniyetle karşıladı. Bu kapsamda Konsey, Ukrayna’nın enerji düzenlemeleriyle ilgili reform çabalarına desteğini sürdüreceğini açıkladı. ABD kaynaklı LNG’nin önümüzdeki dönemde AB’ye satışı konusunda varılan uzlaşıdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Konsey, TTIP müzakerelerinde gelinen noktadan da övgüyle söz etti. Konsey toplantısında ele alınan diğer konular, entegre bir Avrupa enerji pazarının tamamlanması için sarf edilen çabaların artırılması, önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek AB Ortak Fayda Projeleri, 2013 yılına kadar enerji ve doğalgaz ağ bağlantılarının tamamlanması oldu.
Konsey toplantısında görüşülen ve ülkemizi doğrudan ilgilendiren bir diğer konu, Güney Gaz Koridoru’nun öneminin altının çizilmesi oldu. AB ve ABD düşük karbon ekonomisine geçişi destekleyecek enerji politikalarının uygulanması hususunda ortak amaçta buluştuklarını ifade ederken, Başkan Obama’nın İklim Faaliyet Planı ve AB’nin 2030 İklim ve Enerji Paketi memnuniyetle karşılandı. Enerji teknolojilerinin desteklenmesinin iklim değişikliği ile mücadele alanında olduğu kadar enerji arz güvenliğinin sağlanması açısından da önemine vurgu yapan Konsey, Enerji Konseyi’nin Teknoloji ve Politika Çalışma Grubu ile iş birliğini desteklediğini açıkladı.
Son olarak G-7 enerji bakanlarının ortak enerji güvenliğini artırmak ve işbirliğini güçlendirmek için en kısa sürede buluşacak olmalarının önemini belirten Konsey, bu alandaki çabaları desteklediğini dile getirdi.
AB-ABD Enerji Konseyi Sonuç Bildirgesi’ne http://europa.eu/rapid/press-release_IP-14-365_en.htm?locale=en internet sayfasından erişmek mümkün.
AVRUPA KOMİSYONU SCHENGEN VİZE KODU’NDA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİNİ SUNDU
Avrupa Komisyonu’nun Sanayiden Sorumlu Üyesi Antonio Tajani ve Komisyon’un İçişlerinden Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström, 1 Nisan 2014 tarihinde, Schengen üyesi AB üye ülkelerini ziyaret etmek isteyen üçüncü ülke vatandaşları için, 2010 yılından bu yana geçerli olan Schengen Vize Kodu’nda değişiklikleri içeren değişiklik teklif paketini açıkladı. Bu çerçevede Avrupa Komisyonu, genel olarak Schengen vize başvuru taleplerinin daha kısa sürelerde neticelendirilmesi, çok girişli ve kalış süresi 90 günden daha fazla olan vizelerin başvuranlara verilmesini öneriyor.
2010 tarihli Schengen Vize Kodu’na ilişkin değişiklik teklifi paketinde şu yeni düzenlemeler bulunuyor:
- Vize başvurusunun ardından, ilgili kararın 15 yerine 10 gün içerisinde verilmesi;
- Bir üçüncü ülkede başvuru sahibinin gitmek istediği Schengen üyesi AB ülkesinin temsilciliği yok ise, mevcut herhangi bir Schengen üyesi AB üye ülke temsilciliğinden vize başvurusuna olanak sağlanması;
- Sık seyahat eden üçüncü ülke vatandaşları için, 3 yıl geçerli çok girişli vizelerin verilmesi;
- Başvuru süreçlerinin kolaylaştırılması ve online başvuru imkanının tanınması;
- Bir Schengen üyesi AB ülkesinde ve en fazla 15 gün geçerli olmak üzere, sınırda vize verilmesi uygulamasının Schengen üyesi AB ülkeleri için mümkün hale getirilmesi;
- Bir üye ülkede gerçekleştirilecek özel etkinliklerde, üye ülkelerin sınırda vize vermesi imkânının sağlanması;
- “Touring-visa” isimli yeni bir vize tipinin oluşturulması ve bu çerçevede AB üye ülkeleri arasında sıklıkla seyahat eden üçüncü ülke vatandaşlarına en fazla bir yıllık ve çok girişli vizenin tanımlanması.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström, Avrupa’nın daha akıllı bir vize politikasına ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Özellikle turistler, iş insanları, araştırmacılar, sanatçılar ve öğrencilerin AB’ye yakınlaşmalarının sağlanarak, Avrupa ekonomisini canlandırmaya ihtiyaç duyduklarını ifade eden Malmström, bu çerçevede yeni iş imkanlarının yaratılması ve ekonomik dinamizme katkıda bulunulacağını açıkladı.
Söz konusu değişiklik paketinin kabul edilmesi halinde, önümüzdeki yıllarda AB’ye daha fazla üçüncü ülke vatandaşının ziyarette bulunacağını ifade eden Malmström, yeni değişikliklerin AB’nin iç ve dış sınır güvenliğini tehlikeye atmaması gerektiği uyarısında da bulundu. Avrupa Komisyonu’nun Sanayiden Sorumlu Üyesi AntonioTajani ise, uluslararası turizmde rekabetin hızla arttığı bir ortamda, söz konusu düzenlemelerin Avrupa’nın turizm endüstrisini ileriye götürmeyi amaçladığını ifade etti. Kriz döneminde, yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen Avrupa’da turizm sektörünün büyüdüğüne dikkat çeken Komisyon üyesi, bu değişiklikler ile turizmi daha fazla ön plana çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
2014
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT