İKV’DEN ŞANSÖLYE SCHOLZ’UN AB REFORMU ÜZERİNE DEMECİ HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI: “TÜRKİYE GENİŞLEYEN BİR AVRUPA İÇİNDE YER ALMALIDIR”

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Prag’taki Charles Üniversitesi’nde “genişleyen ve reforme edilmiş bir AB” vizyonunu özetleyen oldukça önemli bir açıklamada bulundu. Enerji krizi, karar alma süreçlerindeki sorunlar ve hukukun üstünlüğü standartları gibi AB’nin karşı karşıya olduğu sınamalardan söz eden Şansölye Scholz, Batı Balkanlar’da yer alan aday ülkeler, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan dâhil olmak üzere 30 ile 36 Üye Devletten oluşan genişlemiş bir AB hayalini kamuoyuyla paylaştı. Ağırlık merkezinin Doğu’ya kaydığını belirterek, bu çaptaki bir genişlemeden önce karar alma yapısı ve kurumsal yapıda reform yapılması gerekliliğinin altını çizdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından daha önce öne sürülen Avrupa Siyasi Topluluğu fikrine de destek verdi. Avrupa Siyasi Topluluğu, AB’den ayrı bir şekilde varlığını sürdürecek ve Birleşik Krallık gibi AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerini ve gelecekte AB üyesi olmak isteyebilecek diğer ülkeleri de kapsayacak. Ancak Şansölye Scholz, Türkiye’den genişleyen bir AB için aday ülke olarak özellikle söz etmedi.

İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Şansölye Scholz’un konuşmasını ve Türkiye’nin AB’nin geleceğine ilişkin bir vizyona dâhil edilmesinin taşıdığı önemi şu sözlerle ele aldı:

“Şansölye Scholz’un, AB’nin genişlemesi ve reformu konusundaki açıklamasını büyük bir ilgiyle takip ettim. Başta AB karar alma süreçlerinde oy birliği şartının kaldırılması gerekliliği, AB’nin genişleme amacıyla reforme edilmesi, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün korunmasının önemi gibi üzerinde durduğu fikirlerin birçoğunu desteklediğimi belirtirim. Ukrayna’daki durum ve Rusya’nın Avrupa güvenliğine yönelik tehdidi göz önüne alındığında, AB’nin Ukrayna, Moldova, Gürcistan ve Balkan ülkelerinden gelen genişleme taleplerine cevap vermekten başka bir seçeneğinin olmadığı görünüyor. Coğrafi kapsamı olduğu kadar verimlilik ve etkinliğini de artırabilecek reforme edilmiş ve genişlemiş bir AB’nin, uluslararası sistemde kritik bir rol oynayabileceği ve artan otoriter hükûmetleri dengeleyebileceği açıktır. Ancak Şansölye Scholz’un AB’nin geleceğine ilişkin konuşmasında Türkiye’den özellikle söz etmemesini garip buldum. Ukrayna’daki savaş, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin revize edilmesini ve yükseltilmesini gerektiriyorsa Türkiye, bu vizyona dâhil edilmesi gereken ilk ülke olarak kabul edilmeli. İş birliği ve uyum içinde Türkiye ile birlikte çalışma ihtiyacı, 2015-2016 göçmen krizinde, 2019 Doğu Akdeniz krizinde, 2020 Dağlık Karabağ savaşında ve 2022 Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde tekrar ve tekrar görünür oldu. Komşu bölgelerde gelişmiş ekonomik, sosyal, kültürel ve politik ilişkileri olan, gelişmiş bir ihracat üssü, endüstriyel ve tarımsal üretimi, coğrafi olarak insan hareketliliği ve enerji aktarımı koridorlarını kontrol eden Güneydoğu Avrupalı bir bölgesel aktör olarak Türkiye, genişleyen bir AB içinde benzersiz bir yere sahiptir. Şansölye Scholz’un AB’nin geleceğine ilişkin vizyonuna Türkiye’nin dâhil olması, doğudan ve güneyden doğan güvenlik riskleri, enerji bağımlılığı ve Avrasya’daki devletlerarası çatışmalar gibi mevcut kırılgan durum dikkate alındığında, her derde deva olacaktır. Türkiye’nin genişlemiş bir AB’ye dâhil olması, Kıbrıs sorununun ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki Ege sorununun çözümünü de kolaylaştıracaktır. Şansölye Scholz’un, AB demokratik değerlerini ve hukukun üstünlüğünü koruma ihtiyacına yönelik yaptığı vurguyu canı gönülden destekliyorum. AB’nin geleceğini planlarken, yenilenmiş bir Avrupa perspektifi temelinde AB reformlarının yeniden başlatılması için Türkiye’de yeniden bir mesai harcanmalıdır. Türkiye’nin Avrupa değerleriyle yeniden buluşması, bu konudaki yetersizlikleri nedeniyle eleştirilen mevcut Üye Devletlerde de güçlü bir demokrasi ve hukukun üstünlüğü yanlısı etkiyi beraberinde getirecektir.

2022

E-Bülten Kayıt

İKV KURUCU VE MÜTTEVELLİ KURUMLARI

© 2024 İKV Bütün Hakları Saklıdır.
Designed By: OrBiT