TÜRKİYE EN GEÇ 2035’TE KÖMÜRDEN ÇIKMALI
İKV, 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında yapılacak İklim Şurası öncesinde, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ile birlikte bir çağrı metnine imza attı. Türkiye’nin 2053 iklim hedeflerine ulaşmak için en geç 2035 yılına kadar elektrik üretiminde kömürden kademeli olarak çıkması gerektiğini ifade eden çağrı metninin özeti aşağıda yer alıyor. Metnin tamamına ise buradan ulaşabilirsiniz.
Türkiye’nin kalkınma politikalarının tasarımına yönelik veri derleyen, bilgi üreten ve strateji geliştiren üç kuruluş olarak, 8 Mart 2021 tarihinde küresel yeşil dönüşüm gündemine ilişkin gözlemlerimizi paylaşmış ve Türkiye’nin yeşil dönüşüme geç kalmaması için önerilerimizi sıralamıştık. Söz konusu bildiriye buradan ulaşabilirsiniz.
Bugüne kadar geçen sürede söz konusu çağrı metnimizin karşılık bulduğunu görüyor; çağrılarımız arasında yer alan Paris Anlaşması’nın onaylanması ve 2053 net-sıfır gibi iddialı bir azaltım hedefinin belirlenmesi yönündeki gelişmeleri memnuniyetle karşılıyor; Ulusal Katkı Beyanı’nın güncellenmesi ve sanayi, enerji, tarım ve ticaret politikalarının bu doğrultuda yeniden tasarlanması sürecini yakından takip ediyoruz.
Türkiye’yi 2053 hedefine en hızlı şekilde ulaştırabilecek ve bunun yanında pek çok eş fayda ile kalkınma politikalarına destek verebilecek en öncelikli adım Türkiye’nin en geç 2035’e kadar elektrik üretiminde kömürden kademeli çıkışı olarak değerlendirilmektedir. Bu yöndeki gözlemlerimizi ve taleplerimizi aşağıda sıralıyor, Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişinin ancak kapsayıcı çözümlerle mümkün olabileceğinin farkında olarak, üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye ve paydaşlarla iş birliği içerisinde çalışmaya hazır olduğumuzu bir kez daha açıklıkla beyan ediyoruz.
Türkiye’nin kömürden çıkış stratejisi planlanırken, bir AB adayı ve gümrük birliği ortağı olarak AB’deki gelişmeleri yakından izlemesi büyük önem taşımaktadır. Avrupa Komisyonunun hazırladığı ve 2030’a kadar emisyonları %55 azaltmayı hedefleyen “55’e Uyum” paketinde, bu tarihe kadar enerjinin %40 oranında yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda birçok AB üyesi ülke kömürden çıkış tarihleri açıklamıştır. On ülke 2021’de kömürden çıktığını açıklarken, diğer Üye Devletler en geç 2033 olmak üzere, kömürden çıkış yükümlülüğü altına girmiştir. Dört ülke ise çıkış planlarını oluşturma aşamasındadır. Polonya gibi bazı Üye Devletler kömürden çıkmaya karşı direnç gösterse de, AB özellikle “Adil Dönüşüm” mekanizması kapsamında kömürden çıkışı teşvik etmekte ve üyeleri üzerinde baskı oluşturmaktadır. Türkiye’nin üye adayı olmasının yanında, başlıca ticaret ortağı olan AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi uygulamalarından da önemli ölçüde etkileneceği bilinmektedir. Bu kapsamda, iklim hedeflerine ulaşma ve karbonsuzlaşma sürecinde kömürden çıkış tarihinin makul bir sürede belirlenmesi, AB süreci ve AB ile ilişkilerin geliştirilmesi açısından da kritik önemdedir.
Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf bir ülke olarak benimsediği 1,5°C hedefi ve 2053 net-sıfır hedefiyle uyumlu olarak Türkiye’nin kısa ve orta vadede aşağıdaki adımları atması gerekmektedir:
- Türkiye en geç 2035 yılına dek elektrik üretiminde kömürü bir enerji kaynağı olarak tamamen terk edeceğine dair siyasi niyetini ve bunu gerçekleştirmek için eylem planını vakit kaybetmeksizin ilan etmelidir.
- Hükümet ve ilgili düzenleyici kurumlar, yeni kömürlü termik santral yapılmayacağına ilişkin resmi bir karar açıklamalı, yeni kömürlü termik santral lisans ve planlarını iptal etmeli, yeni kömür madeni ve maden genişletme yatırımlarını durdurmalıdır.
- Mevcut kömürlü termik santraller, hazırlanacak bir takvim doğrultusunda, en yaşlı ve görece daha yüksek oranda kirliliğe neden olan santrallerden başlamak üzere, en geç 2035’e kadar kapatılmalıdır.
- Kömürlü termik santrallerin kapatılmasıyla birlikte ortaya çıkacak enerji arz açığının kapatılması için yeni teknolojileri de hesaba katan bir kademeli geçiş planı hazırlanmalı ve bu sayede enerji arz güvenliği korunmalıdır.
- Kömürden çıkış süreci ve sürdürülebilir enerji dönüşümü katılımcı bir biçimde planlanmalı, toplumun dönüşümden olumsuz etkilenmesi muhtemel kesimlerinin desteklenmesinin yanında, mevcut sosyal ve ekonomik adaletsizlikleri de giderecek adil bir geçiş süreci olarak tasarlanmalıdır.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT