HAZİRAN
BAKAN BOZKIR AP TÜRKİYE RAPORU’NA İLİŞKİN AÇIKLAMALARDA BULUNDU
AP’nin her yıl kabul ettiği Türkiye Raporu’nun bu yıl Haziran ayı içinde AP Genel Kurulu’nda oylanması ve kabul edilmesi bekleniyor. Esasen söz konusu raporun oylanması, 21 Mayıs 2015 tarihinde beklenirken, AP’deki siyasi grupların, raporun içeriğine dair görüş ayrılıkları nedeniyle Haziran ayına ertelenmişti.
Taslak raporun ilk hazırlık aşamasından bu yana Ankara’da ve Brüksel’de, AB yetkilileriyle yoğun temaslarda bulunan AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, son olarak 30 Mayıs 2015 tarihinde Raportör Kati Piri ile İstanbul’da görüşmesinin ardından görüşlerini yazılı olarak muhataplarıyla paylaştı.
Bozkır, AP Başkanı Martin Schulz, AP Dışişleri Komitesi Başkanı Elmar Brok ve AP’deki siyasi grup liderlerini muhatap alan 1 Haziran 2015 tarihli mektubunda, değişiklik önergelerinde yer alan üç konunun Türkiye için hassasiyet taşıdığını bildirdi. Bakan Bozkır, raporun kabul edilecek nihai metninde, AP’nin 1915 olayları hakkındaki 15 Nisan 2015 tarihli kararına bir atıf yapılmasının; PKK’nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılması çağrısı yapılmasının ve katılım müzakerelerini olumsuz etkileyecek yeni fasılların açılmaması ya da katılım öncesi mali yardımların askıya alınması çağrısı yapılmasının yer alması halinde bu raporun Türkiye için kabul edilemez nitelikte olacağını bir kez daha muhataplarına bildirdi.
Bakan Bozkır, ayrıca raporun, Kıbrıs sorununun çözümü için Ada’da devam eden görüşmeleri olumsuz etkileyecek bir içerikle, tek taraflı bir metin olarak kabul edilmemesi gerektiğine de işaret etti.
DEAŞ İLE MÜCADELE DEVAM EDİYOR
Koalisyon güçleri, DEAŞ’ın operasyona rağmen Irak’ta Ramadi, Suriye’de de tarihi kent Palmira’yı ele geçirmesinin ardından Fransa'nın başkenti Paris’te acil olarak toplandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye’yi temsil ettiği, 2 Haziran 2015 tarihli toplantıya, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile DEAŞ karşıtı koalisyona üye ülkelerin bakanları katıldı.
Toplantıda DEAŞ'la mücadelede koalisyon ülkelerince atılmakta olan adımların genel bir değerlendirmesi yapıldı, Irak ve Suriye’deki son gelişmeler de ele alındı. Toplantıda ayrıca, yabancı terörist savaşçıların DEAŞ’e katılımının önlenmesi, DEAŞ’ın finansman kaynaklarının ortadan kaldırılması ve izlenebilecek yol haritaları görüşüldü.
Yapılan ortak açıklamada, koalisyon güçlerinin DEAŞ ile mücadelede kararlı oldukları vurgulanırken, uzun döneme yayılan çok boyutlu stratejiler geliştirmek için ortak hareket edilmesi gerektiği belirtildi. Koalisyon güçleri DEAŞ ile mücadele için hava saldırılarına, Irak ordusunun Irak’taki peşmergelerin desteklenmesine devam edileceğine işaret edildi.
Irak Başbakanı Haydar El Abadi, sınırdan yabancı savaşçı geçişlerinin durdurulması için kesin önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Irak ordusunun DEAŞ’e karşı savaşmakta kararlı olduğunu dile getiren El Abadi, Batı ülkelerinden daha çok asker ve silah desteği gelmesi gerektiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu toplantı sonrası Norveçli mevkidaşı Borge Brende’yle de görüşerek bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldı.
2014 YILI AP TÜRKİYE RAPORU KABUL EDİLDİ
10 Haziran 2015 tarihinde AP Genel Kurulu’nda gerçekleştirilen oturumda, 2014 Yılı Türkiye İlerleme Raporu’na ilişkin ilke karar taslağı kabul edildi. Rapor, 94 oya karşılık 432 oyla kabul edilirken, 127 parlamenter çekimser kalmayı tercih etti. Bilindiği üzere, 21 Mayıs 2015 tarihinde kabul edilmesi öngörülen rapora ilişkin oylama, hararetli tartışmalar ve çoğu Türkiye karşıtı aşırı sağ görüşlü parlamenterlerden gelen değişiklik önergeleri nedeniyle Haziran ayına ertelenmişti.
Sosyalist Demokrat Grup mensubu Hollandalı Parlamenter Kati Piri tarafından hazırlanan AP Türkiye Raporu, konu olduğu tartışmalar ve son anda gelen erteleme kararı kadar, rapora getirilen rekor sayıda değişiklik önergesi ile de tartışma yarattı. 2013 yılı Türkiye Raporu’na 338; 2012 yılı Türkiye Raporu’na 415 değişiklik önergesi getirilirken, bu yılki rapora 480 değişiklik önergesi verildi. Hollandalı Parlamenter Kati Piri tarafından hazırlanan ilk Türkiye Raporu olma özelliğine sahip 2014 yılı Türkiye Raporu, aynı zamanda 2014 yılında gerçekleştirilen seçimler sonucu büyük ölçüde yenilenen AP tarafından kabul edilen ilk Türkiye Raporu olmasıyla da dikkat çekiyor.
Rapora verilen değişiklik önergesiyle 24 Nisan öncesi kabul edilen ve 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlayarak Türkiye’den de bunu tanımasını talep eden AP kararına atıf yapılması Türkiye’nin tepkisini çekti. AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, raporun Türkiye tarafından “kabul edilemez” olduğunu açıkladı. Buna karşın rapor, 7 Haziran 2015 tarihinde Türkiye’de gerçekleşen genel seçimlerin sonucunun memnuniyet verici olduğunu dile getirmenin yanı sıra Türk modern tarihinde en kapsayıcı ve temsilci meclisin seçildiğinin altını çizdi. Rapor, Türkiye’nin demokratikleşme süreci ve AB ile reform diyaloğunu pekiştirmek için tüm siyasi partileri istikrarlı ve kapsayıcı bir hükümet kurmaya çağırıyor.
50 maddeli Türkiye Raporu, Türkiye-AB İlişkilerindeki Durum, Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi, İnsan Hakları ve Temel Haklara Saygı, Müşterek Çıkarlar ve Ortak Zorluklar ile İyi Komşuluk İlişkileri Kurulması başlıklı beş bölümden oluşuyor. Raporda, Türkiye’nin AB’nin kilit öneme sahip stratejik ortağı olduğu vurgulanarak, etkin ve gerçekçi müzakerelerin Türkiye-AB ilişkilerinin tüm potansiyelinin açığa çıkarılması için gerekli çerçeveyi oluşturacağı vurgulanıyor. Reform sürecinin Türkiye’nin güçlü ve çoğulcu bir demokratik sistem oluşturması için önemli bir fırsat sunduğu belirtiliyor. Raporda, Komisyon, AP üyeleri tarafından müzakerelerin ele alınış biçimini değerlendirmekle ve taraflar arasındaki işbirliğini geliştirmenin yollarını keşfetmekle görevlendiriliyor. Vize Serbestliği Diyaloğu’na da değinen rapor, somut ilerlemelerin kaydedilmesi gerektiğini vurgulamanın yanı sıra, AB’nin Türk iş dünyası, öğrenciler ve akademisyenlerin vize almasını kolaylaştırması gerektiği belirtiyor. Türkçe dışındaki dillerde seçim kampanyası yürütülmesi imkânının tanınması, siyasi partilerde eşbaşkanlık sistemine izin verilmesi ve siyasi partilerin yerel örgütlenmesine ilişkin gelişmelerden olumlu şekilde söz edilirken, yüzde 10’luk seçim barajının indirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yeni Anayasa süreci ile ilgili olarak raporda, çoğulcu, kapsayıcı ve hoşgörülü bir toplumu teşvik eden hükümlere dayalı bir Anayasa’nın temel haklar ve hukukun üstünlüğü için sağlam bir dayanak oluşturacağı ve reform sürecini destekleyeceği görüşü ifade ediliyor. Anayasal reform sürecinin sürdürülmesi ve yeni Anayasa’nın siyasi yelpazenin genelinin ve toplumun tüm kesimlerinin uzlaşısına dayalı olması gerektiğinin önemi vurgulanıyor. Raporda, Hükümet tarafından kabul edilecek yasal düzenlemeler konusunda AB Bakanlığı’nın rolünü artıran ve yasaların AB standartlarına uyumunu sağlamaya yönelik geliştirilen yeni AB Stratejisi memnuniyetle karşılanıyor. Bunun yanında raporda, Venedik Komisyonu ile daha yakın temasta bulunulması ve yeni yasaların kabul edilmesi sürecinde Avrupa Komisyonu ile kapsamlı bir diyaloğun geliştirilmesinin gerektiğinin de altı çiziliyor. Kıbrıs sorununa da değinilen raporda, Cenevre Sözleşmesi ve uluslararası hukukun ilkeleri çerçevesinde Türkiye’ye, adada yerleşim politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulunuyor.
AB BAKANI BOZKIR’IN 2014 YILI AP TÜRKİYE RAPORU KARARI HAKKINDAKİ BASIN AÇIKLAMASI
2014 Yılı AP Türkiye İlerleme Raporu’nun kabul edilmesinin ardından AB Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır şu açıklamalarda bulundu:
“Kararda, 23 No’lu Yargı ve Temel Haklar faslı ile 24 No’lu Adalet, Özgürlük ve Güvenlik faslına ilişkin açılış kriterlerinin Türkiye’ye iletilmesi için geçen yıllarda Konsey’e yapılan çağrının bu yıl da yenilenmesini ve bu fasıllarda müzakerelere başlanması çağrısını, Ekonomik ve Parasal Politika, Sosyal Politika ve İstihdam, Kamu Alımları, Rekabet ve Enerji fasıllarında ilerleme sağlanmasına vurgu yapılmasını kayda değer buluyoruz.
Bu çağrıların artık vakit kaybetmeden karşılık bulması ve Konsey’in gerekeni yapması katılım müzakerelerinin de karşılıklı güven içinde yürüyebilmesi bakımından elzemdir. Aksi takdirde bu çağrıların somut sonuçları olmayan iyi niyet beyanlarından öteye gitmediği yönünde kamuoyunda oluşan algı da kuvvetlenmiş olacaktır. Kararda ayrıca, Türkiye ile AB arasında yüksek düzeyli ekonomik diyalogun tesis edilmesi gerekliliğinin vurgulanması önemlidir.
Maalesef, AP Genel Kurulu’ndaki son oylama esnasında kabul edemeyeceğimiz bir unsur karara dâhil edilmiştir. Kararda, AP’nin 15 Nisan 2015 tarihli ve 1915 olayları konulu kararına atıf yapılmıştır. AP’nin bu kararını da kabul edilemez olarak değerlendiriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak bu kararı AP’ye iade etme kararı almış bulunuyoruz. Bu koşullarda, AP’nin Türkiye’ye ilişkin olarak her yıl kabul ettiği rutin kararlarından biri ilk kez AP’ye iade edilmiş olacaktır.
Tarihi çarpıtarak atılan iftiraların ve husumet üretmeye yönelik tutumların Türkiye-AB ilişkilerine zarar vermesi kaçınılmazdır. AP, bu kararıyla Türkiye ile olan ilişkilerine büyük zarar vermiştir. AP’ye, ilişkilerimize verdiği bu zararı düzeltme konusunda büyük bir sorumluluk düşmektedir.
AP’nin Türkiye hakkındaki kararlarının amacı, Türkiye ve AB arasında ilişkileri, etkileşimi, diyalogu geliştirmek olmalıdır. Ancak, AP’deki bazı çevreler ortak hedefler için çaba göstermek yerine, tarihi çarpıtmayı, Türkiye’ye iftira atmayı, Türkiye’nin önünü kesmeyi alışkanlık haline getirirlerse, kabul ettikleri bu gibi kararlar bizim için her zaman kabul edilemez nitelikte olacaktır. AP’nin görevi tarih yazmak değil, Avrupa’da bugün karşı karşıya olduğumuz sınamalar karşısında gerçekçi ve kalıcı çözümler üretmektir. Bütün çözümlerin yolu da Türkiye’den geçmektedir.”
2014 YILI AP TÜRKİYE RAPORU KABULÜNE İLİŞKİN İKV BASIN AÇIKLAMASI
Başkan Ömer Cihad Vardan: Müzakere sürecinde yeri olmayan bir konunun AP raporuna girmesi kabul edilemez!
İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Bugün kabul edilen AP raporu, öncekilerden farklı olarak yeni maddeler ve konular içermektedir. Ancak eklenen bu maddeler raporu maalesef Türkiye açısından daha dengeli, yapıcı ve hakkaniyetli hale getirmemiştir.
Raporda bilhassa 7 Haziran genel seçimlerinin Türkiye demokrasisinin dayanıklılığının bir göstergesi olduğunun, Türk toplumunun zenginliğini yansıttığının belirtilmesi önemlidir. Tıpkı seçim sonrasında İKV olarak, bizim de ifade ettiğimiz gibi, tüm siyasi partilere, AB ile olan diyaloğunu yenileyecek, istikrarlı ve kapsayıcı bir hükümetin kurulması çağrısında bulunulmaktadır.
Raporda ayrıca 23 ve 24’ünci başlıkların açılması için açılış kriterlerinin bildirilmesinin talep edilmesi ve enerji dahil beş fasılda müzakerelerin hızlandırılması çağrısı yapılması da memnuniyet vericidir. Buna rağmen, yeni fasılların açılması konusunda ne yazık ki net ve kararlı bir tutum görülmemektedir.
İlaveten, raporda Türkiye’nin Rusya ile giderek artan enerji işbirliğini endişe verici bulmak yersiz ve hatta manidardır.
Öte yandan, Gümrük Birliği’nin revizyonu konusunda tarafların mutabakata vardığı bir ortamda, ilgili maddede sadece AB şirketlerinin karşılaştığı sorunlara vurgu yapılması ve Türkiye’nin konuyla ilgili defalarca dile getirdiği meselelerin göz ardı edilmiş olması, 20 yıla yakın gümrük birliği içinde olan Türkiye’ye büyük haksızlıktır.
Son olarak; raporda en dikkat çeken siyasi unsur, 1915 olaylarına ilişkin Nisan ayında kabul edilen AP kararına atıfta bulunulmasıdır. 1915 olaylarıyla ilgili Türkiye’nin tüm açık tavrına ve uyarılarına rağmen müzakere sürecinde yeri olmayan bir konunun AP raporuna girmesi kabul edilemez.”
TÜRKİYE GENEL SEÇİMLERİNİN SONUÇLARI DEĞERLENDİRİLDİ
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Avrupa Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ve AP Başkanı Martin Schulz, Türkiye’de 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen genel seçimlerin ardından açıklamalarda bulundu.
Seçimlere katılım oranının yüzde 86 olmasının Türkiye’deki demokrasinin sağlamlığını gösterdiğini belirten Mogherini ve Hahn, ana partilerin tamamının yeni dönemde Meclis’te temsil edilmesinin oldukça önemli bir gelişme olduğunu vurguladılar. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, yeni hükümetin kurulmasını beklediklerini ifade ederken, yeni hükümetle de Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesi için yakın işbirliği içinde çalışmak istediklerinin altını çizdi. Avrupa Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ise Türkiye’de kurulacak yeni hükümet ile AB ve Türkiye arasında her alanda güçlendirilmiş işbirliği için yeni bir olasılık doğduğunu belirtti.
AP Başkanı Martin Schulz seçimlerle ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. AP Başkanı Schulz, Türkiye’de genel seçimlerin özgür ve adil bir şekilde gerçekleştiğini belirtirken yeni dönemde diyalog temelinde hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Schulz aynı zamanda, Türkiye’nin AB için kilit bir ortak ve aday ülke olduğunun altını çizerken, yaşanan fikir ayrılıklarının taraflar arasındaki diyaloğu engellemesine izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.
Bilindiği üzere, geçtiğimiz hafta gerçekleşen genel seçimler Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (Organization for Security and Cooperation in Europe – OSCE) Seçim Gözlem Heyeti tarafından da takip edilmişti. OSCE’nin yayımladığı ilk gözlem sonuçlarında, seçmenlerin geniş bir yelpazede seçim yapma şanslarının olduğu belirtilirken, yüzde 10’luk seçim barajına ilişkin eleştiriler de yer aldı.
2015
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT