"TÜRKİYE RAPORU SONRASINDA AB KATILIM SÜRECİNDE GÜNCEL GELİŞMELER" TOPLANTISI YAPILDI
22 Ekim 2021 tarihinde İKV, INFL(EU)NCE projesi kapsamında “Türkiye Raporu Sonrasında AB Katılım Sürecinde Güncel Gelişmeler” Konulu Bir webinar gerçekleştirdi. Açış konuşmasını İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu'nun gerçekleştirdiği webinarın moderatörlüğünü İKV Genel Sekreter Yardımcısı M. Gökhan Kilit üstlendi ve katılımcılara kısaca INFL(EU)NCE projesi hakkında bilgi verdi.
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, açış konuşmasında ekim ayında gerçekleştirdiği Brüksel ziyaretinde Avrupa Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Varhelyi ile görüştüğünü ve Türkiye’nin önemine vakıf olduklarını gördüğünü belirtti. Başkan Zeytinoğlu Türkiye Raporu'nun Türkiye-AB ilişkilerini yakından takip edenler için sürpriz olmadığını ve Türkiye’nin AB sürecinin hızlanması için AB kurumlarının daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ve Türkiye’nin aday statüsünün göz ardı edildiğini ifade etti. Zeytinoğlu ayrıca Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda AB’den adımlar beklediklerini belirterek sözlerini noktaladı.
Webinar’ın özel hitap bölümünde konuşmasını yapan Dışişleri Bakanlığı AB ile İlişkiler Genel Müdürü Büyükelçi Başak Türkoğlu Türkiye Raporu'na değinerek, raporun yeni metodolojiyle hazırlandığını ve tematik kümeler halinde düzenlendiğini belirtti. Raporda öncelikli hedefin Batı Balkanlar olduğunu ve Türkiye’nin adaylık sürecinin göz ardı edildiğini belirten Türkoğlu, yalnızca Türkiye ile ortak çıkarlara bağlı olan kapıların açık bırakıldığını ifade etti. Büyükelçi Türkoğlu raporda Türkiye’nin sık sık eleştirildiğini ve eleştirilerin gerekçelerine değinilmeden yapıldığını dile getirdi. Yalnızda 24'üncü fasılda göç konusunda diğerlerine oranla biraz daha olumlu söylemlerin yer almasını AB’nin göç konusunda Türkiye ile ilgili çıkarlarına uygun olduğu için yapıldığını belirten Türkoğlu, AB’nin Türkiye tespitlerini yalnızca kendi kaynaklarına dayanarak yaptığını ve raporda Türkiye tarafından iletilen belgelerin dikkate alınmadığını da ifade etti. AB katılım müzakerelerinin canlanması için neler yapılması gerektiğine değinen Başak Türkoğlu, bunun iki taraflı bir süreç olduğunu ve tek bir tarafın istek ve iradesi ile sonuç vermeyeceğini vurguladı. Büyükelçi Türkoğlu konuşmasını sonlandırırken 23'üncü ve 24'üncü fasılların müzakereye açılmamasının ve diyalog mekanizmasının tek taraflı kararlarla durdurulmasının yanlış olduğunu belirterek, AB’nin Türkiye’yi çıkarları için kullanmamasını gerektiğini ve Türkiye’yi aday bir ülke olarak görmesi gerektiğini ifade ederek sözlerini noktaladı.
Özel hitap bölümünün tamamlanmasının ardından panel bölümüne geçildi. Panelin ilk konuşmacısı olan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı AB İle İlişkiler Şube Müdürü Cemre Kocabay Yoloğlu raporun çevre faslına ilişkin bilgilerini aktararak AB Entegre Çevre ve Uyum Stratejisi (UÇES) hakkında mali boyutları hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Avrupa Komisyonunun aday ülkelere yardım sağladığını ifade eden Yoloğlu IPA fonlarının mali boyutlarına değinerek sözlerini noktaladı.
Panelin ikinci konuşmacısı olan T.C Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı İpek Yalçındağ Dursun, Türkiye-AB ticaret ilişkileri ve Türkiye ve Birleşik Krallık arasında yapılan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Sunumuna Türkiye-AB ticaret ilişkilerinin tarihçesi ile başlayan Dursun, Türkiye’nin şu anki ihracat hacminin neredeyse %50’sini AB’ye gerçekleştirdiğini kaydetti. Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne katılmasıyla AB ile olan ticaret hacminin yükseldiğini belirten Dursun, Gümrük Birliği’nde mevcut olan sıkıntıları ve güncellenmesine yönelik gerekçeleri sıraladı. Gümrük Birliği güncellenmesi müzakere sürecini de anlattıktan sonra, sunumun ikinci kısmı olan Türkiye-Birleşik Krallık ticaret ilişkileri ve yakın zamanda imzalanmış olan Serbest Ticaret Anlaşması’na geçildi. İkinci kısma Birleşik Krallık'taki Brexit sürecinde Türkiye- Birleşik Krallık ilişkilerini anlatarak başlayan Dursun, STA akdedilmesinin kararlaştırılması ve ihracatçılarımızın uyması gereken bazı yükümlülüklerden bahsetti. İhracatçıların Birleşik Krallık’a gönderecekleri malların standartlarının AB’den farklı olabileceğini belirten Dursun, ticarette gerçekleşebilecek teknik engellere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, artık Birleşik Krallık’a gönderilen malların, AB’nin kullandığı kalite uyum logosu Conformitè Europëenne (CE) yerine UKCA (UK Conformity Assessed) kalite uyum logosunun bulundurulması gerektiğini belirtti. Dursun, Birleşik Krallık’ın Dış Ticaret Politikası ve STA imzaladığı ülkelerden bahsederek sunumunu sonlandırdı.
Panelin üçüncü konuşmacısı olan T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Kadriye Gül Yeşilkaya, Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Sunumuna “Bölgesel Kalkınma” düşüncesinin tarihçesiyle başlayan Yeşilkaya, Roma Antlaşması, Paris Devlet Başkanları Konferansı ve Avrupa Tek Senedi gibi AB için tarihi önemde olan gelişmelerin bölgesel kalkınmanın ilerlemesine olan etkilerinden söz etti.
AB’nin Ekonomik ve Sosyal Uyum Fonu’ndan bahseden Yeşilkaya, Fon’un 2021-2027 seneleri arasında ülkelere dağılımını belirtti. Türkiye’nin IPA projelerinden birinci, ikinci ve şu an içinde bulunduğumuz üçüncü dönemde yararlanma oranlarını belirten Yeşilkaya, IPA projelerinin Türkiye’nin inovasyon kapasitesini yükselttiğini ifade etti. Yeşilkaya sunumuna, Türkiye-AB mali işbirliğinin her iki taraf için de önemli olduğunu, Türkiye’nin AB ile mali işbirliğine yönelik kurumsal yapılar oluşturduğunu ve fonların kullanılabilmesi için altı temel alanda uyum sağlanmasının gerekli olduğunu ifade ederek devam etti. Fonlardan daha fazla yararlanılabilmesi için idari, yerel ve bölgesel kapasitelerin artırılması gerektiğini kaydeden Yeşilkaya, Türkiye’nin fonların yönetilmesinde tecrübe sahibi olduğunu ve projelendirme süreçlerinin daha iyi yönetilmesi halinde yararlanılan fon miktarlarının artacağını vurgulayarak sunumunu sonlandırdı.
Panelin dördüncü konuşmacısı T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Osman Cihan Selvi oldu. Sunumuna AB bütçesi ve küresel destekler ile başlayan Selvi, özellikle GSMH’si düşük olan Batı Balkan ülkeleri için IPA’nın önemini vurgularken, bazı ülkelerin yıllık gelirlerinin %10’una yakın AB fonu ayrıldığını ifade etti. Türkiye’de şu anda yürütülen projelerinin merkezi düzeyde olduğunun altını çizen Selvi, fonlardan yararlanabilme kapasitesinin artırılabilmesi için bölgesel düzeyde yürütülen proje tecrübesi edinilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti. IPA projelerinin politika alanlarına dağılımı ile sunumuna devam eden Selvi, Türkiye’nin güney komşu ülkeleriyle birlikte alınmasının yararlanılan fon miktarını azaltabileceğini ifade etti. Siyasi atmosferin fonlardan yararlanma biçimlerini de etkilediğini ifade eden Selvi, projelere ayrılan fonların Türkiye tarafından yönetilmesi için Merkezi Finans ve İhale Birimi gibi kurumların oluşturulduğunu, ancak ilişkilerde yaşanan istikrarsızlıklar sebebiyle AB tarafının projeler için ayrılan fonların eskisi gibi dolaylı olarak kullanılmasına geçmek istediğini aktardı. Türkiye’nin 15 yıllık IPA deneyiminden aldığı dersler olduğunu aktaran Selvi, IPA seçeneğini uzun dönemde gerçekleşecek projelendirme faaliyetleri için kullanılmasını önerdiklerini, kısa vadeli projeler için bakanlık bünyesinde gerçekleştirme seçeneğinin denenmesi gerektiğini belirterek sunumunu sonlandırdı. Panelin bitişinin ardından soru-cevap bölümüne geçildi ve panelistler izleyiciler tarafından sorulan soruları cevapladı.
Panelin ardından kısa bir değerlendirme yapan İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas Türkiye'nin AB sürecinin geçmişe dayandığını, bu süreç içerisinde oluşan birikim ve uzmanlığın çok değerli olduğunu belirtti. Siyasi ilişkilerde yaşanan olumsuz gelişmelerin zaman ve zemin kaybına neden olduğunu belirten Doç. Dr. Nas, AB üyelik hedefinin sorgulandığını ama Türkiye olarak bu sürecin peşini bırakmamamız gerektiğini söyledi.
HAKKIMIZDA
ARAŞTIRMA MERKEZİ
PROJELER
İLETİŞİM
Designed By: OrBiT