İKV, “TİCARET AKTÖRÜ OLARAK AB, KÜRESEL DEĞER ZİNCİRLERİ VE TÜRKİYE’’ BAŞLIKLI BİR WEBİNAR DÜZENLEDİ
İKV, 28 Haziran 2022 tarihinde, T.C. Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı iş birliği ile “Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye Webinar Serisi’’ kapsamında “Ticaret Aktörü Olarak AB, Küresel Değer Zincirleri ve Türkiye” başlıklı bir webinar düzenledi. Açış ve özel hitap bölümünün moderatörlüğünü İKV Genel Sekreter Yardımcısı M. Gökhan Kilit’in üstlendiği webinarda, salgın ve Rusya-Ukrayna savaşının küresel değer zincirlerine etkisi, AB’nin küresel değerler zincirlerindeki aksaklıklara karşı nasıl politikalar izleyeceği ve Türkiye’nin küresel değer zincirlerindeki konumu ile Türkiye-AB ticari ilişkilerinin geleceği konuşuldu.
Webinarın ilk açış konuşmasını İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu yaptı. Zeytinoğlu, AB’nin değişen ticaret politikasının özellikle Gümrük Birliği üzerindeki etkilerinin kritik önemde olduğunu söyledi. İkiz dönüşüm kapsamında yeni bir büyüme modeline geçildiğini ve AB’nin bu doğrultuda yeni norm ve standartlar uygulamaya başlayacağını vurgulayan Zeytinoğlu, bu sürecin Türkiye-AB ticari ilişkilerini de dönüştüreceğinin altını çizdi. Zeytinoğlu son olarak, Türkiye-AB ilişkilerinin bu yeni gündem ekseninde güçlendirilmesinin ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin de bu dönüşüm süreçleri kapsamında yeniden ele alınmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Webinarın ikinci açış konuşmasını gerçekleştiren Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, Türkiye ve AB arasında uzun yıllara dayanan bir ilişkinin mevcudiyetine değinerek sözlerine başladı. Türkiye ve AB’nin en fazla bütünleştiği iş birliği şeklinin ticari ilişkiler olduğunu söyleyen Tuzcu, bu ilişkinin aynı zamanda ortaklığın bel kemiğini oluşturduğunu belirtti. Tuzcu, Gümrük Birliği’nin hem AB’ye hem de Türkiye’ye fayda sağladığını vurguladı. Tuzcu, küresel sorunlara küresel şekilde cevap verilmesi gerektiğini dile getirdi. Tuzcu son olarak, Gümrük Birliği’nin yenilenmesinin bir seçenek değil zorunluluk olduğunu ve bunun güncellenmesinin her iki tarafın da faydasına olacağını ifade etti.
Webinarın son açış konuşmasını Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı gerçekleştirdi. Dünya ticaretinin özellikle salgın ve Rusya-Ukrayna savaşından sonra büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Kaymakcı, büyüme oranlarının düştüğünü, işsizliğin arttığını ve dünyanın pek çok bölgesinde bağlantısallığın ortadan kalkmak üzere olduğunu ifade etti. Kaymakcı, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin, salgın ve Ukrayna savaşının olumsuz etkileriyle mücadele etmek için Türkiye ve AB’ye faydalar getireceğini söyledi. AB’nin cesur adımlar atma zamanının geldiğini ifade eden Kaymakcı, Rusya ve Çin’in sürekli olarak büyüdüğünü belirterek AB’nin bu duruma karşı koyması için Türkiye’nin önemli bir konumda olduğunun altına çizdi.
Açış konuşmalarının ardından T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü ve Avrupa Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü Birim Başkanı Nele Eichhorn katılımcılara özel hitapta bulundu.
Güçlü, uluslararası ticaret konusunda son yıllarda önemli gelişmelere şahit olunduğunu ifade ederek sözlerine başladı. Güçlü, ticaret politikalarında var olan değişimlerin piyasadaki açıklıkların da seyrini etkilemekte olduğunu belirterek sözlerine devam etti. Güçlü, Türkiye’nin AB politikalarına sürekli olarak uyum sağlaması gerektiğini ifade etti. Buna ek olarak, Gümrük Birliği'nin dinamik bir yapıya sahip olduğunun ve kuvvetli bir düzenleyici çerçeve sunduğunun altını çizdi. AB’nin Türkiye’nin en önemli ticaret ve yatırım ortaklarından biri olduğuna değinen Güçlü, Türkiye’nin küresel değer zincirine entegre olmasının, ona katkıda bulunmasının ve adil bir rekabet ortamına dâhil olmasının senkronizasyonu artıracağına inandığını ifade ederek sözlerine son verdi.
Türkiye’nin stratejik ve jeopolitik olarak çok önemli bir konumda olduğunu belirten Eichhorn, Türkiye’nin çok büyük bir yurt içi pazara ve genç nüfusa sahip olduğunun da altını çizdi. Eichhorn, Türkiye’nin yıllardır Gümrük Birliği ile AB'nin önemli bir ticaret ortağı hâline geldiğini, ancak Gümrük Birliği’nin uygulanması konusunda ciddi endişelerin de var olduğunu ifade etti. Eichhorn son olarak AB’nin bu sorunların farkında ve çözüm arayışı içerisinde olduğunu söyledi.
Özel hitap bölümünün ardından webinarın panel bölümüne geçildi. Panel bölümünün moderatörlüğü, İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas tarafından gerçekleştirildi.
Panel bölümünün ilk konuşmacısı LSE Uluslararası Ticaret Politikası Biriminde Misafir Öğretim Görevlisi Dr. Stephen Woolcock oldu. Woolcock, uluslararası ticaret bağlamında Türkiye ve AB'nin kurallara dayalı ve kapsayıcı bir ticaret politikası oluşturmak için ortak çıkarlara sahip olduğunu hatırlatarak sözlerine başladı. Son dönemde çok aktörlü bir sistemin varlığı nedeniyle küresel krizlerin yaşandığına değinen Woolcock, bu aktörlerin bir bölümünün uluslararası ticaret kurallarına ayak uyduramadığını ve bu durumun ancak çok taraflı bir ticaret sistemiyle çözülebileceğini söyledi. Woolcock sözlerine Türkiye ve AB arasındaki ikili ilişkilerin gelişmesi için hangi alanlarda daha çok çalışma yapılması gerektiği sorusuyla devam etti. Woolcock, Türkiye ve AB’nin daha fazla iletişim içerisinde olmasının hem ticaret hem de diğer politika alanlarında önem arz ettiğini söyleyerek sözlerine son verdi.
Panel bölümünün ikinci konuşmacısı TEPAV G20 Çalışmaları Merkez Direktörü Doç. Dr. Sait Akman, AB’nin dünyada yaşanan kriz ortamlarına ve küresel sistemdeki dönüşüme karşı tepkiler vermekte olduğunu ve bunun bir sonucu olarak "Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması" gibi yeni enstrümanlar geliştirdiğini ifade etti. Böyle bir dönemde Türkiye-AB ekonomik ve ticari ilişkilerinin Gümrük Birliği’nin de ötesine geçmesi gerektiğini vurgulayan Akman, tarafların hızlıca bu yönde adımlar atmasının çok önemli olduğunu söyledi. Akman son olarak Türkiye’nin AB’nin Serbest Ticaret Anlaşmaları‘na uyumunun yetersiz olduğunun, Türkiye’nin ancak küçük ekonomilerle bu anlaşmaları imzalayabildiğinin ve bu anlaşmaların yeni nesil ticaret anlaşmalarının çok gerisinde kaldığının altını çizdi.
Panel bölümünün üçüncü konuşmacısı CEPS Kıdemli Araştırmacısı Milan Elkerbout, Avrupa ekonomisi bağlamında özellikle enerji ve endüstriyel konular açısından önemli değişimler gerçekleştiğine değinerek sözlerine başladı. Elkerbout, belirginleştirilmesi gereken küresel iklim politikalarını ortaya koymak için bir iş birliğinin gerekli olduğunu söyledi. Elkerbout, özellikle Türkiye ve AB’nin bu noktada bir iş birliğine gitmesinin önemine vurgu yaptı. Elkerbout küresel değer zincirinde enerji geçişinin ve dönüşümünün detaylıca düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu söyleyerek sözlerine son verdi.
Panel bölümünün son konuşmacısı TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar İpek oldu. Konuşmasının büyük bir bölümünü enerji konusuna ayıran İpek, enerji fiyatlarındaki artışa vurgu yaptı. İpek, bunun küresel sistemin dönüşümündeki bir geçiş dönemi olabileceğini söyledi. Enerji bakımından AB’nin Rusya’ya olan bağımlılığının altını çizen İpek, AB’nin bu bağımlılığı azaltmak için alternatif yollar aradığını ifade etti. Son olarak Türkiye’nin de enerji krizinden etkilendiği söyleyen İpek, yenilenebilir enerjinin Türkiye’nin enerji ihtiyacı için bir fırsat olabileceğini belirtti.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT